2.4

60 9 14
                                    

Yemeklerini yedikten sonra çaylarını alıp oturma odasındaki koltuğa yayıldılar. Belgeleri etraflarına serdikten sonra sırayla okumaya başladılar. Başlayalı on beş dakika geçmeden Levi'ın telefonu çaldı. Erwin'le bir süre konuştuktan sonra geri döndü ve birkaç rapor aldı.

"Yarım saatliğine gitmeliyim." Alexis kafasını tamam der gibi salladıktan sonra okumaya devam etti. Kapının kapanma sesi bütün evde yankılandığında, kadın biraz daha çay almak için kalktı. Mutfağa gidip çayını doldururken tekrar kapı çaldı.

Levi bir şey mi unuttu? Sanmıyorum. Tek kısa basış, sabırlı ama vazgeçmeye yatkın.

Elindekileri bırakıp kapının önüne geldi. Açmadan önce askılığın yanındaki dolaptan silahını aldı ve arkasına sakladı. Tereddüt ederek kapıyı açtığında ise karşısında hiç beklemediği birisi vardı. 

"Tekrar görüştüğümüze sevindim bayan Light." Dişlerini göstererek gülümseyen adam Alexis'in çekilmesini beklemeden içeri geçti ve oturma odasındaki tekli koltuğa oturdu. Alexis silahını beline yerleştirip oturma odasındaki eski yerinme döndü. 

"Gelmenizi beklemiyordum bay Logan." Logan bir süre etraftaki kağıtlara baktı.

"Bana bu kadar takıntılı olmanızı beklemiyordum." Alexis tek kaşını kaldırırken Logan kahkaha attı. "Yaranız iyi mi?" 

"Evet, acıyı hissetmiyorum." 

Logan tekrar sinir bozucu şekilde güldü. "Sevindim."

"I don't think so." Logan kısa bir ıslık çaldı.
(Sanmıyorum)

"I like your accent." Bu sefer Alexis güldü.
(Aksanın hoşuma gitti.)

"Since you're British, our accents are similar." Adamın irisleri büyüdü.
(İngiliz olduğun için aksanlarımız benziyor.)

"Demek sonunda fark ettin." 

"Zaten daha önce fark etmiştim ama şimdi kanıtlamış oldun." 

Logan fısıldadı. "Zekice," Bir süre havayı kokladı. "Oh, demek Levi Ackerman. İnkar edemem ki çok yakışıklı ama boyu biraz kısa. Gerçi sizin boyunuzda pek uzun sayılmaz." Alexis'i süzdükten sonra kıkırdadı.

"Buraya laf atmak için mi geldin?" 

"Demek samimi oluyoruz." Derin nefes verdi. "Şu sizin meşhur garip davanız vardı ya," Cebinden iki mektup çıkarıp orta sehpaya koydu. "Birkaç saat önce çözüldü." 

"Biliyorum." Mutfağa giderken bıraktığı belgeleri alıp tekrar okumaya başladı. "Ne istiyorsun?"

"Sadece iyi misin diye bakmaya geldim. Şunu bilmeni isterim ki tetiği ben çekmedim, çekilmesini de istemedim." Alexis duraksadı. 

"Bunları niye bana söylüyorsun?"

"Bilirsin, en iyiler her zaman içten içe yakalanmak ister." Ayağa kalktı. "Bizi yakalamanız için fazlaca açık verdim, o açıkları bulmak size kalmış." Çıkışa doğru yürüdü ve kapıyı arkasından kapatmadan önce içeri seslendi. "Size iyi günler dilerim."

Alexis telefonunu aldı ve Hange'nin numarasını tuşladı. İlk çalışta açılan telefondan ses gelmeyince konuştu. "Levi orda mı?"

"Bu binada ama burada değil."

"Gelirken ona mektupları verin."

"Hangi mektupları?" Kadının sesi gergin çıkmıştı.

"ALH'nin size yazdığı mektupları," Koşarak yatak odasına gitti ve Logan'ın ona ormanda verdiği mektubu aramaya başladı. "Telefonda açıklayamam, yarın Ackerman'ların kafesinde buluşalım."

"Tamam," zorluk çıkarmaması adına telefonu kapatıp yere fırlattı ve aramaya devam etti. Yastığını kaldırdığında duvar ve yatak arasında kalmış mektubu gördü ve onu da yanına alıp oturma odasına geçti.

Sevgili LH,
Umarım iyisinizdir. Bu mektubu birkaç cinayeti aydınlatmak  adına yazıyorum ve büyük ihtimal bu satırları anlatacaklarım  yaşandıktan sonra okuyacaksınız. Amacım oyun oynamak ve oyun oynamayı çok severim.

Meslektaşlarınızın davasından bahsetmek istiyorum: bir adam ve kadın ters şekilde tavana bağlı bulundular. Evet, bunu kopyaladım ve sıradakileri de kopyalayacağım ancak bu yaptığım davları çözmenizi kolaylaştırmayacak. Sırayla suçlular suçlarını itiraf edecek ve cinayet büronun gereksiz olduğu düşünülmeye başlanacak. İnsanlar o kadar saf canlılar ki... 

2 Ocak günü Levi Ackerman ve Erwin Smith'in davası sonuçlanacak. Aynı kişi birkaç saat sonra Hange Zoe'nin araştırdığı katilinde kendi olduğunu söyleyecek ve son olarak sizin aradığınız Glenn Rand'in de tam yerini söyleyecek. Eminim ki siz zaten çoktan davanızı çözmüş olacaksınız. Sizi ortadan kaldırmadan önce durdurun beni. Size iyi günler dilerim.

ALH

Daha önceden aşina olduğu inleme sesi odayı doldururken sabırsızca yerinde kıpırdanıp odasına gitti ve telefonunu aldı, mesaj Hange'den gelmişti.

Hange Zoe: Hemen buraya gelmen gerek.

Ciddi olduğu belliydi. Üzerini değiştirmeden askılıktan paltosunu ve araba anahtarını alıp çıktı. Karakol binasını görene kadar durmadan sürdü hatta neredeyse kaza yapacaktı. Arabasını park alanına gelişi güzel park ettikten sonra koşarak girdi ve ona bakanları umursamadan cinayet büroya daldı. Erwin volta atıyor, Hange öğrendiği bir şeye inanmak istemez gibi kafasını iki yana sallayarak bir şeyler okuyor, Levi ayakta camdan dışarıyı seyrediyordu.

"Ne oldu? Neden bu kadar gerginsiniz?" Hange kafasını kaldırıp ayakta dikilen kadına baktı. 

"İtiraf aldık." 

"Kimden?"

"Kasabamızda uzun yıllardır yaşayan birinden. Herkes onu severdi, cinayetleri işlemiş olamaz."

Alexis kendini tutamadı. "O yapmadı zaten."

Ölülerle KonuşmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin