"Asla benim için bekleyen kişinin sen olacağını bilmezdim. Çünkü âşık olduğumuzda sadece çocuktuk. Neyin ne olduğunu bilmiyorduk ama bu sefer senden vazgeçmeyeceğim."
Ed Sheeran, Perfect
🐞🐾
🐞Marinette Dupain-Cheng'in Ağzından 🐞
Biz mutlu olduğumuz gibi yeniden birlikteydik.
Bunun bir gün yeniden gerçekleşeceğini bana Chloé söylediğinde ona inanmak zor gelmişti. İmkânsız gibiydi artık. Umudumu yitirmiş, ümidimi çürütmüştüm. Adrien'ı beklemeyi bıraktığım gece neler olacağını bilmiyordum ama içime bir his oturmuştu. O gece Adrien geri dönmüş, beni bırakmayacağını söylemiş ve o gecenin sabahında beni terk etmişti. Sessiz Paris sokaklarında onun ismini zikrederek dolaşırken en sonunda bahsettiği o her şeyin başladığı yere gelmiştim. Her şeyin başladığı yeri bana her şeyin bittiği yer yapmıştı, intihar etmişti. O andan sonrasını o kadar silik hatırlıyordum ki düşünmek zihnimi yoruyordu.
Ama biliyordum. Yeniden biz olacağımızı ve yeniden birlikte olacağımızı biliyordum.
Çünkü şu an elimi tutuyordu. Çünkü şu anda bana daha önce hiç sarılmadığı kadar hasretle sarılıyordu. Çünkü şu anda sonunda mutluluğu bulacağımız için ağlıyordu ve ben eşlik ediyordum. Elini tutuyor, ona sarılıyor ve sevinçle ağlıyordum.
Alix'in evine geri döndüğümüzden beri bu hâldeydik. Luka ve Alix bizi yalnız bırakmıştı ama biliyordum ki biraz sonra yalnız olmayacaktık. Alix geri döndüğünü ailesine de arkadaşlarına da söylemişti ve bununla birlikte Adrien'ın geri döndüğü haberini vermişti. Bunu Adrien istemişti. Biraz sonra herkesin olduğumuz bu odaya dolaşacağını biliyordum.
Ellerimi kandan arınmış uzun saçlarına soktum. Uzun uzun koklarken ağlamaktan yorgun düşmüş gözlerim kapalıydı. O da öyleydi. Çok yorgundu. Belki de şimdi uyumalıydık. Birbirimize sarılarak bir düş rüyasına gidebilirdik.
Dudaklarım bir kez daha yanağını öptü. Gözyaşının aktığı yol nemli ve tuzluydu. Şimdi ağlamıyordu ama gücü olsa bunu yapmaya devam ederdi.
"Ailen..." Sesi çatladığı için hemen konuşamadı. "Seni merak etmeyecekler mi?"
"Alix haber verdi. Senin yanında olduğumu biliyorlar. Buraya geleceklerini biliyorum."
"Onları nasıl bırakacaksın?" diye sorduğunda kısa bir sessiz boşluk yarattı. Bana baktığını hissettiğimde gözlerimi araladım. Islak kirpikleri arasından yeşil gözleri o kadar güzel görünüyordu ki... Her ne kadar mahvolmuş bir görüşüne sahip olsa da öbür yanı öyle değildi. Ben onun öbür yanını görüyordum. O yanı yeniden doğan Adrien'dı. O, benimle hayatını bir yapacak Adrien'dı. O, benim geleceğim olan Adrien'dı.
"Nasıl?" Bir kez daha sorduğunda dudaklarımı hareket ettirdim. Konuşmak benim için zordu. Boğazım çok acıyordu. Bunu biliyordu. Belki de bu yüzden dilimizle değil de gözlerimizle konuşuyorduk bir süredir.
"Onları bırakmayacağım." dediğimde yüzüme bakmaya devam etti. "Seninle olmam onları bırakacağım anlamına gelmez."
"İzin verecekler mi?"
"Onlar benim ailem." Hafiften tebessüm ettim saçlarında elimi gezdirirken. "Benim mutluluğumu isterler."
"Bizim mutluluğumuz." Sesi titreyince yeniden doldu gözlerim. Eli uzandı, yanağıma yaslandı. Gözlerimi kapattığımda pınarlarımdan yaşlar devrildi. Baş koyduğumuz yastığa doğru akarken yaşlar, bana biraz daha yaklaştı. "Çok seviyorum." Yaralı dudaklarını alnıma bastırdı. "Bazenleri içime sığmıyorsun. Tüm hislerimi sen de hisset istiyorum. Ama biliyor musun," Elmacık kemiğimi okşarken fısıldadı. "anlatamıyorum sana. Aşkımı anlatamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Son Yazgı (Ⅲ. Kitap) | Miraculous
FanfictionLain Serisi Ⅲ #together Âşık olmaya başladığım zamanlarda kimse sonsuzluktan bahsetmemişti. Öyle derin, öyle saklı, Kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtıl gibi... Habersiz, saf ve dünyayı tanımayan bir ruh. O ruha karıştın ve bilmediğim, tanım...