Satır arası yorumlarınızı bekliyorum 🥰.
-------------------------------------------------------------
Erdem'in ağzından...
Yüzümdeki geniş gülümseme ile fotoğraflara bakıyordum. Aklıma ablamın dedikleri gelince tekrardan kanımın kaynadığını hissettim. Eş zamanlı olarak evin kapısı çalınca odadan çıktım. Ablam eniştem ve yeğenim Egemen gelmişti.
"Oooo Hale hanımlar. Hoşgeldiniz."
Sesimin tonunu ayarlayamadan bağırınca kucağında ki uyuyan Egemen'i yeni fark ettim. Paşam korkup titreyince içim acımıştı. Kucağıma almak isteyince ablam iyice kucağına yerleştirip misafir odasına girdi. Eniştem yanıma gelip elini omzuma koydu ve hafifçe sıktı.
"Sen ablanı boşver. Bu aralar gergin biraz. İş ile ilgili bir kaç sıkıntı var. Sana patladı. İyi olmadı ama özür diler merak etme."
"Özür dilese ne fayda enişte? Ben bilmiyor muyum Dilay'ın o laflar yüzünden salondan gitmek istediğini? O kırgın biri zaten. Ailesi yeterince zor iken. Bir de bu çıktı kızın başına. Kendi suçluyordur şuan eminim."
Ağır ağır kafasını salladı.
"Kızın kendi halinde biri olduğu çok belli zaten. Ben sevdim açıkçası. Konuşurum ablan ile yine de."
"Kendi bilir enişte. Yanımızda olursa başım gözüm üstüne. Ama bugün ki gibi karşımızda olursa kusura bakmayın geç bulduğum birini asla kaybetmeye niyetim yok."
Eniştem sıkıntılı bir nefes alıp kafasını salladı. Merdivenlerden inip salonda oturan annem ve babamın yanına indim. Babam annemin boynuna ağrı kesici kremini sürerek masaj yapıyordu. Eğilip annemin yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdum.
"Yine mi ağrıyor annem?"
"Sorma oğlum ya. Haftalardır Nagihan'a yardım ediyorum. Kadın tek başına kalkamazdı altından. Mahvoldu boynum. Öldürüyor beni."
O sırada elinde bir bardak su ile ablam içeri girdi. Bakışlarımı ona çevirince umursamadan babamın yanına oturup ona yaklaştı. Babamda yanağını öpüp ellerini yıkamaya gitti. O gelene kadar ortamdan çıt çıkmazken koltuğa oturup konuştu.
"Tatavanızı bugün halledip kapatıyorsunuz. Yarın sabah bu konu tekrar açılmayacak. Derdiniz ne sizin?"
"Kimin haklı olduğu belli değil mi baba?"
Babam bakışlarını bana çevirdi.
"Ben kimin haklı olduğunu sormadım Erdem."
"Bak abla anlayabiliyorum seni. Ama kıza öyle demen gerekmiyordu. En azından orası yeri değildi. Benimle konuşacaktın bu konuyu."
Ablam bacaklarını kendine doğru çekip kollarını etrafına doladı.
"Korktum Erdem tamam mı? O kız ile benim bir derdim yok. Sen benim en yakın arkadaşımı karşıma getirseydin ben yine aynı tepkiyi verirdim. İki yıl önce nasıl yıkıldıysan bu sefer daha fazlası olur diye korktum. O hallerin gözümün önüne geldi. Ben istemez miyim mutlu olmanı? Ağır oldu evet ama o an düşünemedim."
Ellerim ile yüzümü sıvazlarken tekrar bir süre sustuk.
"Özür dilerim Erdem."
"Benden değil Dilay'dan dileyeceksin abla. Ben seni ona nasıl anlattım? Sen ne yaptın? Sürekli tanıştırmamı istiyordu. Beni sever mi derdi hep."
Dolan gözleri ile kafasını enişteme doğru çevirdi. Yavaşca ona yaklaşıp yaslandı. Eniştem de kollarının arasına alıp çenesini başına yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖR BENİ || Yarı Texting ~
Historia Corta0542: Erdem, merhaba. 0552: Kimsin? 0542: Şuan söylemesem daha iyi sanki. 0552: Uğraştırma beni. Kimsin ve ne istiyorsun? 0542: Seni desem çok mu cesur bir cevap vermiş olurum? 0542: Sevgini, kalbini yani. Yanlış anlama. ...