Multi: yemek serbest 😍
🐞 Marinette Dupain-Cheng'in Ağzından 🐞
Sakin gitarın melodileri huzuruma eşlik ediyordu. Yağmurun yağdığını duyabiliyordum ve bu melodilere karışan ayrı notalar gibiydi. Her bir yağmur damlasının yeryüzüyle buluştuğu an yenilerini ekleniyordu.
Kütüphanedeydik. Nino'ya önceden de söz verdiğim gibi kütüphanede artık özel kulak dışı kulaklıklara sahiptik. Nino ders çalışıyor gibi görünse de ritimli hareketlerle kafasını sallıyor oluşu dikkatinin tamamen dinlediği müzikte olduğunu gösteriyordu. Alya onun aksine kitabın içine düşmüş görünse de o da bir elinden telefonu düşürmüyordu. Günlerdir akuma olayı olmadığı gibi şehre kahramanlar olarak görünmüyor oluşumuz yeniden gündeme oturmuştu. Hawk Moth'un bu sefer amacı belli fakat nereden vuracağı tamamen belirsizlikle doluydu.
Düşüncelerimin yeniden zihnimini kirleten noktalara ilerlediğini fark edince hafiften silkelendim. Gözlerim yağmur damlalarının kayıp gittiği camdan ayrılarak arkadaşlarıma döndü. Kulaklığı boynuma astım. "Ne kadar daha vaktimiz var?"
Alya telefona bakarken konuştu: "Elli beş dakika sonra sınava gireceğiz."
Konuları yeniden baştan geçirmiştim ve yenilenmiş gibi hissediyordum. Adrien'ın beni çalıştırması artı bir yöndü benim için. Adrien demişken, pisicik hâlâ kütüphaneye gelmemişti.
Boynumu onun kahve almak için gittiği yöne doğru uzatırken Alya'yla göz göze geldim. "Ne oldu Mari?"
"Bir şey olmadı." Başımı iki yana sallarken girişe doğru kaçamak bakışlar attım. "Adrien bir türlü gelemedi." Kaşları havalandığında dudakları da hafiften kıvrıldı. Bu bakışı artık çok iyi tanıdığım için hemen önüme dönüp dersimle ilgileniyormuş gibi göründüm. Alya, senin kadar iyi gözlemci birini tanımıyorum!
Kulaklığımı yeniden takacağım sırada duyduğum kıkırtıyla duraksadım. Başım hızlıca sağ tarafa dönerken Alya da aynı harekette bulundu. Lila. Lila Rossi. Usta bir yalancıydı ve bu yalanları yalnızca ilgi içindi. İçimde ona karşı bir nefret beslemiyordum, arkadaşımdı. Ama daha ne kadar arkadaşım kalırdı, orası muammaydı. Yalan, amacı ne olursa olsun yalandı. İyi değildi ve Lila hâlâ benim düşüncelerimde yalanı bir sarmaşık hâline getiren biriydi. Alya onunla sık sık konuşuyordu çünkü Lila, Uğur Böceği'yle arkadaş olduğunu söylemişti. Bana sürekli Kara Kedi hakkında soru soruyordu. Diğerleri, Kara Kedi konusunu açmakta oldukça çekingen davranırken Lila bu hassasiyeti göstermiyordu. Hollywood'da oynadığını ve dünyadaki bütün dilleri konuşabildiğini iddia etmişti. Bize yabancı birkaç cümle say dediğimizde ise geçirdiği ufak bir kaza sonucu dillere olan yatkınlığının azaldığını ve unutmaya başladığını söylemişti.
Gerçekten, bunlara gerek yoktu.
Şimdi Adrien'ın yanında bize doğru yürüyordu. Sevgilimin ellerinde tuttuğu tepsinin üzerinde dört tane kahve bardağı vardı. Lila sürekli indirip kaldırarak konuştuğu sağ elinde milkshake bardağı tutuyordu. Kulaklığı tamamen çıkarıp masanın üzerine bıraktım. Ben ayağa kalkarken Lila bir kez daha güldü.
"Bu mükemmel! Defilede ön sıralarda olacağımı umuyorum Adrien." İsmi ağzından öyle çıkıyordu ki anında suratım düştü. Defile konusunu sürekli açıyordu ve benim heyecandan bayılabileceğim bu durum artık sıkkın bir hâle dönüşmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Son Yazgı (Ⅲ. Kitap) | Miraculous
FanfictionLain Serisi Ⅲ #together Âşık olmaya başladığım zamanlarda kimse sonsuzluktan bahsetmemişti. Öyle derin, öyle saklı, Kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtıl gibi... Habersiz, saf ve dünyayı tanımayan bir ruh. O ruha karıştın ve bilmediğim, tanım...