İyi okumalar...
"Bakıma ihtiyacım var ama ihmal ediliyorum resmen." Taehyung gözlerini bariz bir şekilde devirip meyve tabağını onun önüne koyduğunda kaşlarını çattı Jimin. "Bir de göz mü deviriyorsun bana? Çabuk bastonumu getir, evime gideceğim ben!"
"Dede gibi konuşmayı bırakacak mısın hiç? İyileşmeni mi bekleyeceğiz eski yaşına dönebilmen için?" Koltukta onun yanına yerleşir yerleşmez bacağına bir tokat yedi.
"Benimle alay mı ediyorsun bastonsuz yürüyemiyorum diye? Ayıp bak karma denen bir şey var, sen de bu hale düşersen görürüm seni." Onun öfkesinin aksine diğeri sakindi. Uzanıp sevgilisinin yanağına bir öpücük bıraktı.
"Öncelikle o baston değil, koltuk değneği. Ayrıca ona ihtiyacın bile yoktu ama diğer ayağımı hiç basmazsam yürümeyi unuturum diye ağladığın için zorla aldırdın onu. Yoksa ben seni her yere taşıyordum." Jimin umarsız bir mırıltı bıraktı odaya. Taehyung'un gözleri irileşti. "Ne o? Memnun değil miydin benim nakliye hizmetimden beyefendi?"
"Yani nakliye hizmetinin her boş zamanda varış adresi yatağın olmasa daha memnun olurdum." Uzun boylunun asılan suratıyla cümleyi kuruş şekline pişman olmuştu. "Ben de seviyorum seninle birlikte olmayı tabi ki, sadece biraz abarttık gibi geliyor."
"Sınav dönemi olsa yalnızca sedye görevi görebilirdim ama sevgimi gösterecek vaktim var diye yargılanıyorum, kırıcı." Jimin kollarını onun boynuna sardı.
"Öyle mi dedim ben? Abartıyoruz dedim, bunu her gün yapıp da sonra sıkılalım istemiyorum dedim. Şimdi sen bu lafıma da benden sıkılacak mısın diye çıkışacaksın değil mi?" Dudaklarını araladı ama kapı zili Taehyung'un söylenmesini engellemişti. Jimin'in yanağından bir kez daha öpüp kapıyı açmak için odanın dışına ilerledi.
"Evde yokuz demek için çok mu geç kaldım?" Sevgilisinin kapıda kiminle konuştuğunu görmek için oturduğu yerde eğildi Jimin ancak ne yazık ki oturduğu koltuk o açıyı göremiyordu. Bu yüzden sesini kullandı.
"Kim geldi?" Salona giren arkadaşları ona gülümserken arkalarından yürüyen Taehyung homurdanmıştı.
"İyice emekliye bağladı. Arkadaşınız bozuldu, bunun tamircisi falan var mı ya?" Kısık gözlerle uzun boyluya kindar bir bakış atmıştı koltuktaki çocuk. Changbin yanına oturup elini onun bacağına koydu.
"Nasıl oldun? Ağrın falan var mı?" Jimin alnını Changbin'in omzuna bastırdı.
"Hissetmiyorum ki." diye mırıldanmıştı. Onun kısık cümlesiyle yerinde geriledi diğeri.
"Ne demek hissetmiyorum? Bacağını hissetmiyor musun?" Ev sahibine bakmıştı telaşla. "Bu ne diyor? Abartıyor mu gene geçenki gibi?" Taehyung afallamış gözlerle izledi sevgilisini. Ne demek istediğini bilmiyordu.
Birkaç gün öncesinde Jimin oturmaktan o kadar sıkılmıştı ki Taehyung içeride yemek hazırlarken Changbin'i aramış, bacağının dayanılmaz derecede karıncalandığını ve yürümesi gerektiğini söylemişti. Taehyung'un asla izin vermeyeceğini bildiği için arkadaşının gelip onu oyalaması gerekiyordu. Planı hazır olmasına rağmen Changbin'in uzun boyluyu arayıp haberdar etmesini beklememişti. Sevgilisi mutfaktan sinirli gözlerle yanına geldiğinde ve bacağı karıncalanıyorsa doktora gitmeyi teklif ettiğinde yalanı ortaya çıktığı için suratı epey asılmıştı. Şimdiyse bacağını hissetmediğini söylemesi yine bir abartı mıydı yoksa gerçekten bir sorun mu vardı, bilememişti Taehyung. Endişeyle Jimin'e ilerledi. Onun korku dolu bakışlarıyla karşılaşan çocuk ellerini kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azad ~ Vmin
Fanfiction"Beni bıraksaydın her şey daha kolay olacaktı." "Kendimi bırakmak seni bırakmaktan daha kolaydı."