Emir
Ben telefondayken Ali gelen çağrının nerede olduğunu cihazdan tespit etti. Derin'in çığlıklarını duymak yaşadığım en büyük işkenceydi. Onun nerede olduğunu bulmak için çığlıklarını dinlemeye devam ettim.
"Biliyorum bunları dinlemek zor olmalı Emir." Semih'in iğrenç sesi telefonun diğer ucundan duyuldu. "Derin'in son anlarında ne kadar acı çektiğine şahit olmak. Onun cansız bedenini bulup bulamayacağını bile bilmemek. Neler hissettiğini tahmin bile edemiyorum."
"Semih. Sana söz veriyorum. Seni bulacağım. Kalbini ellerimle sen yaşarken söküp alacağım. Sana aklının bile acılar çektireceğim. Beni anladın mı?"
"Kaybetmek nasıl bir hismiş bir kere olsun anladın mı?" Sesi mide bulandırıcı bir neşe ile geliyordu.
"Senin için geliyorum Semih."
Yoldayım Derin lütfen dayan.
Ali, Semih'in Derin'i tuttuğu yeri tespit etmişti. Olduğumuz yere 65 km uzaklıkta bir villaydı. Derin'i tuttukları yerden canlı bir şekilde çıkartabilmem için duygularımı kenara bırakıp aklımı kullanmam gerekiyordu. Ona giderken geçen her saniye canı acımaya devam ediyordu. Destek için adamlara haber vermiştik. Yaklaşık 5 araba dolusu adam arkamızdan geliyordu. Oraya vardığımızda silahımı kontrol ettim. İçeri girmeye hazırlanıyordum. "Biraz yavaşla Emir. Adamları beklememiz gerek. Kaç kişi olduklarını bilmiyoruz."
"Onu hemen oradan çıkartmam lazım. Bekleyecek vakit yok."
"Hiç bir plan olmadan yalnız başına oraya giremezsin. Kendini öldürtmek mi istiyorsun?"
İlk tepkim Ali'ye benim kararlarımı sorguladığı için dersini vermekti. Ama bu onun görevlerinden biriydi. Kabul etmekten nefret etsem de acele ile yanlış kararlar almamı engellemeye çalışıyordu.
"O zaman senin bir planın var mı?"
Ali eliyle kuzey kapısını işaret etti. "Biri şu kapıdan girmeli. Gizlice içeri sızıp Derin'den herhangi bir iz var mı kontrol etmeli."
"Ben girerim." Omzuma AK47 aldım, silahımı da belime koydum.
"Orada dikkatli olmalısın. Adamlar geldiğinde bir kısmını kuzeyden diğerleri de güneydeki kapıdan göndereceğim. En geç 10 dakika sonra burada olacaklar. O zamana kadar sessizce ilerleyip ondan bir iz aramalısın."
Kafamı sallayıp onayladım. "Ayrıca şu aleti al. Eğer onu bulursan buna bas. Direkt olarak yerini tespit etmemi sağlayacak. Adamlarla beraber sizi bulacağız. Son olarak da lütfen onun Derin olduğunu unut. Adamlarından biri alıkonulmuş gibi düşün. Duygusallaşma."
"Tamam. Bu kadar konuşma yeter. Artık giriyorum."
"Hey patron. Az sonra hepsi belasını bulacak."
Derin bir nefes alıp içeriye daldım. Az sonra o psikopatın canını kendi ellerimle alacaktım.
Derin
Başım katlanması güç bir şekilde ağrıyordu. Semih ise karşımda oturup telefonu ile oynuyordu. Ağzımdaki bantla nefes almak çok güçleşmişti. Boğazım kurumuştu ve kan tadı alıyordum. Daha ne kadar dayanabilirdim pek fazla emin değildim. Emir'in gelip gelmeyeceğini bile bilmiyordum.
Birden Semih'in adamlarında biri yanımıza geldi. "Patron, kuzey kapıda patlama olmuş." Yüzü ifadesiz görünüyordu. Birden ayağa kalktı ve bana yöneldi.
"Derin lütfen biraz daha dayan. Şov birazdan başlayacak."
Diğer adamla birlikte odadan çıktılar. Bir anda tek başıma kalmıştım. Kaçmak için mükemmel bir fırsattı ama ellerim çok sıkı bir şekilde bağlıydı. Odanın dışında ayak seslerinin bana yaklaştığını farkettim. Heralde başımda durması için birini göndermişti. Ama onun yerine karşımda yüzünde endişe ifadesiyle Emir duruyordu. Gerçekten de oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Evlilik
RomanceDerin aynı anda hem ailesini hem de sevgilisini kaybetmiştir. Yalnız başına geçirdiği seneler sonunda hayatını aşka kapatmıştır. Beklemediği bir zamanda gizemli bir adam karşısına çıkar ve ona hayatı ile ilgili bilmediği bir gerçeği anlatır. Bu adam...