38.bölüm

16.8K 1.3K 167
                                    

Merhabalar...

Perşembe günü attığım soru-cevap benim için de çok değişik bir deneyim oldu.

Normal bildiğimiz soru cevap yapmayı planlıyordum aslında ama sonra aklıma birden böyle bir fikir geldi ve çok hoşuma gitti.

İyi ki de öyle yazmışım.

Bu soru-cevap benim de karakterleri bazı noktalarda daha iyi anlamama neden oldu. Bazı şeyler üzerinde hiç düşünmediğimi fark ettim. Mesela Eliz ve Buğlem'le alakalı soru.

Kartal'a sıcak bakmadığının farkındaydım, Eliz'e yakınlık duyduğunun farkındaydım, Eliz'in Lara'ya benzediğinin farkındaydım ama böyle bir soru sorulana kadar bunun cevabı bu diyemezdim. Bazen bilinçsizce yazdığım, kurgunun götürdüğü yerler çok hoşuma gidiyor.

İster istemez benim bile farkında olmadığım ayrıntılar ekliyorum.

Umarım soru cevabı siz de sevmişsinizdir.

Ve biraz saat olark geç attım, denemedeydim. Kusura bakmayın.

Sonuna kadar okuyan herkese teşekkür ederim.

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

*

Kapım tıklatıldığında yatağın içinde kitap okuyordum.

Edis kapıyı çalmadan açıyordu.

"Gelebilirsin!" dedim yerimde doğrularak. Muhtemelen Ege'ydi.

İçeri Luka girdiğinde şaşkınlıkla yatağın içinden çıktım ve üzerine oturdum. Asla onu beklemiyordum.

"Gelebilir miyim?" dedi kapı aralığında durarak. Onu başımla onayladım. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı.

"Gel..."

Ardından kapıyı kapatırken başka birinin gelmemesini diliyordum içimden. Daha aşağıda bir tartışma yaşanmışken bir gerginlik daha istemiyordum.

"Bugün Doğu'yla takıldık biraz." dedi bana doğru yaklaşarak ve tam önümde durdu. Zaten benden uzundu ve şimdi oturduğum için hepten uzundu.

Sorarcasına bakmaya devam ettim ona. Bakışlarında mahcubiyet vardı. Doğu abiyle takıldıklarını neden bana söylüyordu ki?

Herhangi bir şey demediğinde "Sanırım Doğu abiyle bayağı arkadaş oldunuz." dedim sırf bir şey demek için.

Beni hafifçe başıyla onayladı. Boynum ağrımaya başladığında elimle yatağı gösterdim.

"Oturabilirsin."

Kısa bir an yatağa baktıktan sonra bir şey demeden oturdu.

"Bana anlattı." dediğinde anlamamıştım. Neyi anlatmıştı?

"Yani şu karışma falan. Yani zaten bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. Annene seslenmen falan, sorunca da anlattı."

Bunları bana niye anlatıyordu?

"Niye bana sormadın?" dedim içimden geçen bu olmasa da. Sorsa cevap alamayacağının o da ben de farkındaydık.

"Anlatır mıydın ki?"

Omuz silktim.

"Bilmem. Sormadın ki."

Luka gözlerini kısarak gözlerime baktı. Gözleri çok güzeldi.

Bir HayliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin