0.4 Gerilim

127 11 11
                                    

İyi okumalar...



"Siktir oradan!" Jimin gözlerini devirirken Changbin koluna vurmuştu. "Sen ciddi misin lan?"

"Ajan kimliğim açığa çıkmış gibi tepki vermesene gerizekalı. Alt tarafı derse gidiyorum dedim." Changbin bir kez daha ağzını açıp abartılı bir tavır gösterecekti ki yanlarına yanaşan bedeni görünce duraksamıştı. Jimin gelen kişiden habersizdi, arkasında belirip kulağına nefesini üfleyen çocukla oturduğu yerde zıplamıştı.

"Ne yapıyorsunuz bakayım? Korktun mu?" Çatık kaşlarıyla arkadaşına döndü.

"Hepiniz ayrı bir çeşit şerefsizsiniz ya. Derse gidiyorum ben, yarın görüşürüz." Namjoon onun kolunu kavradı gitmesini engellerken.

"Derse mi gidiyorsun? Bırakırım ben bu dersi dememiş miydin lan sen ilk aldığında? Hala gidiyor musun?" Jimin kolunu kurtarmak istedi, Namjoon tutuşunu gevşetmemişti. "Ayrıca yarın görüşemeyiz beyinsiz, akşamı unuttun mu?"

Kaşlarını yeniden çatarken hafızasını yokladı kısa boylu. Onlarla bir plan yaptığını sanmıyordu ancak ikisinin de yüzüne böyle beklentiyle bakışı unuttuğu bir detay olduğunu gösteriyordu. İleriden gelen Hoseok'u buldu gözleri. Diğerleri de ona bakmış, Hoseok Jimin'in yardım dilenen gözlerine kilitlenmişti.

"Neler oluyor?" Jimin dudaklarını kemirmeye başladığında Changbin dudaklarını araladı.

"Jiminimiz bizi yarına dek görmeyecekmiş." İğneleyici bir ses tonu vardı, kesinlikle önemli bir şeyi unutmuştu. Hoseok gözlerini ona çevirdi.

"Yarışı gece yarısı yapmıyoruz ki bugün." Rahat bir ses tonuyla konuşması Jimin'in kurtarıcısı olmuştu. Daha önce gece yarısı yaptıkları yarışlarda ertesi gün esprisi çevirmişlerdi aralarında, Jimin bundan bahsediyormuş gibi kıvırabilirdi işi. Ancak ilk kelimesini daha net idrak ettiğinde neyi unuttuğunun farkına vardı. Siktir, bugün yarış vardı. Ve yine siktir, Jimin bunu unutmuştu.

"Ah, kaçta demiştik en son? Gece yarısı gibi kalmış aklımda." Arkadaşları senkronize ve rahat bir kahkaha attığında bedeni gevşedi. Namjoon kolunu Jimin'in omzuna atıp onu biraz kendine yaklaştırmıştı.

"Yedide buluşuyoruz, yarış dokuzda başlıyor. Bu sefer unutma." Başıyla onaylarken koridoru işaret etti, artık gitmesi gerekiyordu. Ders üç dakika içinde başlayacaktı.

"Ben derse gideyim de, akşama haberleşiriz." Arkasından bağıran lideri duydu.

"Geç kalırsan benim ebemi sikerler, sonra ben de seni! Geç kalma!" Eh, Changbin yarışlar söz konusu olduğunda gerçek bir zorbaya dönüşebiliyordu.

***

"Kampüsün dışına koysaydınız sınıfı da hiç gidemeseydik ya, çıldıracağım." Söylenerek artık görünür olan sınıfa koşturdu. Kapalı kapı koridor yönüne doğru açılıp burnuna orta düzey bir hızda çarpınca acıyla bağırdı. "Ah!"

"Jimin?" Panikle üzerine yürüyen çocuğa bakmıyordu. Elini burnundan çekmeden gözlerini yumarak acıyı sindirmeye çalışıyordu. "İyi misin? Çok özür dilerim, çok çok özür dilerim. Kapının arkasında ne arıyordun? Bakayım bir."

"Tamam iyiyim." Dişlerini sıkarak söylemişti ve yaşlarla dolan gözlerini açtığında onun telaşlı yüz ifadesiyle karşılaştı. "İyiyim, burnum acıyor sadece."

"Çek bakayım elini, kanıyor mu?" Sorusu Jimin'e bir cümle gibi geldiğinden gözlerini irice açtı.

"Kanıyor mu? Taehyung, burnum mu kanıyor?" Telaşla kırmızı sıvıyı görmeyi bekleyerek götürdü elini burnuna. Ancak kan yoktu. Taehyung onun çenesine dokundu hafifçe. Başını biraz geriye iterken tüm dikkati küçük burundaydı.

Azad ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin