Fraud |taekook

Güven

-Keyifli okumalar-

Yediğimiz o güzel yemeğin ardından tam olarak iki hafta geçmişti...

Ve biz o günden sonra Taehyung ile çıkmaya başlamıştık.

Evet, tahmin ettiğim gibi o yemekte bana yeniden açılmış, hislerini itiraf etmiş ve ona bir şans vermemi istemişti.

Ben de üzerime düşeni yapmış ve ona ilk adımı atmıştım. Duygularında ne kadar samimi ne kadar değil kestiremiyordum açıkçası ama hissettiğim samimiyet bana rahatsızlık veriyordu.

İlk kez bu kadar rahatsız hissediyordum...

Daha önce bir çok iş yapmıştım. Büyük, küçük bir çok iş... Neden ilk kez bir işin sonu için heyecanlanamıyordum bilmiyorum...

Ve ilk kez korkuyordum.

Bunun en büyük nedeninin Juwoon olduğunu biliyordum. Çünkü daha önce hiçbir işime onu dahil etmemiştim ama bu sefer işler benim kontrolüm dışında gerçekleşmişti.

Juwoon ve Taehyung tanışmışlardı ve Juwoon, Taehyung'u çok sevmişti. Benim elimden ise hiçbir şey gelmemişti.

Bu yüzden elimi biraz daha çabuk tutmalı ve Taehyung'a daha fazla alışmasına engel olmalıydım.

Fakat ne kadar çabuk olursam olayım zorlanacaktım. Çünkü Taehyung gerçekten iki haftadır, yani çıkmaya başladığımız andan beri çok farklıydı... Gününün büyük bir kısmını bize adamış gibiydi...

Rutin olarak sabah kalkıyor, onu evinden alıyordum. Sonrasında ise onu işe bırakıyordum. İşten dolayı zaten tüm gün birlikte vakit geçiriyorduk. İşten sonra ise...

İşten sonra ise Taehyung her zaman benimle eve geliyordu. Akşam yemeğini hep birlikte yiyor, Juwoon ile birlikte vakit geçiriyor, Juwoon ne isterse onu yapıyorduk. Juwoon uyumadan, bir de beni öpmeden asla günü bitirmiyordu...

İki hafta geçmişti ama korkuyordum. Sadece Juwoon'un buna alışmasına değil, ben de alışıyordum.

Ruhum açtı. Sevgiye, ilgiye, aşka... Bu zamana kadar eksik yaşamıştım fakat umurumda değildi. Juwoon'un eksik hissetmemesi yetiyordu bana. Fakat şimdi durum biraz farklıydı...

Kendimi bunca zaman avuttuğumu yeni yeni fark ediyordum sanki. Yıllarca buna ihtiyacım yokmuş gibi davranıyordum ama Taehyung öyle güzel davranıyordu ki korkuyordum. Bu duruma alışmaktan deli gibi korkuyordum.

Çünkü her şey fazla pürüzsüz ve güzel gidiyordu benim için.

Tek bir şey hariç.

Taehyung'un babası bu durumdan hiç memnun değildi. Nasıl öğrendiğine gelirsek eğer...

Taehyung çok pervasızdı. Hiç kimseden hiçbir şeyden çekinmiyordu. Olduğumuz yer fark etmeksizin elimi tutuyor, bir anda öpüyor ve beni herkese sevgilisi olarak tanıtıyordu. Fakat tanıtmasına bile gerek kalmadan babası bizi basmıştı...

Evet, tam olarak basılmıştık. Taehyung, çantasını arabada unuttuğu için çıkarmamı rica etmişti ki ben bilerek bıraktığına yemin edebilirdim.

Çantasını odasına çıkardığımda teşekkür etmiş, yetmemiş öpmüştü. İşte tam o sırada babası, Taehyung'u toplantıya çağırmak için odaya girmiş ve bizi görmüştü.

Yerin dibine girdiğimi hissetmiştim. Aceleyle odadan çıkmıştım. Babası, Taehyung'a ne dedi, ne söyledi bilmiyordum fakat iyi şeyler söylemediği kesindi. Çünkü o günün akşamı Bay Kim bana olduğundan daha mesafeli daha soğuktu. Bakışları altında eziliyordum.