Keyifli Okumalar...
Beklemediğim şey ise elleri cebinde ayağının ucundaki taş ile oynayan Taehyung idi..
Şaşkınlığım yüzüme yansımış olmalı ki soğuk ses tonu ile konuştu.
"Senin için gelmedim, Juwoon için buradayım. Onun bir suçu yok..."
Başımı hızla salladım.
"Teşekkür ederim, teşekkür ederim Taehyung."
Daha ne kadar minnettar olabilirdim bilmiyordum. Yaptığı her hareket beni hem utandırıyor hem de ona minnet duymamı sağlıyordu.
"Onun yanında sana böyle davranmayacağım merak etme. Juwoon her şeyi anlayabilen bir çocuk, o yüzden sakın sana olan normal tavrımı yanlış anlama."
Bu dediğine de onaylar anlamda başımı salladım.
"Tamam, anlamam. Teşekkür ederim tekrardan."
"Bir 20 dakika duracağım sadece, sonra da bir daha görüşemeyeceğimizi söylerim ben ona."
İşte bu dediğine yavaşça salladım başımı.
"Nasıl istersen."
Zar zor çıkan sesim beni ele vermişti. Onaylamak dışında da başka çarem yoktu ama...
"Bundan sonra da karşılaşmayalım, karşılaşsak bile benimle konuşmaya çalışma!"
"Peki..."
Fısıltıyla çıkan sesimle kendi kendimi onayladım ve yeniden başımı salladım.
Zaten başka ne yapabilirdim ki, onu onaylamaktan başka ne yapabilirdim.
"Ne taraftan?"
Sorusunun üzerine elimle sarmaşıkların olduğu tarafı gösterdim ve ilerlemeye başladık.
Geldiğimiz yere anlamsızca bakarken ben sarmaşıklara parmaklarımı doladım ve demirden aşağı doğru çektim.
Taehyung yaptığım hareketle gözlerini hafifçe açtı. Sonrasında biraz kibirli ve alaycı bir gülümsemeyle göz devirdi. Beni tam anlamıyla dolandırıcı olarak görüyordu.
Eskiden parlayan gözleri yerini donukluğa aşkla bakan gözleri ise yerini nefrete bırakmıştı.
Sanki ondan her an bir şey alacakmışım gibi tetikte bekliyordu. Her an başka birine zarar verecekmişim gibi şüpheyle bakıyordu gözlerime.
Bu ilk defa canımı yakıyordu, ilk defa hiçbir şey yapmayacağım inan bana diye bağırasım geliyordu.
Bunca zaman yaptım evet ama artık yapmam Taehyung demek istiyordum ama bunun zerre faydası olmayacağının da farkındaydım.
Her zaman oturduğum yere oturup bahçeye doğru baktım. Henüz ses seda yoktu.
Yanımda ise Taehyung'un oturacağı genişlikte bir yer vardı ama o ayakta bekliyordu.
Kısık sesimle seslendim.
"Otursana."
"Gerek yok."
"O yüzden demiyorum. Ayakta beklersen biri bizi görebilir."
Söylediğim şey mantıklı gelmiş olmalı ki etrafına göz gezdirdi sonra da aramıza mesafe bırakarak yanıma oturdu.
Şimdi o da benim gibi başını demir korkuluklara yaslamış, kocaman havuzlu bahçeye bakıyordu.
Zarif parmakları o demire tutunmuş hafif hafif ritim tutturmuştu. Ben ise Juwoon gelene kadar onu izlemeye koyulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fraud |taekook
FanfictionJeon Jungkook çetesinin en büyük vurgununu yapmak için seçilmişti... Text-Düzyazı Switch 30.06.22