5.5

22 3 45
                                    

20 dakika önce çıkışta

Levi, bir süre Alexis'in arkasından baktı. Avuç içlerini yüzüne bastırarak kızarıklığın geçmesini bekledi. Ellerini yüzünden çektikten sonra paltosunu çıkarıp tünelin kenarındaki kütüğün üzerine koyup oturdu. Normalde bunu yapmazdı ama şimdi düzgün düşünemiyordu. Sakinleşmek için gözlerini kapatıp bekledi.

Sert adım seslerini duyduğunda irkilerek gözlerini açtı. Paltosunu da alıp gizlendi ve beklemeye başladı. Zaten oturduğu yer tünelin biraz sağında olduğundan gelen kişi onu görmemişti. 

Kırmızılar içindeki adam ritmik adımlarla çıktı. Belirli belirsiz bir şarkı mırıldanıyordu. Oldukça rahat tavrı Levi'ı şaşırtmıştı. Adam kırmızı paltosunun cebinden bir mendil çıkarıp alnındaki terleri sildi. Tam oradan uzaklaşmak için adım atacağı sırada durup etrafına baktı. Levi kendisini oldukça iyi gizlemişti ama adam onu fark etti. 

Adam bilerek yüz ifadesiyle Levi'a ondan korktuğuna inandırdı. Arkasını dönüp koşmaya başladığı sırada onunda arkasından geleceğini biliyordu ve yanılmamıştı da. Buz mavisi gözleri olan adam silahını kuşanıp koştu. Normalden kısa bacak boyuna rağmen oldukça hızlıydı. Kırmızılı adam yakalanabileceğini fark edince ağaçları kullanarak Levi'ın yavaşlamasını sağladı. 

Beş dakikadan biraz uzun süren kovalamacanın ardından kırmızılı adam durdu. Levi'da güvenli bir mesafeden silahını ona doğrulturken etrafını kontrol etti. Biraz daha dikkatli baktığında çalıların arasında ona doğrultulmuş iki silah gördü. Silahı tutanlar temkinli adımlarla çalılardan çıktıklarında Levi kaşlarını çattı.

"Şef?!" Şaşırdığı sesinden belli oluyordu. İri yapılı adam ona bakarak alayla güldü.

"Bu işe hiç bulaşmamalıydın evlat." Levi şaşkınlığını gizleyerek göz devirdi ve diğer adama baktı. Kırmızılı adamla çok benziyorlardı. Tipleri neredeyse aynıydı ama o siyah giyiyordu. Bakışları çok soğuktu ve her an herkesi öldürebilecek gibiydi.

Kırmızılı adam yakasını düzeltip konuştu. "Devamını sana bırakıyorum patron." Siyah takım elbiseli adamın yanına gidip başını eğdi ve elini uzattı.

Adam kırmızılıya üstten üstten baktıktan sonra silahı verip öne çıktı. "Aferin, Logan. Sonunda bir işi başarabildin." Doğrudan Levi'a bakarak söylemişti. "Şimdi seni ne yapsak ki?" Düşünür gibi yaptı. "Derin bir hatıra bırakabiliriz sanırım. Hayatın boyunca taşıyabileceğin bir yara." Şeytanı gözlerle baktı. "Zaten seni öldürmek çok büyük ziyan olur." Parmaklarını şıklattığı anda her şey durdu.

Levi, saniyelerinin kaldığının farkındaydı. Tereddüt etmeden silahın tetiğine basıp Logan denilen adamı tam kafasından vurdu. Tam şefe döneceği sırada sol ayağında büyük bir acı hissetti. Dengesini kaybedip yere düştüğü sırada silahı iki metre kadar ilerisine düşürdü. Siyahlı adam ürkütücü bir kahkaha atıp etrafında dolaşmaya başladı. Bu sırada şef bir kez daha silahını ateşledi. Bu seferki sol bacağa denk gelmişti ama Levi bağırmadı. Silahına ulaşmak için sürünmeye başladı. Şef buna sinirlenmiş olacak ki hedefini biraz yükseltmeye kara verdi. 

İzin isteme zahmetine girmeden tekrar tetiği çekti. Bu seferki kurşun genç adamın karın bölgesine denk gelmişti. Acıyla düşlerini sıkıp hareket etmeyi bir süre için bıraktı. Birkaç saniye sonra pes etmeyerek tekrar silahına yöneldi ama tam önünde biri durdu. Bu siyah takım elbiseli adamdı. Eğilerek silahı aldı, sinirlenmiş gibiydi.

"Sana onu ciddi şekilde yaralaman için izin vermemiştim." Ardından silahı kaldırıp tetiğe bastı. Şefin gözleri büyüdü ve saniyeler içinde yere düştü. Debelenmeye fırsatı bile olmadan yüzü çamurla buluştu. "Bu adamlar çok sinir bozucu." Adam çömelip Levi'la göz göze geldi. "Merak etme hala ölmene izin verecek değilim." Tekrar ayağa kalkıp birine mesaj attı. "Sonuçta sen hikayem için önemli bir detaysın." Arkasını dönüp uzaklaşmaya başladığı sırada Levi hala direnmeye çalışıyordu. Acı bedenini tamamen ele geçirmişti ve gözleri kapanmamak için direniyordu. 

Ölülerle KonuşmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin