"Benim en sevdiğim söz, senden duyduğum bendir."

1.9K 90 8
                                    

"Neyine bağlandım bu kadar, bana bakmayan gözlerine mi yoksa benim olmayan kalbine mi?"

Özgür'le mahzenden çıkalı 5 dakika olmuştu. Ben ona bakmamak için tüm kaslarımı zorlarken, o sanki dünyada ilgilenecek başka bir şey yokmuşcasına beni izliyordu. Sonunda pes edip ona döndüm. Ifadesiz bir şekile sadece bana bakıyordu. Bunu bozmak için söze girdim.

"Ne oldu, neden bakıyorsun?"

Bir kaç saniye daha baktı.

"Eskisi gibi olacak mıyız?"

Bunun cevabını ben bile bilmezken ona nasıl cevap verebilirdim ki! Ne olursa olsun onu üzmeye hakkım yoktu.

"Olacağız Özgür ama bir şartım var."

Küçük bir çocuk gibi yerinde kıpırdadı.

"Ne istersen leydim her şeye varım ben."

Sesli şekilde güldüm.

"Kılavuzu artık kullanmayacaksın ve satmayacaksın."

Gülümsedi.

"Zaten eskisi kadar kullanmıyorum azalttım, ama satma konusuna gelince önce Akın'ı haklamam lazım."

Hemen ayağa kalktım ve onun elinden tuttum. O da ayağı kalkınca göğsüne yaslandım. Ve sessizce konuşmaya başladım.

"Eğer sen bırakırsan benim için gerisi önemli değil." Tekrar gözlerine baktım.
"Akın'ı haklamak için ise kedi kız ve batman olmaya ne dersin?"

Sesli şekilde güldü. Kollarını benden ayırdı ve vücudumu edepsiz bir gülüşle uzun uzun inceledi.

"Ne oldu?" Dedim.

Edepsiz gülüşü yüzüne iyice yayıldı.

"Kedi kadın kostümüyle ne kadar seksi durabileceğini hayal ettim de bir an."

Koluna sıkı bir yumruk attım. Acı şekilde inledi ama yüzündeki edepsiz gülümsemesi halâ duruyordu. Elini bana uzattı bende karşılık verdim. Özgür evine gelmemi ısrar etse de reddettim. Babamla görülecek bir hesabım vardı. Eve vardığımda saat 19.08 idi. Hızlıca üzerimi değiştirip su içtikten sonra babamı aradım.

"Baba müsait misin?"

"Müsaitim tatlım bir şey mi oldu?"

Bana tatlım demesi canımı sıktı. Küçükken bana hep tatlım derdi, o zamanlar hoşuma çok giderdi ama şu an sadece midem bulanıyordu.

"Bana gelir misin diyecektim biraz konuşmuş oluruz."

Bunu söylediğim an bir şeylerin ters gittiğini anladığında kalıbımı basarım.

"Peki tamam 1 saate orda olurum hoşçakal."

"Hoşçakal ."

Babam gelmeden bir şeyler hazırladım. Masayı kurduktan 2 dakika sonra kapı çaldı. Koşarak açmaya gittim.

"Hoşgeldin ,baba."

Gülümsedi, bende zoraki bir şekilde karşılık verdim.

"Hoşbuldum birtanem."

Salona geçti. Rastgele bir yere oturdu bende yanına iliştim.

"Ee baba annemle nasıl gidiyor?"

Bir an afalladı, ama çabuk toparladı.

"İyi çok iyi. " dedi gülümseyerek.

"Oh oh ne güzel daha iyi olun. Sofra hazır istersen geçelim masaya.

"Olur." dedi yanından geçerken onun nasıl bir yalancı profesyonel olduğunu anlamış oldum. Yemekleri yedikten sonra babama kahve yaptım ve karşına geçtim.

"Baba sana bir soru soracağım ama bana dürüst ol lütfen. "

Gözlerini gözlerime kilitledi. Başını olur anlamında hafif şekilde salladı.

"Annemi ne zamandan beri aldatıyorsun."

"Lizge sen ne saçmalıyorsun yok öyle bir şey."

"Yalan söyleme baba, nasıl yaparsın ya bunu anneme. " sesim olduğundan fazla yüksek çıkmıştı.

"Sakin ol anlatacağım ama sözümü kesmeden beni dinle."

Histerik bir gülüş çıktı dudaklarımdan.

"Ne anlatacaksın ya melek gibi kadını bırakıp başka bir kadının koynuna girdiğini mi?"

"Lizge ileri gidiyorsun, kalbini bana kırdırtma."

"İleri gittiğimi düşünmüyorum."

Bana yaklaştı ama sakin olmaktan çok uzaktı.

"Sonrasında pişman olacağın şeyler söylüyorsun."

Yüksek sesli bir kahkaha attım.

"Ne yani suçlu değil misin, utanmadan nasıl annemin yüzüne bakabiliyorsun baba!"

Bu kez daha sakindi.

"Sakin ol."

"Hayır çünkü çok sinirliyim, annemden ayrılacaksın baba yoksa kendi ağzımla senin onu aldattığı söylerim ve inan bunu her şeyiyle ispatlarım."

Koltuğa oturdu.

"Otur sana her şeyi anlatacağım."

Icimdekileri dökmek biraz olsun sakinleşmemi sağladı. Karşında oturdum. Sanki babamla değilde bir yabancıyla konuşuyormuş gibi hissettim.

" Annenle birbirimizi severek evlendik biliyorsun, sana anlatmıştık. Çok güzel bir evliliğimiz vardı. Her şey mükemmeldi, sonra sen doğdun evimiz daha da neşelendi. 23 yıl boyunca annene yalan söylemedim. Sana da aynı şekilde, ta ki annenin kanser olduğunu öğrendiğim ana kadar. " Gözlerim faltaşı kadar açılmıştı. Ağlamaya başladım. "Ağlama sakın, beni dinle lütfen. Annen bana hayatının son günleri olduğunu söyledi. Akciğer kanseriymiş, 5. Evre. Bana senin ve benim, yalnız olmamı istemediğini ve hayatıma giren her kim ise destekleyeceğini söyledi. Başta kabul etmedim ama çok istedi. Sonra Zehra ile tanıştım yaklaşık 4 aydır da birlikteyiz, asla onu annenin yerine koymam, koyamam." Babamın gözleri de dolmuştu. Onu benim yanımdayken hiç ağlarken görmemiştim. Yanına gittim, sarıldım defalarca özür diledim. Şu an tek düşündüğüm Annemdi.. .

Yıldıza dokunmayı unutmayın..

EMRİNE AMADE ( Düzenlenecek! )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin