22. Bölüm "Karar"

231 30 17
                                    

"Bunun gerçek ben olmadığıma inanmama yardım edin."

Three Days Grace, Animal I Have Become

🐞🐾

Son üç gündür içimde olan dayanılmazlık hayatım boyunca hiç deneyimlemediğim bir şeydi.

Paris'teydim; evimde, odamda, yatağımın içinde. Avucumda tuttuğum yıldız broşuna uzun süredir baktığımı biliyordum. Baktıkça düşünüyor ve düşündükçe delirecek gibi oluyordum.

Bu gerçek kabul edilemeyecek kadar can yakıyordu.

Gözyaşlarımı sildiğim buruşmuş peçeteyi göz altlarıma bastırdım. Ruhumun incildiği gibi bedenim de çökmüştü. Gözlerim ağrıyordu. Bacaklarım bedenimi tartmıyordu. Yemek yiyemiyordum. Halsizliğim aileme soğuk algınlığına kapıldığımı gösterse de durum bambaşkaydı.

Nathalie'nin cenazesinden sonra okuldakiler Adrien'a ulaşmaya çalışmış fakat başaramamışlardı. Bu yüzden beni arayan birçok kişi olmuştu ama benim de bir cevabım olmadığı için elleri boş dönmüşlerdi.

Onu üç gündür görmemiştim. Ulaşamıyordum ve bunun nedeni belki de Adrien'ın telefonuna el konulmasıydı. Üç gün. Ne yapıyordu? İfadesinin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim ama öyleydi. Bunun Paris'in, hatta Fransa'nın en önemli soruşturması olduğu içindi belki de.

Uğur Böceği olarak bile sınırlar çizilmişti bana. Gabriel Agreste ile görüşmeme izin yoktu. İfadesini tamamen verdiğinde görüşebileceğim söylenmişti. Bunun nedeni de onunla bireysel konuşmak isteğimle alakalıydı. Buna izin yoktu. Her şeyi kayıt altına almak zorundaydılar. Uğur Böceği olsam bile bu değişmiyordu.

"Biraz kurabiye ister misin Marinette?" Tikki'nin nazikçe sorduğu teklifini başımı iki yana sallayarak cevap verdim. "Ama bir şeyler yemelisin." Sesi üzgün geliyordu. "Yoksa güçsüz düşersin."

"Güçlü olduğumu kim söyledi?" Hiçbir zaman güçlü değildim. Ben her zaman güçsüz olmuştum. Neyi doğru yapmıştım ki? Hiçbir şeyi... "Hiç güçlü olmadım ki Tikki, güçsüz düşeyim."

"Öylesin!" Tikki gözlerimin önüne geldi. "Kendini hor görme Marinette."

Hiçbir teselli işe yaramazdı.

"Sen çok güçlü bir kızsın Marinette. Kimsenin kaldıramayacağı yükleri sırtlayarak buraya kadar geldin. Birçok zorluktan geçtin ve her ne yaşanmış olursa olsun omurganı dik tuttun. Şimdiyse yoluna devam ediyorsun ve devam etmek için yapman gereken öncekilerde olduğu gibi dik durmak." Kurabiyeyi avucuma koydu. "Sen inanılmazsın. Sana güveniyorum."

Kirpiklerim ağırlaştı. Kapattım gözlerimi. Onun söylediklerini düşündüm. Her şey uğur böceği mucizesi için seçilmemle başlamıştı. Bana güven veren bu mucizeyle aylarca mücadele etmiş ve bu süreçte Adrien'ı kazanmıştım. Gelecekten gelen bildiride olduğu gibi Hawk Moth'u birlikte yenmiştik. Tek gerçeğin düşmanımızın Gabriel Agreste olmadığını, başka şeylerin de olduğu öğrenmiştim. Bu tamamen geçmişe dayanıyordu. Agreste ailesinin geçmişi yıkımı kucaklamıştı resmen. Öyle ki bu geçmişe verilebilecek bir sıfat dahi yoktu.

Çünkü o geçmişin içinde umutla birlikte yitikler vardı.

Diğer günlerde olduğu gibi benekli kostüme büründüm ve hastayım diyerek kendimi hapsettiğim odamın penceresinden dışarı çıktım. Öğlen olduğu için Paris olduğundan sessizdi ve bu sessizlikte yakın olduğum için okulumun zilini duydum. Okuldaki devamsızlığım yüzünden sınıfımızdan sorumlu Bayan Bustier benimle konuşmak istemişti fakat bunu reddetmiştim.

Lain: Son Yazgı (Ⅲ. Kitap) | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin