Emir
Derin'i iki gün boyunca evde oyaladım. Bir yandan işlerin başına dönmem gerekiyordu bir yandan da onu evden çıkmamaya ikna etmem gerekiyordu. Sıkılmasını önlemek için onunla günde en az 3 kez seviştim. Tabi ki bundan hiç şikayetçi değildim. Derin aklımı başımdan alan güzelliği yanında oldukça ateşliydi. Onunla seksten bıkmayacağıma artık emin olmuştum. Her seferinde beni şaşırtacak bir şeyler yapıyordu. Hem o kadar masum hem de bir o kadar ne istediğini bilen bir kadın olması başımı döndürüyordu. Sinema salonunda bana verdiği blowjob tek kelimeyle aklımı uçurmuştu.
Kerem'in o sabah İstanbul'dan ayrılacak uçağa bineceğini öğrendikten sonra Derin'i dışarı çıkarmaya karar verdim. Dışarı çıkacağımızı duyduğunda sevinci gözlerinden okunuyordu.
"Nereye gitmek istersin?"
"Önce sahile gidebilir miyiz? Boğazı görmek istiyorum." O gün ne isterse yapacaktım. Sahilden başlamaya karar verdik. Üzerini giyinip çıkmak için yanıma geldiğinde dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Mavi üzerinde minik çiçekleri olan kısa kollu kısa bir elbise giymişti. Saçlarını toplamış güzel yüzü ortaya çıkmıştı. Parmağında ona verdiğim yüzük tüm parlaklığıyla duruyordu. Herkesin onun bana ait olduğunu bilmesini istiyordum.
Evden ayrılırken otoparkta Sarp ile karşılaştık. "Ben de sizin yanınıza gelecektim abi." Böyle söyleyince benden bir şey isteyeceğini düşündüm. "Bir sorun mu var Sarp?"
"Abimle ve yeni kız kardeşimle zaman geçirmek istememi bir sorun olarak görüyorsan evet. Nereye gidiyorsunuz? Ben de gelebilir miyim?" Derin ile baş başa olmayı tercih ederdim. Ama Derin cevabını çoktan vermişti.
"Evet Sarp gelmene seviniriz."
"Harika. Hangisiyle gidiyoruz?"
İşaret ettiğim gibi Mercedes-Maybach S-Serisi arabaya bindiler. Derin'in istediği gibi Avrupa yakasında tüm sahili dolaştık. Ara ara çocukluğundan hatırladığı anılarını bize anlattı. Derin'in ailesine bu kadar düşkünken onları kaybettiğini bilmek kalbimi parçalıyordu. Ona kaybettiği ailesini geri vermek isterdim. Bunu yapacağım için tek seçeneğim onunla kendi yeni ailemizi kurmaktı. Daha önce hiç böyle hayaller kurmamıştım ama onunla bir aile kurma fikrinden çok hoşlanıyordum. Bir kız ve iki erkek çocuğumuz olabilirdi. Sırası önemli değildi. Biz iki erkek kardeştik. Sarp aklı beş karış havada olsa da çok sağlam çocuktu. Ben de oğullarımın bizim gibi birbirini kollamalarını istiyordum. Bir de tamamen Derin'in kopyası bir kız çocuk fena olmazdı. Hoş kız babası olmaya hazır olduğumdan emin değildim.
Akşamüzeri hepimiz gezerken yorgun düşmüştük. Yemek yemek için sevdiğimiz restaurantlardan birine oturduk. Sarp ve Derin oldukça iyi anlaşmıştı. Sarp yaptığı komik şakalarla Derin'i güldürüyordu. Derin ise herkesi etkilediği gibi Sarp'ı da etkilemişti. Sanki üzerinde bir magnet vardı ve herkesi hiç bir şey yapmasa bile kendine çekiyordu.
"Derin gerçekten çok kafa kızsın. Abim çok şanslı."
"Ben de şanslıyım." Gülümseyerek bana baktı. Uzanıp elini tuttum.
"Yani ben o kadar şanslı olduğunu düşünmüyorum. Abim tam bir baş belasıdır. Hep kendi istediği olsun ister. Tamam çoğu zaman haklıdır ama işte biliyorsun böyle olması sinir bozucu." Sarp sözlerini bitirirken kahkaha attı. Bakışlarımla daha fazla saçmamalaması için bir uyarıda bulundum.
Anlamış görünüyordu. Konuyu değiştirdi. "Eee düğün ne zaman?"
"Tam tarihi henüz belirlemedik ama önümüzdeki birkaç hafta içinde olacak. Senin için de uygun değil mi Derin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Evlilik
RomanceDerin aynı anda hem ailesini hem de sevgilisini kaybetmiştir. Yalnız başına geçirdiği seneler sonunda hayatını aşka kapatmıştır. Beklemediği bir zamanda gizemli bir adam karşısına çıkar ve ona hayatı ile ilgili bilmediği bir gerçeği anlatır. Bu adam...