"Sonunda!" dedi Ege sağ üst köşeden başlamıştı ve iki saattir tek bir parçayı arıyordu.
Ben de çakışmamak için sol alt köşeden başlamıştım. Hatırı sayılır bir kısmını yapmıştık.
Elimdeki parçanın onun tarafına uyduğunu fark ettiğimde uzanıp yerine taktım.
"Bak bu da buranın!" dedi Ege benzer bir parçayı da benim tarafımdakine takarken.
Ancak o oranın değildi.
"Oranın değil!" dedim ve elinden alarak biraz önce bulduğum yeri ikinci kez aramaya başladım. En sonunda bulduğumda takabilmiştim.
Yerdeki sehpanın önüne Ege iki tane minder getirmişti ve yerde oturmuş öyle yapıyorduk. Belimin ağrıdığını hissettiğimde kollarımı yere dayayarak arkama yaslandım ve puzzle'a uzaktan bir bakış attım.
İki saattir aradığım parça gözüme çarparken hevesle tekrar normal oturuşuma geçtim ve parçayı yerine taktım.
"Diğer köşeleri de mi koysak? Daha kolay olur gibi!"
Düşünceli düşünceli bakıyordu. Başımla onayladım onu.
"Köşeler nerede?" diye sordum. Biraz önce kenara ayırmıştık.
İkimiz de aynı anda etrafımıza bakınmaya başlarken köşeleri göremiyordum.
"Yok!" dedi Ege. Oturarak bakarken bulamayınca ayağa kalkmış ve öyle bakmaya başlamıştı.
"Burada!" diyen sesle ikimizde arkamıza dönerken zigon sehpaların üzerine koymuş olduğumuz parçaları bize doğru uzatıyordu Kartal abi.
Kartal abi parçaları avucuma bıraktığında sağ alt köşeyi Ege'ye verdim ve ben de sol üst köşeyi yerleştirdim. Bir kaç kenar parçasını da kolayca yerleştirirken diğer köşelerde bir tık şekillenmişti.
"Bir insan hoş geldin der! İkiniz de anında gömüldünüz geri!" dediğinde yaptığımın ayıp olduğunu fark ederek bir tık utanmıştım.
Ege umursamazca "Hoş geldin abi!" derken ben de Ege'yi onaylarcasına başımı sallamıştım.
"Bu o tarafın sanırım." dedi Ege elime kenar parçalarından birini verirken. Hızlıca onu da yerleştirirken topuk seslerinden anladığım kadarıyla Zeynep Hanım gelmişti.
"Lara'cım..." dediğinde yumuşak sesiyle başımı kaldırarak Zeynep Hanım'a baktım.
"Ablan gelemeyecekse, abin bırakabilir." Gözüm saate kaydı. Ablamla konuşalı çoktan iki saati geçmişti.
Umursamazca omuz silktim.
"Gelir birazdan. Daha bir kere zamanında geldiğini görmedim ablamın."
"Fark ettim..." diye sessizce mırıldanan Kartal abiyle şaşkınca ona döndüm.
"Buğlem ablada mı kalacaksın?" diye sordu Ege. Yapmaya başladığımızdan beri belki de ilk defa başını adamakıllı kaldırmıştı.
Başımla onayladığımda Ege'nin yüzünün düştüğünü fark etmiştim.
"Geri geleceksin ama değil mi?" diye sorduğunda sesindeki korku beni hazırlıksız yakalarken şaşkınlıkla bir kez daha başımı aşağı yukarı salladım.
"Kim geyi gelicek?" diyerek içeri girdi Edis elinden tuttuğu Eliz'le birlikte. Eliz bir eliyle Edis'in elini tutarken diğer eliyle emziğiyle oynuyordu. Uykusu gelmiş olmalıydı.
Kartal abiyi fark ettiğinde biraz önceki uyuşuk haline nazaran atik bir şekilde Edis'in elini bıraktı ve bir kaç hızlı adımla babasının bacaklarına sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Hayli
Teen FictionKlişe ama orjinal karışan bebekler klasiği... İlk yayımlanma tarihi: 19.11.2022 Final yayımlanma tarihi: 29.07.2023