5.7

24 3 23
                                    

Birkaç Saat Önce

Elinde rengarenk çiçeklerle içeri giren gözlüklü kadın, birkaç saniye boş yatakla bakıştı. Bulunduğu konumu idrak edince elindekileri gelişigüzel komidine atarak girişin yanındaki banyoya koştu. Endişeliydi, bu yüzden göreceği şeyi umursamadan anında kapıyı açtı. Görmeyi en son umduğu şeyi görmedi ama lavaboya tutunarak ayakta durmaya çalışan arkadaşını bulmayı da beklemiyordu.

Levi, kadını görünce afallayarak ellerini gevşetti ama düşmedi. Gözleri onun üzerinde olan arkadaşına bakmadan arkasındaki tekerlekli sandalyeye oturdu.

"Ne diye birden dalıyorsun dört göz!" Sinirli değildi, zayıf hissediyordu. "Ya duş alıyor olsaydım." Bunun şimdilik imkansız olduğunun farkındaydı, daha ayakta duramazken duş alamazdı.

Hange ağzını açtı ama konuşmadan geri kapattı. Karşısındaki adam bu durumdayken ona 'Bu halde mi?' diyerek şakalaşamazdı. Depresif ifadesin gizlemeye çalışarak adamın yanına geldi ve arkasına geçti. Titreyen elleriyle sandalyeye uzandı ve itmeye başladı.

İkisi de tek kelime etmeden odaya döndüler. Tekerlek sandalye, yatağın yanına ulaşınca durdu. Hange, Levi'a alan bırakarak pencerenin yanına gitti. Hala son birkaç günde olanlara inanamıyordu. 

Levi, yatağa çıkmak istiyordu ve bunu kendi yapmak istiyordu ama yorgundu. Ayrıca daha fazla zorlarsa dikişleri patlayabilirdi. Hareket etmeden duvardaki saati izledi. Saniyeler, dakikaları kovaladı ama dakikaların saatleri kovalamaya zamanı olmadı.

Kapı zarifçe çalındı. Tam üç defa, kibar, yavaş ve yumuşak... Hange seslenmek yerine gidip kapıyı açtı. Gördüğü kişilere şaşırsa da hızlıca kendini toparladı. Sakince baş selamı vererek az önceki yerine geri döndü. Sırayla Leonard, Rosie ve Erwin içeri girdi. Yine aynı sırada hepsi tekerlekli sandalyedeki adama geçmiş olsun dileklerini sunduktan sonra kendi köşelerine çekildiler.

Leonard, odada gözünü gezdirdi. Herkesin sakin ve rahat olduğunu anlayınca iç çekti. Onları huzursuz etmek istemiyordu ama bu hikayenin nasıl başladığını bilmeleri gerektiğini düşündü. Boğazını temizleyerek öne çıktığında, odadaki bütün bakışlar onu buldu. Hızlıca cümleleri kafasında toparlayarak konuşmaya başladı.

"Buraya gelme sebebimiz..." Bir elini kaldırarak sarışın kızı gösterdi. "Olayların nasıl başladığını ve geliştiğini öğrenmek isteyeceğinizi düşündük." Durdu ve herhangi bir tepki bekledi. On dört saniyenin ardından Erwin, konuşması için kafasını salladı. "Bu olaylar sandığınızdan daha eskiye dayanıyor: babalarımız yaşında iki adamın birbirleriyle olan çatışmalarına. Moriarty'i duyduğunuzu tahmin ediyorum." Hange onayladı. "Ve düşmanı ya da hayranı olduğu kişi olan Sherlock Holmes, onu duymamanızın imkanı olduğunu sanmıyorum. O iki büyük düşmandan biri aramızdan ayrıldı, diğeri ise ihtiyarlayana kadar kendini sıra dışı bulduğu cinayetlere verdi ve hala bunların üzerinde çalışmaya devam ediyor." Nefesini vererek devam etti. "Sonuç olarak bu iki düşman bir daha karşılaşamamak üzere ayrıldıklarında, dünya epey rahatladı."

Erwin "Bize tek anlatmak istediğin bu olamaz. Sadece bir konu üzerinde oyalanmayı bırak." Sesi nazik ve tehditkardı.

"Pekala, dediğim gibi bu iki düşman husumetlerini gideremeden ayrıldılar ancak geride kopyalarını bıraktılar." Hange ve Erwin'in kaşları aynı anda kalktı, Levi ise tepkisizdi. "Moriarty, yıllar önce bu kasabaya gelmiş ve bir süre burada kalmış. Buradayken de kendi genlerini bırakmış. Sizin ALH diye bildiğiniz kişi; Alexander, Ludwig, Henry. Logan ise sadece ona yardım eden yoldaşıydı ama onun için herhangi bir değeri yoktu." Duraksadı, diğer kısmı nasıl anlatacağını bilemedi. "Gelelim Sherlock Holmes'a. Kendisi şuan evinde kendince deneyler yapıyordur muhtemelen." Gergince güldü. "Bay Holmes, ilgisini çekmeyen bir dosyayla uğraşırken onu çokça meraklandıran bir kadınla tanıştı. Tanışmalarının üzerinden birkaç sene geçtikten sonra bir şekilde bir araya geldiler ve bunun sonucunda bir çocuk sahibi oldular. Aslında kim olduğunu tahmin edebileceğinizi düşünüyorum."

Levi beklemeden söze atladı. "Alexis Light Holmes." Aslında Hange ve Erwin, Alexis'te sıra dışı bir şeylerin olduğunun farkındaydı ve Leonard'ın bu konuşmasından sonra bir Holmes olduğunu tahmin etmek çok zor olmazdı.

"Alexis, benim kuzenim. Kendisi küçük yaşta bulunduğu ortam gereği değişik şeylere merak sardı. Küçükken gazetede Toplu İntihar haberini görmüş ve buna inanmamış. Mektup yazarak bir şekilde, anlatsam da anlamazsınız çünkü benim bile anlamam birkaç dakikamı aldı, katile göndermiş ve cevapta almış. Bunun üzerine babam ve amcam yıllardır Alexander'i araştırıyorlar. Uzaktan izleyip avlamayı bekliyorlardı." Aceleyle telefonunu çıkarıp saati kontrol etti. "Çocuğunun da Moriarty'e benzeyeceğini tahmin ediyorlardı ve daha önce bağlantı kurduğu biri yardımıyla onu yakalamanın daha kolay olacağını düşündüler. Başka bir etkende Moriarty'nin Holmes'a duyduğu takıntıydı. Bunda da babasını taklit edeceğini düşünerek Alexis'i buraya dedektif olarak gönderdiler. Aranıza karıştı ve kimin düşmanla iş birliği içerisinde olduğunu buldu. Son olarak da birlikte onu köşeye sıkıştırdınız." Levi'a baktı. "Ödediğin bedelin acısını tahmin etmek zor ama tesellisi de yok değil. Bir canavarı yakalayarak tahmin edemeyeceğiniz kadar hayatı kurtardınız." Gözleri daha sonra Erwin ve Hange'yi buldu. "Hepinize en içten teşekkürlerimi sunarım." Zarif bir beyefendi edasıyla eğildi. Bunu gören Rosie'de onu taklit etti.

Leonard tekrar hızla telefonuna baktı ve acil işleri olduğunu söyleyerek, sarışın kadınla birlikte ayrıldı. Arkasında iki düşünceli, bir yorgun beyin bırakarak...

SON




Sanırım artık cidden sonuna geldi. Bu bölüm finaldi. İlk defa yazdığım bir kurguyu bitirebildim.

Aslında son bölümü bir önceki bölüm yapmayı düşünüyordum ama merakı giderilmemiş insanlar bırakmayı istemedim. Kafanıza takılan ve hikayeyle uyuşmadığını düşündüğünüz veya atladığım bir yer varsa,  herhangi bir yolla (mesaj veya yorum) bana ulaşarak sorabilirsiniz.

Not: Özel bölüm yazmayı düşünüyorum ama onlar muhtemelen bunun gibi uzun soluklu kurgu olmaz. Basit ya da karmaşık olsa da çözümü birkaç bölümden fazla sürmeyecek davaları yazmayı planlıyorum. Aşk ve arkadaşlık biraz daha ön planda olabilir. 6.? kısmını Erwin, Levi ve Hange'nin; Alexis'e nasıl davranacaklarını ve öğrendiklerine nasıl tepkiler vereceklerini yazacağım ancak bunlarda özel bölüm kapsamına girdiği için yazmam biraz zaman alabilir.

Okuduğunuz için teşekkürler<3

Ölülerle KonuşmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin