Emir
Kumarhanenin kapısından çıktığımızda bana yaşanan her şey gerçeküstü gibi görünmüştü. Yalnızca birkaç saniye için sadece Derin ve ben baş başaydık. Yalnızca birkaç saniye için tüm bunlardan kurtulmanın bu kadar kolay olabileceğine inanmıştım. Ama her şey bir anda yine altüst oldu. Gelen silah sesleri ile Derin'i korumak için göğsüme yasladım. Hemen arkamızdaki kapı açıldı. Theo silahını bize doğrultmuş bir şekilde karşımızda duruyordu.
"Derin gerçekten olağanüstü bir performanstı. Eğer bu gece ölmeyecek olsan oyunculuk kariyerini düşünmeni önerirdim."
Boğazım düğümlendi. Derin'e baktığımda gözlerindeki korkuyu gördüm. Buraya kadar benim için tüm sakinliğini korumayı başarmıştı. Artık bundan sonrasında onu bunların dışında bırakıp geri kalanını yalnızca ben halletmeliydim.
"Theo, bırak Derin gitsin. Beni geri alabilirsin."
Derin'in gözlerinden gözyaşları dökülmeye başladı. "Hayır, Emir sensiz hiç bir yere gitmeyeceğim."
Theo yanımıza yaklaşıp Derin'i bileğinden yakalayıp yanına çekti. Silahını Derin'in çenesine yasladı. "Hiç biriniz hiç bir yere gitmiyorsunuz."
"Theo, Derin'i bu işin içine karıştırma. Bu ikimiz arasında bir şey. Lütfen gitmesine izin ver."
Theo başını salladı. "Olmaz Emir. Çünkü Derin de çoktan bu işin içinde. Jos her şeyi anlattı. Derin sana söyledi mi? Jos ile oldukça güzel zaman geçirmişler. Derin'in tadına bakma sırası bende."
Her bir hücrem kin ve nefretle doldu. Derin'in o mikropla yattığına inanamazdım. Karşımdaki adam da eğer ona elini sürecek olursa onun canını almak için kendi canımı ortaya koymaya hazırdım.
Derin'in gözleri benimkilerle buluştuğunda gözyaşları akmaya devam ediyordu. "Emir yemin ederim yalan söylüyor."
Theo silahını daha sert bastırarak Derin'in acı ile haykırmasına neden oldu. "Ağlama güzellik. Seninle işim bittiğinde Emir ile tekrar kavuşacaksınız. Özel hapishanemde ömrünüzün sonuna kadar birlikte esir kalacaksınız."
Derin'i acı içinde görmeye katlanacak bir saniyem bile kalmamıştı. "Theo tüm bunları neden yapıyorsun? Ne kadar para istiyorsan verebilirim yeter ki Derin'i bırak."
Ona Derin'i bırakması için her şeyi vermeye hazırdım. Tüm paramı, tüm işlerimi, her şeyimi... "Sadece para olsaydı keşke. Sen ve ailen istediğiniz her şeyi almaya o kadar alışkınsınız ki. Bir kere de kaybetmeyi tat istiyorum."
"Sadece bu kadar mı? Kaybettim işte karşındaydım. Senin esirin oldum. Derin'e ihtiyacın yok."
Gözleri artık öfkeden ziyade acı doluydu. "Sadece sen değil. Seni sevenler de senin sevdiklerin de kaybetmek zorunda. Aynı benim sevdiklerimi kaybettiğim gibi."
Bunun altında başka bir şey olmalıydı. Karşımda Derin'e silah dayamış dururken bekleyecek sabrım kalmamıştı. "Sen neden bahsediyorsun?"
"Bir zamanlar bir çocuk vardı. Annesi ile birlikte dondurma yemek istemişti. Dondurma kuyruğunda bir adam elinde silahla arkalarında belirdi. Tek bir kurşun annesinin kafatasını delip geçti. O saniye çocuğunun elini tutan kadın kanlar içinde yere yığıldı. O çocuk kimdi biliyor musun? Bendim. Peki silahı ateşleyen kimdi? Senin baban."
Sözleri karşısında donup kaldım. Tüm bunlar doğru muydu yoksa uyduruyor muydu? Babam bir katil, bir düzenbazdı. Tüm belaların arkasında olduğu gibi bunun arkasından da yine o çıkmıştı. Derin ise babamın günahlarının bedelini yeterince ödememiş gibi karşımda babamın düşmanının silahının ucunda duruyordu.
Theo daha fazla konuşmadı. Derin'i alıp yanındaki duvara yasladı. Derin tekrar acı ile haykırdı. Theo saniyeler içinde eliyle elbisesinin bir parçasını yırtıp elini Derin'in göğsüne koydu. Tüm kaldırabileceğim işte bu kadardı. Theo'nun üzerine atlayıp onu yere savurdum. Ateşlediği silahından çıkan mermi sağ kolumu sıyırdı. Kötü bir yara almamıştım ama kanlar kolumdan boşalmaya başladı. Daha o ikinci atışını yapmadan üzerine kapandım. Boğuşmaya başladık.
"Emir...." Derin arkamdan korku ile bana sesleniyordu.
"Sakın yaklaşma Derin. Hemen buradan çık."
Boğuşmaya devam ettik. Theo'nun elinden çıkan bir kaza kurşunun Derin'e isabet etmesini istemiyordum. Çıplak ellerimle boğazını sıkarken Theo karın boşluğuma bir atış daha yaptı. Bir anlık nefesim kesilmişti ama onu öldürmeden ölmeye hiç niyetim yoktu. Artarda üç el daha silah ateşledi. Ama hiç bir acı hissetmiyordum. Vurulan ben olamazdım. Theo ise hareketsiz kalmıştı. Bakışlarımı Derin'in olduğu tarafa çevirdim. Gözleri tamamen Theo'nun cansız bedenine odaklanmıştı. Korkudan elinde doğrulttuğu silahla birlikte titriyordu.
"Derin tamam geçti. Lütfen silahını bana ver." Gözleri benimle buluştuğunda bakışlarındaki korku ve acıyı birlikte gördüm. Derin hayatında ilk kez bir adam öldürmüştü. Karnımı tutarak yanına gittim. Az önce aldığım kurşun yüzünden çok fazla vaktim kalmamıştı. Bir an önce DeriN'i buradan çıkartmak zorundayım. Onu tutup kollarımın arasına aldım. Sakinleştirmek için sıkıca sarıldım. "Derin, geçti. Buradayım bak. Tekrar birlikteyiz..."
Bir el silah üzerimize ateşlendi. Derin acı ile kollarımın arasında yığıldı. Kurşunun geldiği yere baktığımda Jos'u elinde silahını bize doğrultmuş buldum. Arından bir el daha ateş edildi. Jos yere yığıldı. Arkasından Ali koşarak yanımıza geldi.
"Patron, iyi misiniz? Hemen buradan çıkmak zorundayız." Ali de omzundan vurulmuştu. Derin bilincini kaybetmiş bir şekilde kollarıma yığılmıştı. Ali ile onu kaldırıp hızla oradan çıkmak için elimizden geleni yaptık.
..............................
"Allah aşkına ben iyiyim. Lütfen Derin'i görmeme izin verin." Yatağımın başında duran doktora bağırdım.
"Yakında göreceksiniz Emir Bey. Daha yeni ameliyattan çıktınız." Hastaneye geldikten sonra Derin'in nasıl olduğuna dair bana doğru düzgün hiç bir bilgi vermemişlerdi. Onu gözlerimle görmeden burada rahat yatamazdım.
Ali de benim yanımda omzu sargılı bir şekilde oturuyordu. "Sen de vurulmadın mı? Sen neden ayaktasın da ben yatıyorum?"
"Abi benimki küçük bir sıyrıktı yatmak istemedim." Ali'nin iyi olmasına sevinmiştim. Eğer o zamanında gelmeseydi her şey çok daha kötü olabilirdi.
Derin'i son gördüğümde baygın ve kanlar içinde kucağımda yatıyordu. "Kalkmama yardım et Ali. Gidip Derin'i göreceğim."
Kapı açıldı ve içeri başka bir doktor geldi. "Emir Bey, ben Derin Hanım ile ilgilenen doktor Semih Işık. Nasılsınız?"
Sorusunu görmezden geldim. "Derin nasıl?"
Gülümseyerek cevap verdi. "Derin Hanım iyi. Derin Hanım da bebek de yakında tamamen iyi olacaklar."
"Oh çok şükür. Bi-bir dakika bebek mi dediniz?" Gözlerim şok ile açıldı.
"Sanırım bilmiyordunuz. Derin Hanım hamile. Henüz çok yeni yani kendi de bilmiyor olabilir."
Tekrar baba olacağım için içim mutluluk ile doldu. Derin iyiydi ve bir de bebeğimiz olcaktı. Ona bu haberi ben vermeliydim. "Derin'i görebilir miyim?"
"Derin Hanım uyuyor. Sizin de biraz daha istirahate ihtiyacınız var. Yakında sizi bir araya getireceğiz."
Bekleyecek sabrım yoktu. "Onu hemen görmek istiyorum doktor."
Ali, doktoru istediğimi almadan bırakmayacağımı bildiği için duruma müdahale etti. "Emir hadi sakin ol artık. Biraz dinlenmeye çalış. Derin uyandığında sizi bir araya getirecekler."
Kendimi tutmaya çalıştım. Bir tane dünya tatlısı oğlumuz vardı. Şimdi bir çocuğumuz daha olacaktı. Belki annesine benzeyen küçük tatlı bir kız olurdu. Gözlerimi kapatıp bu düşüncenin tadını çıkartmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Evlilik
RomanceDerin aynı anda hem ailesini hem de sevgilisini kaybetmiştir. Yalnız başına geçirdiği seneler sonunda hayatını aşka kapatmıştır. Beklemediği bir zamanda gizemli bir adam karşısına çıkar ve ona hayatı ile ilgili bilmediği bir gerçeği anlatır. Bu adam...