Birkaç adım ilerdeki banka gidip oturdum. Gözlerimi kapattım.
Teneffüs de sınıfta otururken biri sınıf kapısının ordan bana seslenerek " biri seni çağırıyor." Dedi. Beni kim çağırır diye düşünürken koridordaki yangın merdiveninin önünde o çocuğu gördüm. Duyduğum kadarıyla adı Emindi. Eve giderken beni takip ediyordu fakat bir şey diyemiyordum, eğer dersem bu okulda yayılır ve öğretmenler ailemi arardı.
"Efendim?" Dedim utangaçca.
Aniden bana yaklaştı aramızda yarım adım kalınca durdu. Ve önce dudaklarıma ardından çenemin kenarında olan benime baktı en sonunda gözlerime gözlerime baktı ve aniden ellerini başımın iki yanına koyup beni kendisine çekerek dudaklarıma yapıştı fakat bu saniyelikti çünkü hemen ellerimi göğsüne bastırarak var gücümle itmiştim.
"Ne yapıyorsun sen!" Diye onun duyacağı şekilde bağırdım. Aniden elini kaldırıp yanağıma vurdu. Ani olduğu için engelleyeneniştim.
Başım yana doğru dönünce koridorun ucundan birkaç kişinin gülerek bizi izlediğini gördüm.
"Güneş'im," dedi Alptuğ içli içli bakarken. "Niye ağlıyorsun bir tanem? Anlatmak istersen her zaman buradayım, bil." Dedi yumuşacık fakat bir o kadar da endişeli sesiyle.
Başımı yere eğdiğimde konuştum. "Hiç." Demiştim ama sesim titremişti. Bunu o da anlamıştı.
Çenemi tutup "bana bakar mısın Güneş'im" dedi.
Başımı ona döndürdüm.
"O mendebur ne yaptı sana?" Diye sordu ciddiyetle.
Ne diyeceğimi bilemedim. Anlatsamıydım?
"Anlatmak istemiyo-" diyordu ki sözünü ben kestim.
"Lisede benim peşimi bırakmıyordu." Dedim pat diye.
Öylece kaldı ardından "cümleyi aç!" Dedi. Sinirliydi.
Tereddütle anlatmaya başladım. "Beni eve kadar takip ediyordu, zorla öpmeye çalışıyordu, bazen... bazen..." dedim devamını getiremedim. Ama o anlamıştı.
Sinirle ayağa kalkıp cafeye yürüyeceği an kolunu tutup "yapma. Gerginlik çıksın istemiyorum." Dedim en masum gözlerle bakarak.
"Lan o sana..." derken devam edemedi ya da sesli dile getiremedi benim gibi.
Gözlerini kapatıp başını yukarı kaldırarak derin nefes alıp verdi fakat sakinleşememiş olacak ki bana dönerek "sakinleştir beni Güneş, sakinleştir." Dedi.
"Tamam gel otur bir önce" dedim. Kolunu tutarak birlikte tekrar banka oturduk ardından elimi kolundan çekerek saçlarımı düzelttim ve ona döndüm. Tam konuşacaktım ki Alptuğ'un belli bir noktaya baktığını gördüm. Onun baktığı yere bakınca Emin'in bize baktığını gördüm.
"Amına koyduğumun şerefsizi!" Diye bağırarak kalkınca tutamamıştım onu. Birkaç adımda cafenin kapısına ulaşarak kapıyı sertçe itince herkes bize dönmüştü.
"Alptuğ yapma, herkes bize bakıyor." Diye mırıldandım fakat umursamadı.
Büyük adımlarla Emin'in yanına giderken Barış arkadan bağırıyordu. "Ben de nerde kaldı bu kriz diyordum" dedi gülerek.
Emin'in oturduğu masaya gelince Emin de ayağa kalktı. "Sen benimle bir gelsene birader" dedi sakin tutmaya çalıştığı ses tonuyla.
Emin salağı ise hemen başını sallayarak bize doğru geldi. Alptuğ kolunu tutarak onu dışarı sürüklemeye başladı. Ben ise arkalarından gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN GÜNEŞİ
Teen FictionÇocuklarla; oyun oynamayı, gençlerin; şikayetlerini dinlemeyi, yetişlinlerin; sorunlarını çözmelerine yardım etmeyi, yaşlılarla; konuşmayı seviyordum... Küçüklükten bu yana insanların sorunlarını onları dinleyerek, çözüme ulaştırmayı severdim. Lised...