Kapıyı açtığında yan komşum olan Kerim'i görmüştüm.
"Aa, hoşgeldin kerim." Dedim ve vakit kaybetmeden içeri davet ettim.
Kerim önümden giderken o da arkamdaydı. Aniden aramızda ki mesafeyi kapatarak yanıma geldi ve "Sakın seans yapmadığımızı söyleme!" diyerek belindeki silahı işaret etti. Son kez bana bakarak önümden ilerledi.
Bu neydi şimdi!?
Duraksadığımı farketmemiş olacağım ki o otururken Kerim yanıma gelerek koluma dokundu ve "Güneş iyi misin?" Dedi, telaşlı bir sesle.
'Sağ ol iyiyim' diyerek bir bardak su istedim, bende o sıra gidip onun yanına oturup hemen konuya daldım.
"Siz ne hakla beni tehdit edersiniz!" Dedim, sessizde olsa bağırarak.
"İsmin çok güzelmiş." Dedi, alayla. "Güneş, vay be ne güzel ismin varmış 39 yıl düşünsem aklıma gelmezdi ama +1 yıl daha düşünsem net gelirdi." Dedi ve gülmeye başladı.
Bu adam çok dengesiz az önce bağırıp çağırırken şu an alaylı bir ifadeye bürünmüştü.
Gözlerimi devirerek "Size bir soru sordum!" Dedim, uyarıyla.
Tam cevap verecekti ki Kerim geldi. Elindeki su dolu bardağı bana uzatarak "iyisin değil mi?" Dedi.
"Daraldım be dostum, yeter artık, sürekli iyi misin diye sormaktan vazgeç. İyi işte, görüyorsun" dedi, anında konuşma sıramı alarak.
Sabır dilenircesine gözlerimi kapatarak "iyiyim Kerim, sağ ol." Dedim.
O ise bana yandan bir bakış atarak tekrar önüne döndü.
"Sen niye hala burdasın, seansın mı vardı? Bölmedim inşallah." Dedi, iğneleyerek ve ikimize baktı.
Refleks olarak ona baktım fakat pek de umrunda değildi.
Bu saatte seans yapmadığımı biliyordu. Çünkü saat 10'a geliyordu! Ve o hala buradaydı.
"Eee, şey, biz aslında..." devam edemeyeceğimi anlayan isimsiz şahıs devam etti.
"Biz aslında yeni tanıştık, arkadaşız yani." Dedi. Anında başımı ona çevirdim.
Hem seans yapmadığımızı söyleme diyor hem de arkadaşız diyor! Ayrıca ne alaka!?
Kerim doğal olarak merak etmiş olacak, ki bende merak ediyordum acaba ne yapıyorduk burada!?
"Ne yapıyorsunuz burda," dedi ve pencereden dışarı bakarak ekledi. Bize bakarak "Gece gece."
O ise anında cevap vermeye hazırladı. Sanki önceden beri biliyordu böyle olacağını. "Sohbet ediyorduk ta ki sen gelene kadar." Dedi, imalı bir sesle. Neyin imasını yapıyordu!
"Hı hı evet sohbet ediyorduk." Dedim, onun anlayacağı şekilde sohbete vurgu yaparak.
"Anladım, eve gelmeyince merak ettim seni, aradım ama açmadın. Yine ofiste sabahlayacaksın zannedip seni uyarmaya gelmiştim." Dedi.
"Telefonum sessizdeydi duymamışım, kusura bakma." Dedim, gülümseyerek.
"Burada mı kalacaksın?" Dedi, ona imayla bakarak.
Cevap vermek yerine o da ona soru sordu. "Sen Güneş ile aynı evde mi kalıyorsun?"
Ben bir şey mi kaçırmıştım!
"Hayır burada kalmayacak o da şimdi gidiyordu zaten. Ve yine hayır ben Kerim ile kalmıyorum, yan komşum." Dedim ve ayağı kalkrak, "Hadi!" Diyerek masamın üstünü hemen toplayıp çantamı aldım ve tekrardan onlara dönerek "Neyi bekliyorsunuz arkadaşlarım." Dedim, iğneleyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN GÜNEŞİ
Teen FictionÇocuklarla; oyun oynamayı, gençlerin; şikayetlerini dinlemeyi, yetişlinlerin; sorunlarını çözmelerine yardım etmeyi, yaşlılarla; konuşmayı seviyordum... Küçüklükten bu yana insanların sorunlarını onları dinleyerek, çözüme ulaştırmayı severdim. Lised...