İçeri girip oturduğumuzda barış elindeki telefonu bırakarak bize döndü. "Eee nasılsınız?" Diye sordu ancak ellerimizi görünce "tamam iyisiniz." Dedi.
"Senin bu arkadaşın bu kadar güzel trip atmayı nerden öğrendi?" Dedim gülerek. Ellerimi göğsümde bağladım.
Barış imayla "kaynağı baya sağlam." Dedi.
"Kim ki kaynağı?" Dedim merakla.
Barış alptuğa baktığında bende döndüm alptuğa baktım kaş göz işaretleri yapıyordu. Koluna vurup "ne saklıyorsun benden!?" Dedim.
Barışa dönüp "söyler misin barış?" Dedim.
"Abi şimdi güneşte Allah için çok kibar, kırmak olmaz bence." Diyerek o da bana döndü.
Tam söyleyecekken alptuğ araya girdi "barış susacak mısın yoksa..."
Aniden ona dönüp "asıl sen bi sussana!" Dedim.
Barış ise an bu an diyerek "cansu" dedi birden.
"Ne? Kim o?"
"Barış." Diye uyardı alptuğ.
"Alptuğ?" Dedim ona dönerek.
"Canikomun eski manitası" dedi bu sefer barış.
Kaşlarımı kaldırarak "eski... sevgilinmiymiş..." dedim sakinlikle.
"Seni öldürecem barış!" Diye ayağa kalkacakken "otur şuraya!" Diye bağırdım.
Nasıl bağırmış olacağım ki alptuğ aniden otururken barış aniden ayağa kalkmıştı. "Ee oldu, ben gideyim artık." Dedi ve kapıya doğru yürüdü kapıyı kapatırken de "öptüm çocuklar." Dedi ve çıktı.
Sinirden ayağa kalktım ve karşısına geçtim. O ise hala oturuyordu.
"Sen... bütün... ilklerini... onunla mı... yaşadın!? Hemde tutkulu tutkulu! O sana trip atıyordu ve sende ondan mı trip atmayı öğrendin? Ona da mı trip atıyordun? Yok artık!" Diye bağırdım.
"Güzelim..." derken sözünü kestim.
"Kim bilir ona da demişsindir güzelim!" Dedim sinirle.
"Gel kucağıma otur." Dedi sakinlikle.
Nasıl bu kadar sakin olabiliyordu!?
Aniden dönüp üst kata çıkmaya karar verdim "nereye?" Dedi. "Sanane!" Diye bağırdım.
Odama girip kapıyı çarptım. Yatağıma girip yorganı üzerime çektim ve ağlamaya başladım. Niye ağladığımı bende bilmiyordum ama ağlayasım vardı.
Birkaç dakika sonra alptuğ geldi, yanıma oturdu. "Bir tanem niye ağlıyorsun?" Diye sordu rahatlatıcı lanet olasıca sesiyle.
"Git." Dedim ağlarken.
"Yapma ama böyle hem cam açık yatmışsın hasta olacaksın. Hava soğuktu bugün." Deyip camı kapattı ve tekrar aynı yerine oturdu.
"Kesin en güzel ilklerini onunla yaşamışsındır." Dedim.
"Bazen ilkler güzel olmayabilir." Dedi mutsuzca.
"Nasıl yani?" Dedim.
"Şu yorganı kaldırda güzel yüzüne bakarak konuşayım." Dedi.
Yorganı üstümden atıp onun gibi oturdum.
"Çünkü o ilkleri yaşadığın kişi çok önemli. Eğer o ilkleri yaparken bir duygu yoksa iki taraftada o ilk anlamsız olur. En azından benim gözümde" Gözlerimin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN GÜNEŞİ
Genç KurguÇocuklarla; oyun oynamayı, gençlerin; şikayetlerini dinlemeyi, yetişlinlerin; sorunlarını çözmelerine yardım etmeyi, yaşlılarla; konuşmayı seviyordum... Küçüklükten bu yana insanların sorunlarını onları dinleyerek, çözüme ulaştırmayı severdim. Lised...