Bölüm:45 {Final...}

833 27 6
                                    

Gece midir seni bana düşündüren?
Yoksa ben miyim,
Seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Kim bilir,
Kaç kişi ayrı yataklarda birbirine sarılarak uyuyordur?
Oysa...
O beni ben de onu bekliyordum...

"Özdemir Asaf"

"Aşk, tesadüfleri sever." Cümlesi belki de ilk kez bu kadar derin ve mânalı geliyordu. Lizge'yi ilk gördüğüme diğer kızlara asla hissedemediğim duyguları benimsedim. Çok şey yaşamıştık, çok hırpalanmıştık ama hayat bizi yeniden bir araya getirmişti.

Şirketten çıktıktan sonra Lizge ile buluşacağım için hazırlanmaya başladım. Önce uzamış saçlarımı ve sakallarımı kuaförde eski haline getirdim. Üzerime siyah gömlek, altına da bej rengi pantolon giydim. Aynadan kendime baktığımda, dış görünüşümü ne kadar özlediğimi farkettim. Lizge'nin, hayatıma yeniden gireli bir kaç saat olmasına rağmen, üzerimdeki etkisine gülümsedim.

Arabama binip Lyle's' e doğru yola çıktım. Kısa süre içinde geldiğimde arabayı yavaşça park ettim. İçeriye randevusuz almadıklarını bildiğimden öncesinde müdürü arayıp bizim için bir yer ayarlamasını istedim. O da bu isteğimi, kırmadan kabul etti. Bizim için ayarlanan masaya ilerlediğimde Lizge hâlâ gelmemişti.

Sandalyeye oturduğumda, sipariş vermek istemedim. Yaklaşık 10 dakika sonra Lizge kırmızı mini elbisesi ile restauranta girdi. Gözlerim yavaşlatılmış ağır çekim gibi her adımını detayla izledi. Bir kız nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Masanın önüne geldiğinde bir kaç saniye gözlerime baktı. Ayağa kalkıp sandalyesini çektim. Yavaş ve nazikçe karşıma oturdu.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

Nefessiz şekilde gözlerine bakarken imalı şekilde gülümsedi.

"Benle buluştuğun için, eşin veya sevgilin kızmasın sakın. Dikkat et!"

Tebessüm ettim, ama bilerek cevap vermeyip konuyu değiştirdim.

"Daha önce buraya geldin mi?"

Göz devirdi.

"Geldim tabiki."

"Yalnız mı?"

Yavaş yavaş yanıma yaklaşıp gözlerime baktı. Bakışları dudaklarıma kaydığında sakince kendi dudaklarını ıslattı. Tekrar gözlerime baktığında sessizce konuştu.

"Bunu sana asla söylemeyeceğim."

Gülsem de bu dediği sinirimi bozmuştu. Kendimi onun yerine koyunca ne kadar haklı olduğuna kanaat getirdim.

Yemekleri sipariş ettikten sonra konu açmak istedim ama Lizge benden önce davrandı.

"Adı ne?" dedi kıskançlıkla karışık bir sesle.

"Kimin?"

"Karının, çocuğunun, kayınpederinin... falan!"

Kıskanç halinin her halinden daha tatlı olduğunu bir kez daha hatırladım. Geçmişte her kıskandığında kollarını birleştirirdi. Şimdi ise bunu yapmamak için kendini zor tuttuğunu biliyordum.

"Neden soruyorsun, yoksa bize misafirliğe filan mı geleceksin?

"Neden olmasın, belki seni karından ödünç alırım."

"Bir ömür boyu alabilirsin."

Yüzü düştü.

"Evlendin yani?"

EMRİNE AMADE ( Düzenlenecek! )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin