"Seni kendimden uzaklaştırmak istesem de seninle karşılaşınca rahatsızlık duysam da, istemediğim hâlde sen sabırlı şekilde hep yanımda kaldın."
From BTS 'Suga', First Love
(Bu grubu dinlediğim zamanlarda Suga en sevdiğimdi. Onun şarkıyı söylerken duyguları tamamen ortaya döktüğünü düşünürdüm hep. Bölümü yazarken yine bu şarkıya denk geldim, dinledim ve yine aynı hissettirdi. Değerli bir sanatçı, böylesi ender.)🐞🐾
Hilal kendini geceye asmıştı. Etrafında tek bir yıldız dahi yoktu. Tek başına olduğu hâlde gösterişliydi. Yaydığı ışık o kadar kuvvetliydi ki dünya üzerindeki bütün medcezirlere yansımasını düşürebilirdi.
Bugün 7 Şubat.
Eski takvim yaprağını koparttım ve kırılgan bir parçaymış gibi masanın üzerine koydum. Orada kalmadı. Açık pencereden içeri esen rüzgâr takvim yaprağını alıp götürdü. Başımı kaldırdım, yeniden aya baktım.
Hilali sevmiyorum. Bana ayrılıklarımı hatırlatıyor.
Odamın kapısının araladığını duyduğumda olduğum yerde durmayı kestim ve pencereye yöneldim. Camı kapatırken annemin sesi kulağıma doldu. "Marinette, sana tarçınlı süt yaptım."
"Hm hm,"
"Soğutma, tamam mı?"
"Tamam," dedim kısıkça. Elimi pencerenin kolundan çektim ve ona döndüm. Süt bardağını çalışma masama koyduktan sonra bana baktı. Gülümsediğinde mahcup bir tebessüme sığındım. Sol kolumu kendimi teselli eder gibi ovuştururken bu, annemin dikkatini çekti. Yutkundum ve bunu yapmayı kestim. Annemin vücut dilini iyi okuduğunu gözden çıkarmamam gerekti.
"Bugün okul nasıl geçti?" diye sorduğunda omuz silktim. "Her zamanki gibi,"
"Eskisi kadar canın sıkılıyor mu?" dediğinde duraksadım. Devam etti: "Adrien'dan haber alabiliyor musun?"
"O kimseyle görüşmek istemiyor."
"Bugün onun verdiği ifadesini okudum. Haber sayfaları paylaşmış. Masum bir çocuk olduğu ifadesinden bile anlaşılır. Buna rağmen onu suçlu bulanlar var."
"Evet, hâlâ..."
"Böyle bir durumda Adrien'ın desteğe ihtiyacı yok mu? Onun yalnız kalması doğru mu?"
"Bunu kendi istedi anne." dedim. "Kimseyle görüşmüyor. Benimle bile."
"Seni hâlâ aramıyor mu?"
"Hayır,"
Aileme yalan söylemeye devam ediyordum çünkü ben hâlâ Uğur Böceği'ydim. Hawk Moth yenilmiş olsa bile hayatıma sarılı yalanlar yıkılmıyordu. Buna mecbur olduğum için çok fazla düşünmek istemiyordum ama ağzımdan çıkan her bir yalanda midem kasılıyordu.
Adrien'ın görüştüğü tek kişi bendim. Her şeyin başladığı noktadan bugüne Adrien kendini toplumdan uzaklaştırmıştı. Adrien hakkında diğerlerinin bildiği iki şey vardı: birincisi masum olduğu, ikincisi ise Başkan Bourgeois tarafından korumaya alındığıydı. Adrien'ın gizliliği korunuyordu. Bu süreç daha ne kadar devam ederdi bilmiyorum ama Adrien günden güne düştüğü çaresizlikte daha da boğuluyordu.
Ailem içime kapanıklığımı Adrien'a ulaşamadığıma yoruyordu. Asıl gerçekleri ve kabullenmek zorunda olduklarımı bilmediklerindendi bu. Yine de iyi olmaya çalışıyordum çünkü amacım Adrien'ın iyi olmasını sağlamaktı. Eğer ben iyi olmazsam onu nasıl iyi edecektim? Bu yüzden çabalıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Son Yazgı (Ⅲ. Kitap) | Miraculous
FanfictionLain Serisi Ⅲ #together Âşık olmaya başladığım zamanlarda kimse sonsuzluktan bahsetmemişti. Öyle derin, öyle saklı, Kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtıl gibi... Habersiz, saf ve dünyayı tanımayan bir ruh. O ruha karıştın ve bilmediğim, tanım...