Keyifli okumalar...
"Söyle bana Jungkook, anlat bana güzelim. Kim sebep olduysa bunlara söyle tek tek hesabını sorayım Jungkook. Yeter ki dökülmesin gözlerinden şu yaşlar..."
Hıçkırıklarım ardı ardına dudaklarımdan döküldü. Hızla dizlerimi kendime doğru çektim ve yüzümü kollarımın arasına alarak dizlerime gömdüm.
Utanıyordum, ilk defa bu kadar utanıyor ve kendimden nefret ediyordum. Birazdan söyleyeceğim her şey için kendime lanet ediyordum.
Taehyung daha da telaşlanırken elleri saçlarımı buldu. Usul usul sevdi... Dokunuşu öyle şefkatliydi ki elini itmek bana dokunma diye bağırmak istiyordum.
Çünkü böylesi daha kolaydı... Bana bu kadar güzel davranırken ona bunları yapmak midemi bulandırıyordu.
Bir müddet daha ağlamaya devam ettim... O da saçlarımı sevmeye devam etti. İkimizde tek kelime etmedik bu süre içerisinde. Anlatacağımı biliyordu çünkü öncesinde ise içimi dökmeme izin vermişti...
Saçlarımda duran elleri geri çekildiğinde oluşan boşluktan nefret ettim. Sonra da yanımdan yavaşça kalktı.
Başımı kaldırdığımda çekmecede duran bir kutu peçeteyi alıp yeniden yanıma oturdu. İçinden çıkardığı birkaç peçeteyi bana uzatmak yerine gözlerime uzandı ve kendisi sildi.
Her hareketi ağrıma gidiyordu.
Hıçkırıklarım yavaş yavaş iç çekişlere döndüğünde yüzümü sevdi ve tebessüm etti.
"Daha iyi misin?"
Yutkundum.
Değildim.
Başımı olumsuz bir şekilde salladım.
"Jungkook, ne oldu? Söyle bana yalvarırım..."
Alt dudağımı dişledim ve dolu gözlerle gözlerine baktım. Artık bir yerden başlamalıydım...
"Taehyung..." sesim öyle titremişti ki öksürme ihtiyacı hissettim.
"Söyle güzelim..."
"Taehyung, Juwoon'u benden almak istiyorlar."
Duyduğu şeyle birlikte kaşları çatıldı önce...
"Ne-ne demek Juwoon'u senden almak istiyorlar? Kim almak istiyor?"
"Bu sabah sosyal hizmetlerden geldiler, Juwoon'un ihtiyaçlarını karşılayamadığımı söylediler. Annem... Annem Juwoon'u geri istiyormuş..."
"Yeni mi aklına gelmiş!"
Sesi yükseldiği an hafifçe yerimde sıçradım. Böyle bir tepki beklemiyordum. Bu sırada ayağa kalkmış, sinirle saçlarını geriye atmıştı. Yüzüme bakarak yeniden konuştu.
"Peki suratının hali ne?"
Yeniden dudaklarımı ısırdım. Kanatacak kadar sert...
"Şey... Düştüm..."
"Jungkook sen benimle dalga mı geçiyorsun?! Düşmediğini sende ben de çok iyi biliyoruz. Kim yaptı?"
"Bilmiyorum... Kimin yaptığını bilmiyorum. Bir anda saldırdılar..."
Yanıma yeniden oturduğunda yüzüme doğru eğildi ve kesik olan yarayı hafifçe sevdi.
"Hiç mi görmedin? Kim yaptı, seslerini de mi duymadın?"
Seslerinden bile bulabilir miydi?
"Görmedim."
Zaten çatılı olan kaşları iyice çatıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fraud |taekook
FanfictionJeon Jungkook çetesinin en büyük vurgununu yapmak için seçilmişti... Text-Düzyazı Switch 30.06.22