İyi okumalar...
"Bizzat içinde yer almak istemediğinden emin misin?" Jimin soruyu yanıtsız bırakırken sevgilisi karıştı lafa.
"Daha sorgulayacak mısın sen?" Changbin'in ilgisiz bakışları onu buldu.
"Sadece herifin ceza aldığını görmek ister diye düşündüm." Yönünü yeniden Jimin'e dönmüştü. "Yüzüne falan tükürmek de mi gelmiyor içinden?" Uzun boylunun derin nefes alış sesi yankılandı evin salonunda.
"Changbin, bak biz seninle hiç anlaşamadık biliyorum ama şu an sana vurmak istemiyorum. Çeneni kapat artık."
Muhtemelen ölene dek birbirlerine içten içe bir düşmanlık besleyeceklerdi ve Taehyung uzun zaman boyu sürecek bu durumu ancak sinirini zamana yayarak atlatabilirdi. Sabrını Jimin'i dava konusunda sıkıştırarak gerçekten zorluyordu.
"Sen karışmasan ben Jimin'le sakin sakin konuşup çenemi kapatırdım zaten sırık." Yine aynı hitap karşısına çıktığında öfkeyle ayaklandı.
"Lan ben seni..." Jimin'in onu tutuşu hızlıydı. O da şu durumdan rahatsızlığını bildirmeye karar vermişti demek ki.
"Kavga etmeyi kesin! Bir kere de birbirinize katlanmanın bir yolunu bulamaz mısınız?" Taehyung anında parmağıyla Changbin'i gösterdi. Bir yandan hala onun üzerine yürümeye çalışıyordu.
"Ben bunun nesine katlanayım ya? Görmüyor musun herifin ısrarını? Gitmeyecek işte davaya, sanane kardeşim!" Diğeri oturduğu yerde arkasına yaslanmış, çıldırmanın eşiğindeki uzun boyluya bakıyordu.
"Ya bu kadar kıyamet kopacak ne halt etti bu herif?" Beyninden vurulmuşa çeviren bu cümle olmuştu işte. Bakışları karşısındakini tarttı. Jimin hala Taehyung'un beline yapışık durumdaydı.
"Ne mi halt etti? Hiçbir bok bilmiyorsun gerçekten." Homurdanışı sessiz evin içinde oldukça net duyulmuştu. Changbin oturuşunu dikleştirdi. Bu yetmemiş olacak ki ayağa kalkıp o da Taehyung gibi bağırmaya başlamıştı.
"Bilmediğim neyse söyle de bileyim o zaman! Alt tarafı bir mobbing değil mi? Çoğu müdürün yaptığı bir şeye Jimin haklı olarak dava açtı sonuçta. Ceza aldığını görmek isterdim ben olsam. Bunun nesini bu derece prensip haline getirdin?" Taehyung gözlerini bir anlığına Jimin'e çevirdi ancak sözlerinin odağı Jimin değildi.
"Senin hiçbir şey..." Onu denemişti. Sadece bir şey yapıp yapmayacağını görmek istemişti ve Jimin aniden lafa atıldığında her şey açıktı.
"Taehyung! Changbin! Susun artık. Kafamı şişirdiniz. Gitmiyorum işte, o herifi görmek istemiyorum, bu kadar." Konuyu kapatmıştı. İkisinin de tek kelime etmemesini umuyordu bu konuda. Taehyung'un kolunu bıraktı ve adımları mutfağa yöneldi. "Ben bir yemeğe bakayım."
"Ben de bir sigara içeyim. Balkondayım." diye seslendi Changbin ortaya. Taehyung çenesini dikleştirmiş, iğneleyici bir yorumdan geri durmamıştı.
"Kimse senin yerini merak etmiyor Changbin, yani atlamak falan istersen hiç tereddüt etme." Jimin salon kapısında durup arkasını döndü.
"Taehyung." Uyaran ses tonuna ellerini teslim olur bir tavırla kaldırdı. Şimdi ikisi de rahat görünüyorlardı.
"Tamam, şaka yapıyordum." dedi sahte bir pişmanlıkla. Changbin başını balkon kapısından içeri soktu.
"Ha ve ha. Ne kadar komiksin sen öyle?" Taehyung onun elindeki sigarayı işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azad ~ Vmin
Fanfiction"Beni bıraksaydın her şey daha kolay olacaktı." "Kendimi bırakmak seni bırakmaktan daha kolaydı."