Levi'dan
Beni arkasında bırakıp giden kadına hayranlıkla baktım ama bir yandan da onu kıskanmadan edemedim. Benim, bizim, hepimizin düşünmesi gereken şeyi tek başına düşünmüş ve halletmişti. Önüme bir bir sunduğu kanıtlar hem beni ona tekrar hayran bırakmış hem de düşündürmüştü. Son söylediği şeyler aklımı kurcalayıp duruyordu. "Bunlar böyledir Levi, yakalanmak isterler." demişti. Adımı söylerken ki sesi beni rahatlatsa da, kurduğu cümle bunu elimden almıştı. "Ne kadar zeki olduklarını göstermek isterler." Ama biz onları yakalayamıyorduk ve anlaşılan tek yakalayabilecek kişide yine kendisiydi. Bir yandan çoğunluğun içinde bir şüphede vardı; Acaba Alexis Black- Hayır! Light Holmes'un olaylarla bir bağlantısı var mıydı? O geldiğinde ilk cinayet işlenmiş ve devam etmişti. Oysaki o gelmeden önce bu kadar sık ve dehşet verici cinayetler buralarda pek görünmezdi.3.Kişi Bakış Açısı
Cinayet büroda kimse kalmamasına rağmen binanın her yerinde kargaşa vardı. Bazıları trafik cezalarıyla, bazıları taciz ve tecavüz olaylarıyla, bazıları birkaç araba kazasıyla ilgileniyordu. Şüpheli bir ölüm değil, hiç ölüm yoktu ve bu bazılarının dikkatini çekmişti. Haftalarca devam eden zulüm bitmiş miydi? Peki ya Dot Pixis, o cidden katil miydi?***
Levi, Alexis'in söylediklerini telefonuna not ettikten sonra kafeden ayrıldı ve büroya geri döndü. Binanın içinde olan kargaşa başını ağrıtsa da, onlara ait olan bölümün sessiz olduğunu biliyordu. Odaya girdiğinde ilk önce kapıyı hızla kapattı ve ardından masasına geçip kafasını masaya koydu. Uykusu vardı ancak pek uyuyamıyordu.
Kafasını kaldırdı ve hemen karşısında duran masaya baktı. Kendi masası gibi temiz ancak düzensizdi. Birkaç belge masayı süslerken, küçük kağıt parçaları yere serilmişti. Ayağa kalktı ve ilk önce yerdeki kağıtları, sonrada masadaki kağıtları düzeltti. Çekmeceyi açıp kağıtları koyduğunda bir mektup gördü. Hayranlık beslediği ve ne kadar kabul etmese de hoşlandığı kadının eşyalarını karıştırmak istemiyordu ama mektuptaki pullar ilgisini çekmişti. Eline alıp bir süre inceledi ve bunun daha öncekilerle aynı olduğuna karar verdi. Diğerlerini beklemek istese de merakına yenik düştü ve açtı.
Sevgili LH,
Umarım iyisinizdir. Her ne kadar kötü biri olsam da benim için önemlisiniz. Zekanıza ve güzelliğinize ne kadar hayran olsam da, bazı eksiklikleriniz olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Henüz açığımı bulmamanız oldukça şaşırtıcı. Canınızın çokça sıkıldığını biliyorum, emin olun benimki de sıkılıyor ama biraz daha sabredin. Size iyi günler dilerim.
ALHLevi bunun karşısında gözlerini devirdi ve mektubu zarfa koyup yerine yerleştirdi. Tekrar yerine geçtiğinde masadaki telefonu titredi. Ne kadar bakmak istemese de önemli bir şey olabileceğinden şüphelendi ve telefonuna uzandı.
Alexis
Bugün anlattıklarımı yarın Hange ve Erwin'e anlatmalı mıyım?
LHLevi
Evet, onlara da mantıklı gelecektir.Alexis
Yani sana mantıklı geldi, öyle mi?
LHLevi
ÖyleGenç adamın gözleri fark ettiği şeyle sonuna kadar açıldı. LH, ALH'ye çok benziyor. Hayır, Alexis Light Holmes'un baş harfleri bunlar. İstemese de bugün ona söylediklerini düşündü. Zekasını göstermek için her şeyi yapabilir mi? Ama neden böyle bir açık bıraksın ki? Kafasını geri yasladı ve kafede olanları zihninde tekrar tekrar oynattı. Kendini göstermek mi istiyor? Arkasında birileri mi var? Artık beyni resmen zonkluyordu.
Bombayı patlattım ve gidiyorum.
-Yazarınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölülerle Konuşmak
FanfictionTemel aot olay örgüsüyle alakası yoktur. /Levi x Okuyucu/