Ne zaman imkansızı seversen, işte o zaman gerçek seversin.

1.1K 57 0
                                    

"İmkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, Yoksa severken imkansız mıdır yaşayabilmek. Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek. Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek ? Kolay mıdır bir anda vazgeçip gitmek, Yoksa gitmekten vazgeçip, sevmek mi gerek?"

'Özdemir Asaf'

🤍

Özgür arabanın farlarını söndürdükten sonra merakla yüzüne baktım.

"Neresi burası?" dedim.

Yüzüme bakmadan arabadan aşağı indi ben ne yaptığını anlamaya çalışırken kapımı açtı ve elini bana uzattı. Tereddüt etmeden elimi onun eliyle buluşturdum. Arabadan aşağı indiğimde bir üniversitede olduğumuzu fark ettim. Özgür'ün yüzüne merakla baktım. O da bunu anlamış olacak ki gülümseyerek karşılık verdi.

"Burası, babamın rektörlük yaptığı üniversite." dedi. Ve galiba ağzım yarım metre açıldı. Çünkü burası ülkenin en iyi tıp okuluydu.

"Peki, burada ne işimiz var?"

Sesli şekilde nefesini dışarı bıraktı.

"Bir kaç belge almamız gerek."

Kaşlarımı çattım.

"Babanın bundan haberi var değil mi?" Dedim öyle olduğunu umarak.

Gülümsedi.

"Ne oldu kedi kadın olmaktan korktun mu?" Dedi gülerek. Kollarımı göğsümde birleştirip, yüzüne baktım.

"Ne alakası var, ben başımız belaya girmesin diye sordum sadece." gülerek konuştu.

"Evet leydim, eminim öyledir," dedi. Bende içimdeki kedi kadını ortaya çıkartmak için Özgür'den önce davranıp binaya doğru yürümeye başladım. Ancak bu planım saniyeler sonra suya düştü. Güvenlik görevlisi olduğunu düşündüğüm adam bize doğru yaklaştı. Ben korkudan geri geri adımlarken, Özgür olağan bir şeymiş gibi güvenliğe selam verdi.

"İyi akşamlar Necip Abi." dedi gayet ciddi bir şekilde. Güvenlik karşısındaki kişinin Özgür olduğunu anlayınca gülümsedi.

"İyi akşamlar, Özgür Bey oğlum," söylediği hitaba sessizce güldüm.

" Hayrola, gece gece ne işiniz var burada?" Ben yutkunurken, Özgür güvenliğe tebessüm etti.

"Kusura bakma Necip Abi, babamın alması gereken bir kaç dosya varmış da onları almaya geldik." güvenlik kaşlarını çatarak düşünürmüş gibi bir tavır sergiledi.

"Bu saatte mi?"

Özgür başını salladı.

"Evet, babam şu an bir toplantıda, ve sen şu an bizi fazlasıyla tutuyorsun Necip Abi." Dedi şakayla karışık.

"Kusura bakma Özgür Bey oğlum, ne bileyim sen bu saatte gelince şaşırdım biraz," Özgür bana bakıp göz kırptı.

"Siz binaya girin ben buralardayım." Özgür gülümseyerek karşılık verdi.

"Tamam Necip Abi, sen buraları kolaçan et belli mi olur hırlısı var hırsızı var." içimden ıstemsizce güldüm.

"Merak etmeyin, ben hep buradayım bendeki göz şahin de yok." dedi. Özgür daha fazla dayanamayıp ,sesli şekilde güldü. Ben ise gülmeme engel olarak sadece tebessüm ettim.

"Buna şüphemiz yok zaten Necip Abi." dedi ve gülümseyerek güvenliği geçip binaya doğru ilerlemeye başladı , ben de uslu çocuklar gibi onu takip ettim. Binaya girdiğimizde hafifçe etrafa göz gezdirdim. "Burası nasıl bir yerdi böyle?" Oldukça geniş ve havalı bir yerdi. Özgür ile yukarı katlardan birine çıkmaya başladık. Orta kata çıktığımızda, bir odaya girdik, ama ne oda. Eski Osmanlı koltukları gibi ağır ve gösterişli koltuklar ve oldukça pahalı olduğunu düşündüğüm yerdeki halı kaplıyordu. Etrafa bakınca Özgür ile göz göze geldik.

EMRİNE AMADE ( Düzenlenecek! )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin