AYYYYY 100 BİN OKUMA OLMUŞUZ 😭. 100 bin kez teşekkür ediyorum. Vakit ayırıp okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese ama herkese. Yazmaya başlarken bu kadar sevileceği aklıma hiç gelmedi gerçekten. Bildirimler geldikçe o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam🥺. Herkesin yorumuna dönmeye çalışıyorum elimden geldiğince. Çünkü yorumlarınız beni çok mutlu ediyor❣️. İyi ki varsınız. Umarım severek okumaya devam edersiniz✨️🤍
-------------------------------------------------------------
Evliliğimiz üzerinden iki hafta geçmişti. Günlerimiz o kadar güzel geçiyordu ki rüya olmasından korkuyordum. Samet'in durumu düzeliyordu. Artık konuşup oturabiliyordu. Ama bacaklarının durumu aynı idi. Esma ve Zeynel abi tedaviye başlamıştı. Doktorları çok umutlu konuştuğu için moralleri de yerindeydi. Her şey yoluna giriyordu kısacası.
Erdem akşam yemeğine kabak dolması istediği için içini hazırlıyordum. Kasıklarıma giren sancı ile yüzümü buruşturdum. Sanırım regl olacaktım. Hızlıca ellerimi yıkayıp banyoya geçtim. Ve evet. Regl olmuştum. İşlerimi halledip banyodan çıktım.
Tekrar yemeğe dönerken sancı arada bie vuruyordu. Aklıma getirmemeye çalışırken bir anda gelen ağrı ile gözlerim yaşardı. Olduğum yere çöküp bacaklarımı kendimi çektim. Derin derin nefes alıp verirken biraz olsun geçmesini bekledim. Geçmese de hafifleyince kalkıp hızlıca yemek işini hallettim. Soğuk soğuk terlerken ağlamamam için kendimi sıkıyordum. Her zaman bu kadar ağrılı geçmese de olduğu zaman mahvediyordu beni.
Yemeği ocağa koyup salona geçtim ve koltuğa uzandım. Biraz daha iyi hissedince uyumamak için telefonda gezindim. Yemek pişince de altını kapatıp tekrardan uzandım. Gelip giden ağrı ile gözlerimi kapattım. Kısa bir zaman sonra ise uykuya dalmıştım.
Erdem Işılay'dan...
Karakoldan çıkıp markete uğradım. Biraz abur cubur alıp oyalanmadan eve geçmek için marketten çıktım. Bir an önce Dilay'ıma kavuşmak istiyordum. Anahtar sesimi duyar duymaz kapıya koşup beni karşılaması o kadar mutlu ediyordu ki beni keşke daha önce karşıma çıksaydı diye hayıflanırken buluyordum kendimi. Kendi kendime gülümseyerek kapıyı açtım.
Koridora bakış attığımda hareketlilik ve sesin olmaması ile kaşlarımı çattım. Bir yere gitse bilgilendirmek için haber verirdi. Neden gelmedi ki yanıma?
"Dilay! Güzelim?"
Ses gelmeyince aldıklarımı mutfağa bıraktım. Salona geçtiğimde ise eli karnında cenin pozisyonunda ve yüzündeki huzursuz ifade ile uyuyan karımı gördüm. Sessizce yanına oturdum. Saçlarını geriye yatırdım.
"Güzelim. Ben geldim. Hasta mı oldun yavrum? Bi uyan. Bak bakayım bana. Hastaneye gidelim."
Gözlerini kırpıştırarak açıp çatık kaşları ile bana döndü.
"Erdem."
"Noldu yavrum sana?"
Gözlerini kaçırıp yerinde doğruldu. Dudaklarından küçük bir inilti kaçarken bende huzursuz olmuştum. Neyi vardı bu kızın?
"Bir şey yok canım. İyiyim."
"Doğruyu söyle bana. Korkuyorum bak."
Sert sesimden ötürü ellerine çevirdi bakışlarını.
"Önemli değil canım. Regl oldum da sancım var."
Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. Bana küçük bir bakış atıp tekrardan bakışlarını çevirdi.
"Utanma benden güzelim. Doğal bir şey bu. Ne olacak?"
Ellerim ile yanaklarını okşayıp dudaklarını öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ || Yarı Texting ~
Short Story0542: Erdem, merhaba. 0552: Kimsin? 0542: Şuan söylemesem daha iyi sanki. 0552: Uğraştırma beni. Kimsin ve ne istiyorsun? 0542: Seni desem çok mu cesur bir cevap vermiş olurum? 0542: Sevgini, kalbini yani. Yanlış anlama. ...