"Mahremiyet kalmamış." dedim, dişlerimin arasından.
"Seni defalarca kez çıplak gördüm Emma! Her gün sevişiyoruz!"
"Üç haftadır sevişmiyoruz."
"Kimin yüzünden?"
Benim...
Ve senin!
Maxim'in evinden döndüğümüzden beri bana dokunmasına izin vermemiştim. Çünkü kafamda dönüp dolaşan sorulara bir cevap bulamadan içim rahat etmiyordu. Maxim'in karısını ve oğlunu onun öldürüp öldürmediğini soramıyordum da... Çünkü korkuyordum! Vereceği cevabın 'evet' olmasından korkuyordum.
Keşke ona gözüm kapalı güvenip, o yapmaz diyebilseydim. Böylece vicdanımı susturmam daha kolay olurdu. Fakat hala birbirimizi iyi tanıyamadığımıza dair düşünceler vardı ve bu beni öldürüyordu.
Cevap vermeden eğildim ve iç çamaşırımı çıkararak karşımda adamın suratına fırlattım. Yüzüne gelmeden havada tutarak burnuna yaklaştırdı ve kokladı. Göz temasımızı kesmiyordu. Bu hareketi çok hoşuma gitmişti. Fazla tahrik ediciydi.
İç çamaşırını ceketinin iç cebine koyunca yüzümü buruşturdum.
"Sidikliydi o!" diye çemkirdim.
"Tuvalete yalın ayak giren sen mi söylüyorsun bunu?"
Klozete otururken çenesiyle gösterdiği ayaklarıma baktım. Gerçekten de ayaklarım çıplaktı.
"Doğru. Ayakkabılarımı bulmam gerekiyor."
İşemeyi bitirdikten sonra ellerimi yıkayarak tuvaletten çıktım. Charles arkamdan gelmeye ve söylenmeye devam ediyordu ama onu dinlemeden ilerlemeye başladım. Bir yandan da ayakkabılarımı arıyordum. Nereye çıkardığımı hatırlamıyordum çünkü.
"Ne arıyorsun?"
"Ayakkabılarımı! Stuart markaydı onlar!"
Kalabalığı ite kaka ilerlerken karşımdaki manzarayla birlikte duraksadım. Ricky, arkası bize dönük olan kızıl saçlı bir kızla konuşuyordu. Kız onun omuzlarına kadar geldiği için konuşurken eğilmek zorunda olan Ricky'nin yüz ifadesi oldukça sinirliydi. Kimdi bu kız?
Ricky izlendiği fark edince başını kaldırarak bize baktı. Charles arkamdan bir kaç adım atarak öne çıktı.
"Emma'yı eve götürüyorum. Diğerleriyle ilgilen."
Ricky bir şey söylemeden başıyla onayladı onu. Charles arkasını dönüp beni bir çırpıda kucağına alıp çıkışa ilerliyordu. Kızıl saçlı kız arkasını dönmek istemişti ama Ricky onun çenesini tutup buna izin vermedi. Bu kızın kim olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Tabii, Charles'a beni bırakmasını sağladıktan sonra!
"İndir beni! Ayakkabılarım içeride kaldı!" Ayaklarımı kuş gibi çırptım.
"Ben sana yenisi alırım. Hatta aynısından binlerce alırım, yeter ki çeneni kapat ve arabaya bin!" Kalın sesi yine korkutucu hale bürünmüştü.
Sesimi çıkarmadan beni arabasının arka koltuğuna bindirmesine izin vermiştim. Zaten yol boyunca olan sessizliği beni daha ürkütmüştü. Acaba neler söyleyecek, nasıl kızacak diye kendi kendimi yemiştim. Elbette bana kızacaktı, bu yüzden beni herkesten önce eve getirmişti. Azarlamak için!
Arabayı malikanenin önüne park edince kapımı bile açmama izin vermeden kendisi açmış ve beni kucağına alarak içeriye götürmeye başlamıştı. Ağırlığım artmışken hiç zorlanmadan beni iki kat yukarıya odaya çıkartmıştı. Yatağa bırakmadan banyoya götürmüş ve küvetin içine indirmişti beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZAYLA BABA
Romance"Buraya kaç tane senin gibi kız bebeğinin babası olduğumu iddia ederek para koparmaya geliyor haberin var mı senin?" Yüzünde aşağılayıcı bir bakış vardı. Demek şimdi bir tepki veriyorsunuz Bay Charlie. Çantamı bıraktığım yerden alarak koluma taktım...