İyi okumalar...
"Kim Taehyung?" Uzun boylu çocuk duyduğu sesle arkasını döndü. Tanıdık yüzü görünce kaşlarını kaldırdı.
"Hyebin?" Çocuğun eli uzanıp onun koluna değdi hafifçe. Taehyung gülümsemek için kendini kassa da pek başarılı olduğu söylenemezdi.
"Epey oldu, nasılsın? Her şey nasıl gidiyor?" Gözlerini onun yüzünden ayırıp çevresinde gezdirdi.
"İyiyim, her şey yolunda. Sen peki?" Hyebin ona doğru bir adım attı. Aralarındaki mesafe bir büyük adım kadar kalmıştı. Çocuk bakışlarını onun gözlerine doğru kaldırdı.
"İyiyim. Yeni geldin sanırım, elinde bir şey olmadığına göre." Taehyung geniş markette boş duran ellerine baktı. Aslında bir araba almıştı ve kısmen doldurmuştu ancak araba şimdi başka bir reyonda olmalıydı. O konuşmazken çocuk tekrar açtı ağzını. "Ben de şimdi girdim markete, sigara alıp çıkacaktım. Ama seni gördüğüme göre biraz daha kalabilirim sanırım."
"Aslında ben..." Etrafına bakınırken aradığı şeyi bulmanın rahatlığıyla sesli bir nefes verdi. "Ben gitmeliyim, izninle."
"Bekle." demişti Hyebin onun koluna neredeyse yapışarak. Taehyung ellerinin temas ettiği yere baktı, ceketini market sıcak diye çıkardığına pişman olmuştu. Şimdi çocuk uzun parmaklarını etine sıkıca sarıyordu. "Aramızda bir sorun mu var? Bildiğim kadarıyla dostça bitirmiştik çünkü. Bir sorun varsa bunu bana söyleyebilirsin."
"Hyebin, bir sorun yok kesinlikle. Sadece birlikte takılmamız doğru olmaz, biliyorsun işte bazı şeyleri sürdüremeyiz. Hem uzun zaman oldu." Çocuk tutuşunu gevşetmedi.
"Ben de bundan bahsediyorum. Uzun zaman oldu Taehyung." Hafifçe gülümsemişti. "Seni özlemişim."
"Bu yaptığını sürdürmezsen daha doğru olur." Kolunu ondan kurtardı hızla. "Biten bir şeyi tekrar başlatmaya niyetim yok Hyebin. Üstelik tek değilim, buraya..."
"Taehyung?" Sonunda fark edilmişti işte. Market arabasını bulunduğu yerde bırakıp onlara doğru tereddütlü adımlar attı kısa boylu. "Tanıdık biriyle karşılaştığını görmemişim. Pardon. Merhaba."
"Merhaba, Hyebin ben." Yapılı çocuk elini öne uzattığında Jimin gülümseyerek sıkmıştı.
"Jimin ben de. Memnun oldum." Taehyung'a döndü yüzü. "Okuldan mı tanışıyorsunuz?"
"Pek sayılmaz." diye girdi lafa Hyebin. Jimin'in soru soran gözleri onu buldu. "Kulüpte tanışmıştık epey bir süre önce. Eskiden takılıyorduk, tekrar buluştuğumuza sevindim." Yüzünü düşürmemek için büyük bir çaba sarf etti çocuk. Taehyung'un elini sırtında hissetti.
"Kulüp defterini kapatalı epey oldu zaten. Biz artık gitsek iyi olur, sen de sigaranı alıp çıkarsın herhalde. Yetişecek bir yerin vardır elbet." Onların gitmesini engellemek için ağzını açması yetmişti.
"Peki siz nereden tanışıyorsunuz? Sınıf arkadaşı mısınız yoksa Taehyung'un kuzeni falan mısın?" Taehyung onun doğrudan Jimin'e yönelttiği soruyu yanıtlamak istedi ancak Jimin önce davranmıştı.
"Arkadaşız." derken bir an tereddüt etmeyişi Taehyung'un gözlerini irice açıp ona bakmasının ana sebebiydi. Zihninde Jimin'le kısa zamanda yaşadığı az sayıdaki anılar belirirken nasıl sadece arkadaş olabilirlerdi? Kaşlarını çattı onun kolunu kavrayarak.
"İyi misin sen?" Başını sallayıp onayladı çocuk soruyu. "Ne saçmalıyorsun şu an acaba?"
"Taehyung arkadaş konusunda epey seçicidir Jimin, sen üzerine alınma olur mu?"
Çocuğun rahat ses tonu Jimin'i şimdi irrite etmişti. Taehyung'u iyi tanıdığını gerçekten düşünüyor gibi duruyordu ve bu durum geçmişleri için daha çok meraklandırdı onu. Öte yandansa onunla çok da bir şey yaşamış değildi. Öylece ortaya aralarındakini atıp erken davranmak ve uzun boyluyu belki de henüz düşünmediği bir tanımlamanın içine sokmak istemiyordu. Dudaklarını kemirerek onun bir şey demesini bekledi. Alındığı bir şey yoktu zira.
"Evet, öyleyim ancak geçmişte pek olamamışım sanırım." diye homurdandı Taehyung. Başını Jimin'e yaklaştırdığı için söylediklerini oldukça net duymuştu diğeri. Yüz ifadesi istemsizce değişti.
"Ne demeye çalışıyorsun?" Diğer çocuk bir yorum yapmadan önce sormasına engel olamadı Jimin. Uzun boylunun kolu beline sarılırken irkilmişti.
"Jimin benim arkadaşım değil çünkü olmasını beklediğim başka bir sıfat var. Eğer flörtümle tanıştıysan artık biz gitsek iyi olacak. Hadi bebeğim." Hyebin'in ağzının açıldığını gördü çocuk ama Taehyung onu sıkıca tutmuş, alışveriş arabasının olduğu yöne doğru sürüklemişti.
"Taehyung ne yapıyorsun ya?" Keskin bakışlar yüzüne dikildiğinde cips reyonundalardı. Jimin'in onu görmesine bile izin vermiyordu uzun boylu. "Ayıp oldu çocuğa."
"Ayıp mı oldu? Bana ayıp olmadı ama ona ayıp mı oldu Jimin?" Gözlerini kısarak onun sorusunu anlamlandırmaya çalıştı.
"Sana neden ayıp olsun ki?" Burun buruna geldiklerinde topluma açık bir alanda olmaları Taehyung'un umrunda değilmiş gibi görünüyordu. Kendini arkasındaki raf yüzünden geriye de çekememişti üstelik. Burunları çarpışırken Taehyung homurdandı.
"Arkadaş ha? Arkadaş mıyız biz? Arkadaşsak neden seni tavlamak için uğraşıyorum öyleyse?" Jimin yutkundu. Gözlerini onun gözlerine dikerek konuşmuştu.
"Çevrendeki insanlara bizden bahsedip bahsetmediğini bilmiyorken ne demeliydim? O kadar da iyi tanımıyoruz birbirimizi. Bu ikinci buluşmamız deseydim ve ters tepki verseydin ne olacaktı? Ben nasıl bilebilirim bunu?" Belinden sertçe çekildi ve ileriden birkaç kişinin onlara kaçamak bakışlar attığını gördü. "Taehyung bize bakıyorlar."
"Ve sen benimle böyle görülmekten çekiniyor musun?" Dudağını bir saniyeliğine bastırdı dolgun dudaklara. "İsteyen bakmayı sürdürebilir. Seni öpmekten vazgeçmeyeceğim." Bir öpücük daha ve Jimin'in yüzünde minik bir gülümseme belirdi.
"Kes şunu. Hadi alışverişimizi yapıp çıkalım artık." Ağzını Jimin'in kulağına yaklaştırdı.
"Peki eve gittiğimizde seni daha çok öpebilecek miyim?" Jimin arkasındaki raftan bir cips alıp yüzlerinin ortasına tuttu.
"Benimle pazarlık mı yapıyorsun Taehyungssi?" Paketi kaparak arabaya atmış, Jimin'i de arabayla arasında tutarak yürümeye başlamıştı. Jimin raftan seçtiği atıştırmalıkları önlerindeki alışveriş arabasına koyuyordu özenle.
"Pazarlığın sonunda ben kazanacaksam elbette yapacağım." Kısa boylu burnunu kırıştırdı.
"Nereden biliyorsun kazanacağını?" Taehyung onun saçlarına parmaklarını geçirip hafifçe okşamıştı.
"Pazarlıkta çok iyiyimdir Park, zamanla göreceksin."
Üstü kapalı övünmesi Jimin'i etkilese de az önce gördükleri çocuğun kim olduğunu merak ediyordu. Zihnini meşgul eden bu belirsizliği ona soracak değildi. Henüz aralarında o kadar da ciddi bir ilişki yoktu ve Taehyung'un diğerine tavırları bir daha görüşmeyeceklerini vurgular nitelikteydi adeta. Daha önce takıldığı birine şimdiki flörtünü söylerken duraksamamıştı. Yine de Jimin o ikiliyi fark edene dek ne konuştuklarını merak ediyordu. Taehyung markete geldiğinden beri yanından ayrılmamasına rağmen belli bir süre görünürlerde olmadığı için onu aramaya girişmişti. Kafede çalışmak ve okula gitmek arasında sakin bir hayat sürüyor görünen esmerin eskiden kulüplerde gezen biri olduğu bilgisini de sindirmeliydi hem. Yani motoru tehlikeli buluyor ama kulüplerde çok güvenilir durmayan tiplerle mi takılıyordu? Jimin açık bir kitaptı, Taehyung'un ise şu dakikadan itibaren gözüne kilitli bir defter gibi görünmesine hiçbir şey engel olamayacaktı.
Yavaşça başlıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azad ~ Vmin
Fanfiction"Beni bıraksaydın her şey daha kolay olacaktı." "Kendimi bırakmak seni bırakmaktan daha kolaydı."