Sabahın soğuk nefesi vücudunu titretti ve onu uyandırdı. Olabildiğince hızlı şekilde ayağa kalktı, çaprazında duran camı kapatıp yattı. Tekrar uykuya dalacağı sırada çalan alarm son kalan uyku kırıntılarını yok etti ve kalkmasını sağladı. Pijamalarını çıkartmadan mutfağa gitti, kahve yapıp kafasına dikti. Tekrar yatak odasına geldiğinde köşede duran dolabından beyaz kazak, bol siyah kumaş pantolon ve ona biraz büyük gelen kahverengi blazer ceket çıkartıp üzerine geçirdi. Saçını düşük şekilde topladıktan sonra anahtarlarını, telefonunu ve not defterini alıp çıktı.
Arabasına bindiğinde çalıştırmadan önce silahını kontrol etti. Yavaş yavaş sokaklardan geçerken yanından geçtiği insanları inceledi. Otoparka geldiğinde arabasını park etti ve ağır adımlarla binaya girdi. Ondan beklenmeyecek kadar yavaş hızda adımlayarak cinayet büroya girdi ve kimseyle konuşmadan yerine geçti. Zorlukla yukarda tuttuğu kafası masaya düşünce garip bir ses çıkmıştı.
"Alexis," Hemen yanında oturan Erwin'in yumuşak sesi kulaklarına dolduğunda bile sıkıca kapattığı gözlerini açmayı reddetti. "İyi misin?" Kadın masadan kafasını kaldırmadan evet anlamında salladı.
"Sadece uykum var." Kalktı ve gözlerini ovuşturduktan sonra not defterini çıkarıp Levi'a uzattı. "Sen anlatır mısın? Yanlışın olursa düzeltirim. " Levi defteri aldıktan sonra kadının kafası tekrar masayla buluştu.
"Dot Pixis'in davasındaki jürileri hatırlıyorsunuz değil mi?" Konuşurken aynı zamanda defterin sayfalarını karıştırıyordu Levi.
Hange "Tekrar mı bu konuya dönüyoruz? Olanların ne kadar doğru olmadığını bilsem de elle tutulur kanıtlarımız yok. Bu olayı gizlice araştıran kişilerin sadece siz mi olduğunu sanıyorsunuz?!" Masasının altındaki raftan bir dosya aldı ve Levi'ın masasına attı. "Bu odadaki herkes tek başına bir şeyler yapmaya çalışıyor."
"Sakin ol ve birkaç dakika beni dinle dört göz." Elindeki not defterini fazlasıyla sinirli görünen kadına uzattı. "Katilimizin bay Pixis olduğunu savunan jürilerin hesabına para yatırılmış." İşte şimdi ikilinin dikkatini çekebilmişti. "Ama katilin o olmadığını savunanlarında hesabına para yatırılmış."
Erwin "Bu para tam olarak ne kadar?"
Alexis "Yüz elli altı bin dolar."
"Alexi bunun dikkat çekmemek için olduğunu düşünüyor. Para kişilerin hesaplarına yatırılmadan önce birkaç transfer olmuş ama kolayca bulabiliyoruz. Yani bulunmak istiyor ya da istiyorlar." Alexis'in ona dün anlattıklarının bir kısmını atlamadan anlattığına emin olduktan sonra devam etti. "Büyük suçlar işleyenlerin bu kadar kolay bulabileceğimiz kanıtlar bırakmasını açıklamanın tek yolu bu."
"Para transferinin olduğunu kolayca bulamazsınız, yani siz bulamazsınız. Bunun için sadece çok yetkili kişilerin ya da bankacıların kullanabileceği bir tür sistem var ve şansımıza benim iki türden de tanıdıklarım var." Kadın kafasını kaldırdı ve defterini geri aldı.
Hange "Ama o zaman bu söylediklerinizi delil olarak sunamayız."
"Orası öyle, yüksek mertebedeki kaynaklarımızı kullanarak bilgi almak yanlış. Ve aynı zamanda kişilerin izni olmadan banka hesaplarına bakmakta suç." Yerinden kalkıp camın yanına gitti. "Ama ya kimliği belirsiz biri bize bu kanıtları gönderseydi, o zaman mahkeme ister istemez kabul etmek zorunda kalırdı." Hange kadının yanına gidip baktığı yöne baktı. Kargo ve mektupları getiren arabalardan biri merkezin önünde durmuştu. Kızıl saçlı bir genç arabadan indi ve binaya girdi.
Levi "O nasıl olacak?" Alexis büyük gözlerle genç adama döndü, yüzünde garip bir gülümseme vardı.
"Dediğin gibi yakalanmak istiyorlar. Böyle olanlar her zaman içten içe yakalanıp ne kadar zeki ve inanılmaz olduklarını göstermek isterler. Evet, her zaman arkalarında onları kollayacak insanlar olur ve bizim vakamızda bu insanlar çok fazla." Tekrar masasına geçti. "Ama lütfen yanlış düşünmeyin. Ben geldikten sonra bunların başladığını biliyorum. Yıllardır sessiz ve huzurlu olan bu kasaba benim gelişimle cehenneme döndü ek olarak daha önce hiç uğraşmadığınız işlerle uğraştınız, biliyorum. Garip davranışlarımın olduğunun farkındayım ve cinayetlere ilgi duyuyorum ama katil ben değilim. Ne katilim ne katillerle herhangi bir bağlantım var." Bakışlarını Levi'a kilitledi. "Mektuplardaki baş harflerin ismimle olan benzerliğini biliyorum ama lütfen bana inanın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölülerle Konuşmak
FanfictionTemel aot olay örgüsüyle alakası yoktur. /Levi x Okuyucu/