40.Bölüm

15.6K 1.2K 141
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar<3

"Merhaba!" dedi ablamdan çekindiği her halinden belli bir şekilde.

Ablam onu baştan aşağı uzun uzun inceledi. Luka elini indirmek ve indirmemek arasında ciddi bir tereddüt yaşarken ablam bu azabına son vermiş ve uzattığı elini sıkmıştı.

"Merhaba, Luka'ydı değil mi?"

Luka bana kısa bir bakış atmış ardından da ablamı başıyla onaylamıştı.

"Luka..." dedi sözlü bir şekilde de onaylayarak.

"Buğlem ben de." dedi ve Luka'nın arkasında, ablamın önünde gülmemek için direnen Ayça ablaya ters bir bakış attı.

"Tanıştığıma memnun oldum..." dedi Luka. Abilerden değil de ablalardan korkuyor gibiydi. Bu beni güldürürken ablam bana da ters uyarıcı bir bakış atmıştı.

"Bir şey içer misin, Luka?"

"Yok, teşekkür ederim."

"Aa, neden?" dedi ablam sahte bir şaşkınlıkla.

"Gecenin bu saatinde geldiğine göre önemli bir şey konuşacağını düşünmüştüm. Öyle kuru kuru gitmez. Siz geçin ben size kahve yapayım."

Luka'nın istemediği her halinden belliydi ama ablama hayır diyememiş ve başıyla onaylamıştı.

Ablam ve Ayça abla mutfağa geçerken başımla odama giden koridoru işaret ettim. Birlikte odama geçtiğimizde gülmemeye çalışarak kendimi yerdeki pufun üzerine bıraktım ve Luka'ya da oturması için çalışma masasının sandalyesini işaret ettim. Sandalye çok uzakta değildi zaten ama yine de tam karşıma getirip koydu.

"Ablan, abilerinden daha korkutucu." dediğinde küçük bir kahkaha attım.

"Adresi benim vermediğimi öğrenirse daha da korkutucu olur." dedim adresi nereden bildiğini dolaylı yoldan sorarak.

Kaşlarım da sorgularcasına havalanmıştı.

"Doğu'yla konuşmak için size geçtim." dediğinde kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

"Doğu abiyle konuşmak için mi?"

"Doğu'yla konuşmak için." diye onayladığında bakışlarımı kaçırdım ister istemez.

"Eren birden yanıma gelip senin ablanla olduğunu söyledi."

Bugün ağzımdan kaçırdıktan sonra anlaması uzun sürmemişti tabii ki.

"Neden benim nerede olduğumu söyleme ihtiyacı hissetti?" dediğimde kısa bir an duraksadı.

"Nasıl olduğunu gördüm." dedi ardından konuyu ışık hızıyla değiştirip genişçe gülümseyerek. Mesajlaşmamıza gönderme yaptığını anladığımda ister istemez güldüm ancak yanaklarımın kızarmasına da engel olamamıştım.

Üşendiğim için üzerimi değiştirmemiştim ama üstüm başım fazlaca dağılmıştı.

"Buraya kadar bunun için gelmemişsindir herhalde?" dedim şaşkınlıkla.

Beni başıyla onaylarken asimetrik gülümsemesi yüzünde sabitti.

"Çok güzel olmuşsun..." dedi bakışlarıyla da beni uzun uzun inceleyerek.

Beni inceleyen gözlerinde takılı kalırken kapının pat diye açılmasıyla irkildim.

Ablama şaşkın şaşkın bakarken ablam elindeki küçük tepsi ve üzerindeki iki kahveyle gülümseyerek içeri girdi.

Bir HayliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin