Emir
2 ay sonra
"Ne düşünüyorsunuz?" aynanın karşısında kendime bakıp Ali ve Sarp'a nasıl göründüğümü sordum. Sonunda Derin ile resmi olarak karı-koca olacaktık. Çocuklarımın annesi, güzeller güzeli aşkım Derin, artık benim soyadımı alacaktı. Sonsuza kadar benimle olacaktı.
Düğün yerine karar vermek biraz vaktimizi almıştı ama Derin'in karnı fazla büyümeden bir yere karar vermeyi başarmıştık. Bana kalsa seneler önce planladığımız gibi büyük bir düğün yapabilirdik. Ama Derin daha az kişinin katılacağı daha mütevazi bir düğün istedi. Gelinlik olarak da daha önce annemle beraber seçtikleri gelinliği giyecekti. Derin gittikten sonra gelinliği saklamıştım. Yokluğunda defalarca yanına gidip o gelinliğin içinde Derin'i hayal edip kendime işkence etmiştim. Ama sonunda onu gerçekten o gelinliğin içinde görecektim.
Anneme Derin ile tekrar bir araya geldiğimizi söylediğimde havalara uçtu. Bir de bir torunu olduğunu ve diğerinin de yolda olduğunu söylediğimizde mutluluktan kendini kaybetti.
Olduğumuz odanın kapısı açıldı ve içeri benimkinin aynısının küçük modeli olan bir smokin içinde Leo geldi.
"Baba, seni çağırıyorlar." Leo minik yaşına rağmen oldukça olgun bir çocuktu. Şimdiden kendi kararlarını kendi alıyor ve korkusuzca hareket ediyordu.
"Tamam oğlum. Anneni gördün mü?" Yanına eğilip onu kucakladım.
"Evet annemin yanındaydım. Bana onu korumamı ve asla yalnız bırakmamı söylemiştin." Sözleri beni güldürdü.
"Aferin oğlum. Annen hazır mı?"
"Evet prensese benziyor. Hani çizgifilmdeki gibi." Elini tutup odadan birlikte çıktık. Seremoni için aşağı inmek üzere Derin'in kapısını çaldım. Kapıyı Nisa açtı. Melis ve annem de Derin'in hemen yanında duruyorlardı. Gözlerim Derin ile buluştuğunda içim heyecanla doldu. Ona karşı hissettiğim duygular başka hiç bir şeyle kıyaslanamazdı.
"Çok güzelsin..." kelimeleri zor bir araya getirdiğimde bu ikisi dudaklarımdan döküldü. Yanına gittiğimde ellerimi beline sardım. O da ellerini boynuma koydu.
"Gelini düğünden önce görmek kötü şans getirmez değil mi?" Biz tüm kötü şansları çoktan tüketmiştik. Önümüzde sadece yeni ve iyi şanslar kalmıştı.
Derin'e herkesi unutup burada kalmayı önermeme saniyeler kalmıştı. Karşımda prenses gibi duruyordu. Prensesin elbisesini yavaşça çıkarıp onu türlü şekillerde elde etmek için sabırsızlanıyordum.
"Hadi ama çifte kumrular. Herkes aşağıda sizi bekliyor." Annemin sözleri ile kendime geldim.
Aşağı inmeden elimdeki kutuyu yavaşça açıp Derin'e uzattım. İçinde pırlanta taşlarla kaplı bir gerdanlık vardı. Ucunda da farklı özel bir taş vardı. Onu seneler önce Derin'in eşyaları arasında görmüştüm. Annesinin evlilik yüzüğünün taşıydı. Beni terk ettiği gün evimde bırakmıştı. Onu da aynı gelinliği sakladığım gibi saklamıştım.
"Bu... Bu düşündüğüm şey mi Emir?"
Gülümseyerek cevap verdim. "Evet Derin. Bugün annenden bir parça da seninle olsun istedim."
"Her zaman annemin yüzüğüne ne olduğunu merak etmiştim. Onu sakladığın için ve sonra da böyle bir hediyeye dönüştürdüğün için çok teşekkür ederim."
Onu o odada son kez öptüm. "Hadi gidip evlenelim."
Derin
Hayatımın en huzurlu günlerini geçirdikten sonra şimdi burada gelinlikler içinde Emir ile evlenmeyi bekliyorum. Son iki ay hayatım tam anlamıyla hayal ettiğimden bile daha güzeldi. Emir ve ben, Leo ve karnımdaki yeni bebeğimizle zaten çoktan harika bir aile olmuştuk. Yalnızca geriye evlilik gibi resmi bir prosedür kalmıştı. Emir ilk kez evlenmeyi planlarken aldığım gelinliği atmadığını söylediğinde çok mutlu olmuştum. Benim için en başından beri doğru olan gelinlik oydu. Ondan başkasını giyerek evlenmek istemiyordum. Henüz bebeğimiz üç aylık olduğu için karnım da belli olmuyordu. Eğer elimizi çabuk tutarsak gelinliği giymem için önümde hiç bir engel yoktu.
Emir ilk planladığımıza benzer şekilde büyük bir düğün önerdi. Ben 20-25 kişinin katılacağı küçük bir düğün olmasında ısrarcı olunca da beni kırmadı. Az kişi olduğumuz için düğünü Bodrumdaki evlerinde yapmaya karar verdik. Evlerinin inanılmaz bir deniz ve gün batımı manzarası vardı. Orayı gördüğümde bundan daha iyi bir lokasyon bulamayacağımıza emin olmuştum.
Önümüzdeki hayatımız için öylesine heyecanlıydım ki. Hayatımda eksik tüm parçalar yerine oturuyordu. Özlemini çektiğim ailemi geri getiremesem de kendi ailemi resmi olarak kurmak üzereydim.
"Annecim prenses gibi olmuşsun." Leo gelinliğimin eteklerine sarılarak bu sözleri söyledi. Ona da babası ile aynı smokinin küçüğünü almıştık. Babası ile yan yana durduğunda aynısının birebir kopyası gibi durucaktı.
"Sen de çok yakışıklısın annecim."
"Babam gibi olmuş muyum?" Her ne kadar daha küçük olsa da babasına hayran olmaya başlamıştı. Onun yaptığı tüm hareketleri kopyalıyordu. Sürekli babasının peşinden geziyordu.
"Ondan daha yakışıklı olmuşsun." Gülümseyerek cevap verdim.
Tüm hazırlıklar bittiğinde Emir odama geldi. Karşımda öyle mükemmel duruyordu ki makyajımı mahvetmek pahasına da olsa onu delicesine öpmek istiyordum. Kendimi zor da olsa tuttum.
Aşağı inmeden hemen önce elindeki kutuyu yavaşça açıp bana uzattı. İçinde pırlanta taşlarla kaplı bir gerdanlık vardı. Ucunda da çok iyi tanıdığım farklı bir taş vardı. Kaybettiğimi düşündüğüm annemin evlilik yüzüğünün taşıydı. Emir onu bulup saklamış olmalıydı.
"Bugün annenden bir parça da seninle olsun istedim." Hediyesi karşısında ağlamak için kendimi zor tuttum. Kolyeyi boynuma taktığında annemi kalbimde ve parmaklarımla dokunduğum o taşın içinde hissettim. Beni böyle görmesini isterdim. Benim canım annem belki de benim aksime beni görüyordu.
Emir ile elele bahçedeki küçük kalabalığın içinden yürüdük.
"İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, kimsenin etkisi olmadan Derin'i eşin olarak kabul ediyor musun?"
"Sonsuza kadar evet."
"Ben de sizleri koca-karı ilân ediyorum."
Nikah memuruna evet dedikten sonra Emir beni tutup dudaklarımdan öptü.
Gelecek hayatımız bizi bekliyordu...
...........................
Sizce Prens Josef-Emanuel'e ne oldu? İntikam için geri dönecek mi?
Bundan sonra Emir ve Derin'i sorunsuz bir hayat mı bekliyor?
Emir ve Derin'in balayı maceralarını duymak ister misiniz? <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Evlilik
RomanceDerin aynı anda hem ailesini hem de sevgilisini kaybetmiştir. Yalnız başına geçirdiği seneler sonunda hayatını aşka kapatmıştır. Beklemediği bir zamanda gizemli bir adam karşısına çıkar ve ona hayatı ile ilgili bilmediği bir gerçeği anlatır. Bu adam...