Medya'dan da anlaşıldığı üzere; bu bölüm biraz gözyaşı dökeceğiz. (not: yazarken biraz ağlamış olabilirim.)
Kaosu seviyordum. İçinde bulunduğum yer ortamda olmazsa olmazımdı çünkü. Küçükken Spencer'ların kavgalarını izleyerek büyümüştüm. Babamın Maya ile kavgaları adeta bu günlerime zemin hazırlamış gibiydi.
Kaos peşimi bırakmıyordu. Soyadım değişti, yaşadığım ev değişti ama kavgalar değişmedi. Şimdi Jane ile bir köşede sessizce olacakları izliyorduk. Charles, Leo'ya kadar tüm ev ahalini salonda toplamıştı. Hepsi onun ağzından çıkacak sözleri bekliyordu.
"Tüm bu aile toplanmaların çok sıkıldık biliyor musunuz? Yine ne tür bir işkence bizi bekliyor acaba, çok merak ediyorum." Esther sıkılır gibi gözlerini devirdi.
"Merak etme Esther, çok tutmayacağım." Ricky'e döndü. Ricky mesajı almış gibi elinde ki zarfı Nina'nın eline bıraktı ve geri yerini aldı. "Günler önce bana bir sürpriz yapmıştın hatırlıyor musun Nina? Biz İngilizler kibar insanlarızdır. Karşılığını vermeden içim rahat etmezdi. Lütfen, aç hadi. Bekletme bizi." Charles gülümsedi ve kollarını arkasında birleştirdi.
Nina bir elinde ki zarfa bir de Charles'a baktı. Soğuk soğuk terler döküyordu sanki. Korktuğunu gözlerinde görebiliyordum. Yanında duran kocası kaşlarını çatarak zarfa baktı. İçinde ne olduğunu merak ediyordu. Nina yavaşça zarfı açtı ve içinde ki kağıdı çıkardı. Yüzü kaskatı kesilirken kağıt elinden düşmüştü. Gözleri dolmaya başladı, bedeni titriyordu.
Hiçbir şeye anlam veremeyen William ise kağıdı yerden aldı okumaya başladı. İfadesinin değişmesini bekledik bir umut ama değişmemişti. Biliyordu!
Gözlerini ağırca kaldırıp Charles'a baktı.
"Biri neler olduğunu açıklayabilir mi acaba? Niye bu kız ağlamaya başladı şimdi?" Esther gözlerini devirdi.
"Ben açıklayayım. Nina'nın bebeği William'dan değil."
Riley'nin şaşırma nidası hariç odada ses yoktu. Nina avuç içini dudaklarına bastırmış ağlamasını durdurmaya çalışıyordu. Leo ve Esther sanki bunu bekliyormuş gibi bir tavır sergilediler.
"Şurada duran Rus sürtüğü," İşaret parmağıyla onu gösterdi. "Hamileyim diye hepimizi kandırırken aslında sadece kendini kandırıyordu. Ha bir de aptal kuzenimi. Başkasından yaptığı çocuğu sırf mirasa ortak olabilmek için William'danmış gibi gösterdi. Şunu bilmelisin ki Nina, yaptığın cezasız kalmayacak ama şanslısın. Cezanı sana çok sevgili kocan verecek."
Nina başını kaldırıp William'a bakmıyordu bile. "Ne dersin William? Bu gibi bir yanlışın cezası ne olmalı sence?"
"Kes şu oyunu Charles!" William dişlerini sıktı.
"Peki, sanırım henüz durumu anlamış değilsin. Açıklamama izin ver lütfen." Elini kapıya doğru uzattı. "Seni bebeğin babası ile tanıştırmama izin ver."
William kaşlarını çattı. Sanırım bunu beklemiyordu. Robert içeriye girdiğinde gözlerini şaşkınlıkla açtı. Bebeğin ondan olmadığını biliyordu ama Robert'dan olduğunu bilmiyordu demek ki. Bizi kandırmıştı. Nina'nın oyununa ortak olmuştu.
"Ne? Bu da ne demek oluyor şimdi?" Esther olduğu yerden adımlayarak oğlunun yanına geldi. "Ne demek Nina'nın bebeği Robert'dan? Rob, bir şey söyle! Sana diyorum!"
Ancak Robert Nina'ya bakıyordu. William onun bakışlarını takip ederek karısına baktı. Bir çırpıda omuzlarını kavradı. "Doğru mu bu?" Omuzlarını sarstı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZAYLA BABA
Romance"Buraya kaç tane senin gibi kız bebeğinin babası olduğumu iddia ederek para koparmaya geliyor haberin var mı senin?" Yüzünde aşağılayıcı bir bakış vardı. Demek şimdi bir tepki veriyorsunuz Bay Charlie. Çantamı bıraktığım yerden alarak koluma taktım...