Öncelikle hepinize Bir Hayli için son kez merhaba...
Asıl söyleyeceklerimi bölüm sonuna saklıyorum.
Bölüm sonunda şu anda bölüm stokladığım kurgumdan da minik bir kesit olacak ve Dilem'le de kısaca tanışacağız.
Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Uzun bir bölüm oldu, Bir Hayli için son kez iyi okumalar...
*
"Ya anlatamadım galiba! Suçlu olan benim!" diye çıkışmama engel olamadım gidip Luka'yı dövmekten bahseden Kuzey abi ve Güney abiye.
"Yani?" dedi Kuzey abi.
"Sonuç olarak şu an onun yüzünden üzgün müsün, üzgünsün!" dedi Güney abi de.
Şimdi gerçekten kafayı yiyecektim.
"Abi bir şey söyle!" dedim Kartal abiye hitaben ve elimle de şikayet edercesine Güney abi ile Kuzey abiyi işaret ettim. Şu an bayağı ayaklanmış gidiyorlardı.
Kartal abi önce bana şaşkınlıkla dönmüş ve ardından da genişçe gülümsemişti. Ben ise gülünecek bir şey göremiyordum.
Neyse ki salondan çıkmak üzere olan Kuzey abi ve Güney abiye dönmüştü en nihayetinde.
"Kuzey, Güney! Geçin oturun!"
İkisi de mecburen kapı ağzında durmuş ve sıkıntılı birer nefes vererek geri dönmüşlerdi.
Ben de rahatlayarak derin bir nefes verdim.
"Hatırlat da bir ara sana hayır deme dersi vereyim..." dedi Eren jelibon paketinden bir kaç jelibon alıp ağzına tıkmadan evvel.
"Hatta ders 1;" dedi ve ağzındakileri tek bir seferde yuttu.
"5 harf , 2 heceden oluşan hayır kelimesini sıklıkla istemediğimiz şeyleri belirtmek için kullanıyor ve sonra gelip burada böyle ağlamıyoruz..."
Gerçekten ağlamaklı bir ses çıkarıp dizlerime doğru kapanırken içeri giren annem "Eren!" diyerek uyarmıştı onu.
Ablam niye hâlâ dönmemişti ki?
"Ne oluyor burada?" dedi genişçe gülümseyerek içeri giren Batı abi. Dudağında kan mı vardı? Hemen peşinden giren Doğu abiyle bunu onun yaptığını anlamıştım. Ancak Batı abi halinden memnun görünüyordu. Ödeşmiş olmalılardı.
"Sanırım ayrıldılar..." dedi fısıldadığını sanarak Güney abi.
"Vallaha mı?" dedi Batı abi daha da geniş sırıtarak.
Sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes aldım. Ben Eren'e anlatırken Kuzey abi ve Güney abi gelmiş mecburen onlara da anlatmak zorunda kalmıştım ve giderek böyle artmıştı işte.
Ancak böyle olacağını tahmin etmeliydim ve ağzımı hiç açmamalıydım. Odama girip kapıyı ardımdan kapatırken hızla kendimi yatağa da bırakmıştım.
Luka'yı defalarca aramıştım ama açmamıştı. Hatta utançtan yerin dibine girerek evlerine bile gitmiştim. Kapıyı Liam kucağındaki Matt'le açmış ve Luka'nın olmadığını söylemişti. İçerde bekleyebileceğimi de söylemişti ama utançtan yerin dibine girmek üzere olduğum için kem küm etmiş ve oradan kaçarcasına uzaklaşmıştım.
Ayrıca durup düşündükçe Luka'ya kızmaya da başlıyordum. Tamam dışardan çok korkunç görünüyordu ama beni azıcık bile mi tanıyamamıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Hayli
Teen FictionKlişe ama orjinal karışan bebekler klasiği... İlk yayımlanma tarihi: 19.11.2022 Final yayımlanma tarihi: 29.07.2023