Saatler önce kütüphaneden ayrılıp Erwin Smith'in dairesine gelmişlerdi. Kendi belgelerini, etraftan topladıkları rapor ve makalelerini geniş kanepeye serdiler ve kendileri de not defterlerini alarak hepsini tekrar gözden geçirmeye başladılar.
"Bunların arkasında tek bir kişi var." Alexis'in fısıltıyla söylediği şeyi herkes duymuştu.
Levi "Sana bunu düşündüren nedir?"
Konuşmadan önce arkadaşlarını ne derece tehlikeye atacağını düşündü ve sorun olmayacağına karar verdi. "Birkaç gün önce bir mektup aldım. Eğer kapıdaki posta kutusuna bırakılsaydı olayı bilen ya da herhangi birinin şaka yaptığını düşünürdüm ancak balkonumdaki panodaydı." Askılıktaki paltosunun yanına gitti ve iç cebine koyduğu mektubu alıp geri döndü. "Dağda ve beşinci katta yaşadığımı düşünürsek henüz kafayı yememiş bir şakacının tırmanarak evime girmesi pek olası değil." Elindeki mektubu ortaya fırlattıktan sonra tekrar yerine geçip raporlara göz gezdirmeye devam ettim. "Düşünmekte olduklarınızı tahmin edebiliyorum ve bunların kısmen doğru olduğunu söyleyebilirim. Bu cümlede kast ettiği şey neredeyse bütün cinayetlerin aynı kişi tarafından tasarlanma-" Aniden durduğunda Hange kaşlarını çattı.
"O..." Uzatarak söylediği tek harf Erwin ve Levi'ın da kaşlarının çatılmasını sağladı. "Bu inanılmaz! Yaşamım boyunca başıma böyle bir şeyin gelmesini beklemiyordum ama neden olmasın." Not defterini alarak yerinden kalktı ve çıkışa yöneldi. "Çok heyecanlı olacak! Haha, uzun zamandır bunun olmasını istiyordum." Paltosunu zar zor üzerine giyerek kapıyı açtı ancak Levi'ın sesi onu durdurdu.
"Nereye?" Alexis cevap vermeden önce birisine mesaj attı.
Konuşmalıyız.
LH"Acil işim çıktı. Yarın görüşürüz." Kimsenin cevap vermesini beklemeden kapıyı kapattı ve sıçraya sıçraya merdivenlerden inip caddeye atladı. Artık neredeyse her yere giderken yanında getirdiği arabasını kullanarak kasabada birkaç tur attı.
Üçüncü kez kütüphanenin önünden geçtiği sırada gözü arkasındaki kırmızı arabaya kalktı. Sürücü sanki korkmadığını göstermek ister gibi genelde tercih edilmeyen parlak bir renk seçmişti. Kısa süre sonra kasabadan çıktılar ve ışıksız orman yolunda ilerlemeye başladılar. Git gide sıkılaşan ağaçlar ay ışıklarının etrafı aydınlatmasını zorlaştırdığında iki arabada farlarını açtı.
19 dakika sonra kırmızı araba hızlandı ve Alexis'in önüne kırdı. Ani firen yüzünden sarsılan kadın hiçbir şey olmamış gibi arabadan indi ve kapıya dayandı. Diğer arabanın kapısı açıldığında oraya odaklandı: kırmızı takım elbiseli sarışın adam arabadan inerek Alexis gibi arabaya yaslandı.
"İyi günler bayan Light. Gününüz nasıl geçti?" Suratına yerleştirdiği garip tebessüm karanlıkta korkutucu gözüküyordu.
"Teşekkürler bay-"
"Logan deyin lütfen."
"Teşekkürler bay Logan. Sizin gününüz nasıl geçti?"
"Açık konuşmak gerekirse biraz yorucuydu." Mavi gözleriyle karşısındaki kadını süzdükten sonra devam etti. "Sizin için yeni cinayetler hazırlıyordum. Kütüphanedeki küçük açıklamandan çok etkilendim."
Alexis sırıttı. "Özgün olmaktansa cinayetleri kopyalamanız davaları daha kolay çözmemizi sağlıyor gibi görünüyor." Biraz düşündü. "Ama zaten tarihteki ilk cinayet işlendiğinden beri yapılan eylem aynı."
Logan kısa bir kahkaha attı. "İşte bu yüzden sana hayranım. Beynimiz aynı çalışıyor." Ceketinin cebinden bir mektup çıkardı ve kadına uzattı. "Bunu eve gidince okuyun lütfen."
Kadın mektubu alıp iç cebine yerleştirdi. Kol saatinden saate baktığında işe gitmesine dört saat on iki dakika kırk üç saniye kaldığını gördü. "Teşekkürler bayım ancak şimdi gitmeliyim." Arabasına binerek onu izleyen adama son bir bakış attıktan sonra U dönüşü yaparak kasabaya sürmeye başladı.
Evine ulaşıp yatağına uzandığında komodinin üzerindeki telefonundan gelen bildirim sesi ile doğruldu.
Yeri ve zamanı söyle.
SH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölülerle Konuşmak
FanfictionTemel aot olay örgüsüyle alakası yoktur. /Levi x Okuyucu/