İyi okumalar...
"Chang?" Taehyung hastanenin dış kapısında bulduğu çocuğa doğru yürürken konuştuğu kişileri görmeye çalışıyordu. Kim olduklarını anladığında hızlandı adımları. "Ne oluyor burada?"
"Arkadaşlar borçlarını istemeye gelmiş. Sen Jimin'in yanına dön, ben gerçekleştireceğim onların hayallerini." Taehyung arkasındaki binaya bir kere bile bakmadan öne adımladı. Bir eli Changbin'in kolunu tutuyordu.
"Changbin, bırak ben halledeyim." Motorcu çocuk ona baktı.
"Jimin'in yanına dön dedim Taehyung. Bunların dilinden ben anlarım." Taehyung bir kez daha itiraz etmeye meyilliydi ancak karşılarındaki grubun ortasında dikilen tanıdık yüz lafa atılmıştı.
"Bekle, bence biz uzunu alalım. Seninle aynı yolun yolcusu sayılırız ne de olsa. Uzun buralara yabancı kalıyor." Changbin Taehyung'u kolundan kavramakta hızlıydı. Onun diğerlerinin üzerine yürümesini engellemiş, bedenini arkasına çekmişti.
"Ben seninle muhattap olacağımı söyledim mi? Liderinizi çağırın bana. Bakalım o yaptığınız sinsi saldırı hakkında ne düşünüyormuş? Onu öğrenelim."
Hastanenin önüne yapılan bu baskın ve tartışmadan çok muhabbet gibi görünen durum can sıkıcıydı. Jimin içeride yatıyor, karnına aldığı darbelerin sonuçları değerlendiriliyordu ve Taehyung yalnızca kendisinin değil Changbin'in de içeride olması gerektiğine inanıyordu. Oysa şimdi çocuk onların liderini ayağına çağırarak durumu daha karmaşık bir hale sokmuştu.
"Yarışın hasılatıyla ilgileniyor. Sizin gibilere ayıracak vakti yok." Changbin telefonunu çıkardığında karşısındakiler irkildi. Taehyung ekranda yazan kaydı gördüğünde Changbin'in o kadar da hazırlıksız olmadığını fark etmişti. Çocuk kaydın üzerine dokunup çağrıyı başlattı.
"Selam." derken çatık kaşlarla karşısındakine bakıyordu. "Sağ kolun çok meşgul olduğunu söyledi de, gerçekten öyle mi diye kontrol etmek istedim. Sanırım adam dövme işlerini onlar yürütüyor, ha?"
"Ne adam dövmesi? Ne diyorsun sen Changbin?" diye atılan liderin tepkisi Changbin için beklendikti. Etrafında borularını öttürmekten gocunmayan yardımcılar barındırdığının tanıştıklarından beri farkında değildi çocuk.
"Arkadaşımı yarıştan çekildi diye otoparkta altı kişi birden kıstırmalarından bahsediyorum." Açıklaması kısa bir süre sessizlikle karşılanmalıydı. En azından o diğerinin düşünüp öyle yanıtlamasını, kendi çevresindeki adamları satmamasını beklemişti. Hızlı yanıtla kaşlarını kaldırdı.
"Ne saldırısı? Benim haberim bile yok öyle bir şeyden. Sen delirdin mi?" Söylemek üzere olduğu cümleyi kayıt altına almadığına sonra pişman olacaktı Changbin. "Tamam yarışta pislik yaptığımız olmuştur, kabul ama kimseyi yarıştan çekildi diye dövdürmem. Herkesin kendi seçimi demiyor muyuz hep? Kim kıstırmış?" Changbin sırıtarak baktı karşısındakine.
"Biricik sağ kolun öyle demiyor ama. Kendisiyle de konuşmak ister misin?" Telefon Hongseok'a yaklaşırken çocuk geriye adımlamıştı. Telefonu yeniden kulağına götürdü Changbin. "Bak, seninle konuşmak istemiyormuş. Telefona yaklaştıramadım bile inanır mısın?" Jay'in iç çekişini duydu.
"Niye senin yanında o?" Açıklamakta gecikmezken karşısındakilere adımlamak isteyen Taehyung'u da tutmuştu.
"Borç tahsilatına gelmişler. Yarıştan çekilmenin bir bedeli varmış da, fiziksel olarak ödetip çocuğu hastanelik etmeleri yetmemiş gibi bir de parasını istiyorlar." Jay'le çok sık konuşmamıştı Changbin. Ondan ve grubundan uzak durmayı tercih ederdi ve Jay de ona saygı duyar, alanına girmezdi. Genelde normal bir tonda duyduğu ses buz gibi bir hal aldığında güçlü duruşuyla o bile ürperdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azad ~ Vmin
Fanfiction"Beni bıraksaydın her şey daha kolay olacaktı." "Kendimi bırakmak seni bırakmaktan daha kolaydı."