"Bu nasıl?" diye sordu Zeynep Hanım elindeki lacivert mayoyu göstererek. Güya tek parçaydı ama üst ve altını birbirine yalnızca sağ kısmındaki kalın askı bağlıyordu.
(Medyadakinin laciverti.)
Aynı şekilde tek askılıydı da ama sade ve güzeldi.
"Güzel, olabilir." dedim.
"Bunu ayıralım o zaman..." dedi ve Ege'nin elindeki sepete bıraktı.
Ege "Bunların tek parçalıları yok muydu?" diye sorduğunda sorusuna anlam verememiştim.
"Tek parça zaten o annecim!" dedi Zeynep Hanım ve o kadınsı kıkırtısı duyuldu.
Ardından da Ege'nin yanaklarını mıncırdı.
"Ya anne ya!" dedi Ege geriye gidip Zeynep Hanım'dan kurtulmaya çalışarak. Zeynep Hanım Ege'nin yanağına öpücük bırakıp geri çekilirken koşma seslerinin ardından Edis'in sesi duyuldu.
"Abyacım!" Elinde boyu kadar elbiseyle karşımda durmuş, koşmaktan nefes nefese kaldığı için derin derin nefesler alıyordu.
"Bunu alalım mı sana? Çok yakışıy."
Elinde tuttuğu beyaz oldukça mini elbiseye baktım. Popomu kapatacağından emin değildim.
Yine de kalbini kırmamak için boyuna eğildim.
"Çok güzelmiş ama çok kısa. Ben bunun içinde rahat edemem. Seninle de oynayamam."
Son kelimemle gözleri açılmış ve koşturmaya başlamıştı tekrardan.
"O zaman bıyakayım ben bunu!" diye bağırmayı da ihmal etmemişti.
"Bir tık kısaymış gerçekten." dedi Zeynep Hanım ve elindeki sarı bikini takımını üzerime doğru uzatarak süzdü.
"Yaşına uygun değil gibi..." diye mırıldandı ve evet yaşıma uygun değildi. Onunla vereceğim göğüs dekoltesi yerine üst kısmını direkt giymesem daha mantıklıydı.
"Bence de uygun değil." dedi Ege ve Zeynep Hanım'ın kaşlarını çatarak kendisine dönmesine sebep oldu.
Elinden alışveriş çantasını aldı Zeynep Hanım.
"Sen gidip Edis'le Edis'e mayo baksana. Yalnız bırakma kardeşini."
Ege oflayarak biraz önce Edis'in gittiği tarafa doğru ilerlerken Zeynep Hanım bir kez daha kıkırdadı.
"Ablasını kıskanıyor." dedi ve bana göz kırparak tekrar mayo ve bikinilere bakmaya başladı. Ben utanırken bir süre daha Zeynep Hanım bana mayolar bikiniler göstermiş ve ben hepsini reddetmiştim.
"Lara'cım sen de bak. Belki hoşuna giden başka bir şeyi görürsün."
"Bu çok güzel. Sevdim de. Gerek yok daha fazla bakmaya." dedim sepetteki mayoyu göstererek.
"Pekâlâ..." dedi Zeynep Hanım dudaklarını ıslatarak.
"O zaman denizden çıktıktan sonra üzerine giyebileceğin bir şeylere bakalım."
"Gerek yok." dedim hızlıca. Zaten bir süredir tepemizden ayrılmadan bekleyen mağaza çalışanına uyuz olmuş, gerilmiştim.
"Elbisem var. Onu giyerim."
Zeynep Hanım derin bir iç çekerken gülümsedi.
"O zaman gel kardeşlerine bakalım. Ne yapmışlar?" Başımı sallayarak Zeynep Hanım'ın peşinden ilerlediğimde mağaza çalışanı da benim peşimden ilerliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Hayli
Teen FictionKlişe ama orjinal karışan bebekler klasiği... İlk yayımlanma tarihi: 19.11.2022 Final yayımlanma tarihi: 29.07.2023