Multi: Ben shiplemiyorum ama vardır shipleyen. 💛💙
"Eğer ayrılman gerekiyorsa her parçayı al benden, sevmeye çalıştığımda başarısızlıklarım dikişlerinden sızlıyor."
The Plot In You, Too Far Gone
🐞🐾
Chloé, Adrien'a ulaşamadığı için endişeliydi. Onu bir kez daha aradı fakat diğer çağrılarda olduğu gibi yanıtsız kaldı.
"Tanrım..." Lacivert gözleri yanmaya başlayınca başını havaya kaldırdı ve gözyaşların akmasına izin vermedi. Buna inanamıyordu. Nathalie...
Luka kızın duygusallaşmış ifadesine bakmayı kesti ve bu sefer telefona sarılan o oldu. Adrien'a ulaşamamalarının nedeni Kara Kedi formunda olduğunu açıklardı fakat bundan emin de değildi. Viperion maskesini giyerek bunun cevabını alabilirdi ama Chloé de vardı. Ona ne diyecekti?
Nathalie'nin ailesi yoktu ve hastane başvuru kâğıtlarını imzalayan Gabriel Agreste de ortalıkta görünmüyordu. Gabriel Agreste'e zaten ulaşamazlardı fakat arkadaşları olan Adrien'dan da haber alamıyorlardı.
Luka tam Adrien'ı arayacakken telefonu titremeye başladı. Sonra ekrana bilinmeyen bir numara çıktı. İkinci kez düşünmeden cevapladı çağrıyı. "Alo?"
"Luka, benim, Uğur Böceği."
Genç, yaslandığı duvardan ayrıldı. Bu hareketi Chloé'nin dikkatini çekti ve dolu olan lacivetlerin ona dönmesine neden oldu. Luka'nın telefonla konuştuğunu görünce heyecanla yaklaştı ona. "Kim o? Adrien mı?"
Luka başını iki yana salladı sadece ve zaman ister gibi işaret parmağını gösterdi. Chloé'nin yükselen omuzları çöktü. Yorgunlukla kendini hastane oturaklarına bıraktı.
Luka kızın onu duymayacağından emin olana kadar uzaklaştıktan sonra Uğur Böceği'ne yanıt verebildi. "Dinliyorum Uğur Böceği."
"Kara Kedi'yle birlikte Paris'e geri döndük. Hiç vakit kaybetmeden ekibi toplamamız gerekiyor. Buluşma noktamız Émile Zola Bulvarı'nda. Sana konumu gönderdim."
"Anladım fakat... Kara Kedi şu an yanında mı?"
"Hayır, o mucizeleri teslim ediyor."
"Anladım." Luka gerçekleşen durumu nasıl dile getireceğini bilmiyordu. Üstelik acilen ekibin toplanması karar kılınmışsa yapması gereken verilen görevi yerine getirmekti. Nathalie Sancoeur hakkında söz etmese daha iyi olacaktı.
"Hastanedeyim," Sonra ekledi: "Chloé'yle... Ona ne demeliyim bilmiyorum."
"Sen neden hastanedesin?"
"Nathalie için..." dese bile artık önemi yoktu. Uğur Böceği'nin rahat bir nefes verdiğini duydu. Bir şey olmuş sanmıştı herhalde.
"Tamam, öyleyse..." Takım liderinin susmasıyla onun düşünmesine izin verdi. O sırada başını çevirip kızı kontrol etti. Hâlâ orada oturuyordu ve kendisine bakıyordu. Meraklı bakışlara sahipti lacivertleri. Sonra Uğur Böceği "Onu da getir." dedi. "Evet, onu da getir. Lütfen acele et." Ve telefon görüşmesi sonlandı.
Hayatında hiç bu kadar hızlı hareket etmemişti.
Luka, Chloé'ye gitmeleri gerektiğini söylediği gibi asansörün yolunu tuttu. Genç kız büyük bir afallamışlıkla kendini onu takip ederken bulduğunda o devasa hastaneden çıkmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Son Yazgı (Ⅲ. Kitap) | Miraculous
FanfictionLain Serisi Ⅲ #together Âşık olmaya başladığım zamanlarda kimse sonsuzluktan bahsetmemişti. Öyle derin, öyle saklı, Kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtıl gibi... Habersiz, saf ve dünyayı tanımayan bir ruh. O ruha karıştın ve bilmediğim, tanım...