keyifli okumalar...
"Jungkook, dinle beni güzelim alacağım Juwoon'u tamam mı? Ne pahasına olursa olsun alacağım Juwoon'u buradan. Bencil değilsin Jungkook özür dilerim sen bencil değilsin sadece ben çok kızgınım..."
"Taehyung..."
Fısıltımla susmuş gözlerimin içine bakmıştı.
"Söyle güzelim?"
"Acı çekiyorum, çok acı çekiyorum ben... Yemin ederim nefes alamıyorum Taehyung, boğuluyorum."
Önce yutkundu sonra başını usulca salladı.
"Biliyorum güzelim, ne kadar canın yanıyor farkındayım Jungkook ama şimdi biraz toparlan olur mu Juwoon her an çıkabilir seni böyle görmesini mi istiyorsun?"
"Hayır, hayır istemiyorum."
"Güzel. Şimdi sakin ol önce Juwoon'u görelim sonra da güzelce konuşalım olur mu?"
"Söz mü Taehyung?"
"Söz..."
"Taehyung... Bir kere... Bir kerecik sarılabilir miyiz?"
Söylediğim şey ile tebessüm etmiş ve beni kollarının arasına almıştı. Sanki senelerdir hasret kalmış gibi girdim kollarının arasına ve yüzümü boynuna gömdüm.
Bir eli yavaşça sırtımı sıvazlarken diğer eliyle saçlarımı sevdi. Çocuk gibi muhtaçtım ona ilgisine, sevgisine, şefkatine bunu kısa sürede nasıl başarmıştı bilmiyorum ama onsuz yapamayacak duruma gelmiştim.
Düzelebilirdik değil mi? Affetmezdi belki ama iyi olabilirdik bir ihtimal...
Hiç ayrılmak istemesem de bir süre sonra kollarını benden çekti ve aldığı diğer suyu açıp bana uzattı.
Suyu yavaşça yudumladım ve kuruyan boğazımın biraz yumuşamasına izin verdim.
Ara ara hatta sık sık gözlerine bakıyor bu sefer biraz olsun karşılık alıyordum. Az önce yaşadığım şey neydi bilmiyorum ama biraz daha nefes alabiliyor gibi hissediyordum.
"Neden çıkmadı hâlâ?"
Bunu Taehyung'dan ziyade kendi kendime söylemiştim. Bahçeye hazırladıkları şeyler öylece duruyordu ama Juwoon hâlâ gelmemişti.
Ayağa kalkıp demirlerin altında kalan çıkıntıya basıp bahçeyi daha iyi görmeye çalıştım ama kimse yoktu.
Başımı demirlerin arasına uzatmamla birlikte kapı açıldı.
"Siktir!"
Panikle ayağımı geriye atmıştım ancak dengemi sağlayamamış ve ayağımı boşluğa atmıştım.
Aynı hızla belimi saran kollar beni hızla geriye çekmiş ve yakalanmamızı önlemişti.
"Çıktı Taehyung..."
"Onu fark ettim..."
Juwoon'u görmemin mutluluğuyla gülümsüyordum, elimde değildi.
Tekrar yerime geçtiğimde Juwoon'un bu tarafa kaçamak bir bakış attığını gördüm.
Ona tebessüm ettiğimde gözlerini hızla benden kaçırdı...
Gülümsemem yüzümde donarken, demiri tutan parmak boğumlarım bembeyaz oldu.
Neden öyle yapmıştı? Taehyung'u da getirmiştim işte yanımda...
"Yanında çalışanlar var, buraya gelemeyeceğini biliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fraud |taekook
FanfictionJeon Jungkook çetesinin en büyük vurgununu yapmak için seçilmişti... Text-Düzyazı Switch 30.06.22