5

2.2K 42 2
                                    


Derin

Ertesi gün dışarı çıkmak üzere odamdan ayrıldım. Güvertede Emir ve Ali kahvaltı ediyorlardı. "Bugün karaya gideceğim değil mi?"

Emir gözlerini dikip bana baktı. Onu ilk gördüğümde ne kadar çekici bulduğumu hatırlamıştım. Şimdi ondan sadece nefret ediyordum.

"Sana da günaydın. Evet Ali ile gidebilirsiniz."

"Tamam bekliyorum ben öyleyse."

"Bir şeyler yeseydin."

"Şimdi de beni mi düşünür oldun?"

"Seni düşünmediğim bir an var mı sanıyorsun?" pis bir kahkaha attı.

Neden böyle konuşuyordu. Bir an beni öldürebileceğini söyleyip öteki an benimle flört eder gibi konuşuyordu. Üzerine gitmeye karar verdim.

"Kardeşinin fotoğrafı var mı? Görmek istiyorum."

Sözlerim karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. "Demek düğün hayalleri kurmaya başladın. E tabi damadı da hayal etmen gerek. Düğünde ya da düğünden sonra..." Aynı zamanda telefonunda fotoğraf arıyordu. Fotoğrafı bulunca telefonu bana uzattı.

Telefonda ikisi yan yana duruyordu. Kardeşi de ona benziyordu. Ama onun kadar dikkat çekici geniş omuzları ya da delici bakışları yoktu. "Ne oldu beğenmedin mi?"

"Hayır beğendim."

"Bana benzediği içindir." Yine küstahça konuşmaya başlamıştı.

"Tam tersi sana benzemediği için. Senin gibi kötülükle bakmıyor."

Biraz bozulmuştu. "Fotoğraftan mı anladın bunu?"

"Zaten yakında tanışmayacak mıyım? O zaman bizzat görüp yorumlarımı sana tekrar sunarım olur mu?" Ben de onun benle kafa bulduğu gibi onunla kafa buluyordum.

Küçük atışmamız Ali'nin kahkahalarıyla son buldu. "Gerçekten çok komiksiniz pardon dayanamadım."

"Artık gidebilir miyiz?" dedim Ali'ye dönerek.

"Adamlara söyle botu ayarlasınlar. Sen de bu kartı al. Şaşkın beş kuruş paran yok nasıl alışveriş yapacaksın."

"İstemiyorum senin paranı yanımda biraz nakit var."

"O yetmez. Ali Derin'in istediklerini alın."

"Emredersin patron."

Gemiye yanaşan bota binerken Emir'in gözleri üzerimdeydi. Az sonra bot hareket etti ve oradan uzaklaştık. Üç gün sonra Emir'den uzaklaşmak nefes alıyor gibi hissettirmişti.

Emir

"Onunla sen evlenmeyecek misin? Ne saçmaladın kıza?" Ali Derin'i kaçırdığımız akşam ona kardeşimle evleneceğini söyledikten sonra yalnız kalınca bu soruyu sordu.

"Evet, ama o şimdilik böyle bilsin."

"Sonra sorun olmasın." Ali ona olan bakışımdan sonra daha fazla bir şey demedi.

Derin hem sinirlerime dokunuyor hem de güzelliğiyle başımı döndürüyordu. Onun yanında durmak çok zordu. Onu kardeşimle evlendirmem zaten seçenekler arasında değildi. Sarp hep bu işlerden uzak durmuştu. Derin ile evlenmek de işimin bir parçası olarak benim sorumluluğumdu. Babam da böyle olmasını istiyordu. Hem de kardeşimle evlenip sürekli evimde gezinecek ama ona elimi süremeyecek olmam kabus gibi bir şey olurdu. Büyük ihtimalle taşınırlardı. Ama hiç mi görüşmeyecektik? Biz her tatile Sarp ile beraber giderdik. Onu bir yaz tatilinde sahilde bikinilerle güneşlenirken görecek ama çıplak vücudunu hayal etmeyecek miydim? Kardeşimin karısını çıplak hayal edemezdim. Onu ilk gördüğümde ellerimin arasına aldığım bedenine hiç bir zaman dokunamayacaktım, parmaklarımın arasında sertleşen göğüs uçlarını hiç bir zaman öpemeyecektim.

Zorunlu EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin