Zorunlu Evlilik

26

Emir

O gün Derin Leo için yardıma gelen bakıcı adaylarıyla mülakat yapacaktı. Derin tahmin ettiğimden bile daha iyi bir anne olmuştu. Leo ile kurduğu iletişim, her ihtiyacı olduğunda ona sevgi ile bakması beni derinden etkiliyordu. Ama oğlum kolay bir çocuk değildi. Uyku düzeni henüz tam oturmamıştı. Geceleri defalarca kez ağlayarak uyanıyordu. Gündüzleri de sürekli istekleri ile annesinin ilgisini istiyordu. Derin bir bakıcıya ihtiyacı olmadığını söylemişti ama çok bitkin görünüyordu. Bunda benim de payım vardı. Ona geldiğinden beri gün yüzü göstermemiştim. Bir bakıcı işlerini kolaylaştırabilirdi.

Çalışma odasına girdiğimde Derin gelen bakıcı adayı ile konuşmaya çoktan başlamıştı. Bakıcı adayı genç ve güzel bir kadındı. Ben içeri girdiğimde ayağa kalktı. Yanına gidip elini kibarca sıktım. Derin'in bakışları üzerimizdeydi.

"Ben eğitimin bebeklikten başladığına inanıyorum. Leo benimle ingilizce, fransızca ve italyanca pratik yapacak. Ayrıca ona piyano çalmayı öğretebilirim. Çocukların zeka gelişimi için de birçok zihinsel aktivite biliyorum."

"Leo yalnızca 19 aylık ve çok enerjik bir çocuk. Zihinsel olmayan aktivitelere de ihtiyacı var. Yani normal oyunlar da biliyor musun?"

"Oyun tabi ki önemli. Ama onun benimle kısa bir süre geçirdikten sonra neler yapabildiğine şaşıp kalacaksınız."

"Tamam. Ücretin nedir?"

"Aylık 5.000 dolar."

Derin şaşkınlıkla cevap verdi. "Bu çok fazla."

Söze girdim. "Leo için fazla değil. Ne zaman başlayabilirsiniz?"

Derin benim dahil olmamdan hoşlanmamış görünüyordu. "Bunu önce kendi aramızda konuşsak Emir."

Bakıcı arayı bulmaya çalıştı. "Hiç sorun değil. Siz eşinizle bir karara varınca beni arayabilirsiniz."

"O benim eşim değil. Ben bekarım." Dönüp bakıcıya gülümsedim.

"O zaman bu durumda sizden haber bekliyorum." Bakıcı cevabımdan hoşlanmış gibi görünüyordu. Bizimle vedalaşıp oradan ayrıldı.

"Bence biraz kıskandın." Derin'e pis pis sırıttım.

"Ne kıskanması? Eğer bu bakıcıyla yatmak istiyorsan senin olsun."

"Tamam." Derin duygularını saklamaya çalıştı ama fena sinirlenmişti. Beni kıskanması çok güzel bir duyguydu.

İş için evden ayrıldım. Zaten Derin ile evde uzun süre kalmak sinirlerimi aniden hoplatabiliyordu. Bir dakika onu ne kadar özlediğimi düşünüp ona bu kadar muhteşem bir anne olduğu için hayran oluyor, diğer dakika bana yaptıkları için onun canını yakmak istiyordum. Onu hala inkar edemeyeceğim şekilde seviyordum. Ama onu affetmem söz konusu değildi.

"O siktiğimin Kerem'ini ne zaman getireceksiniz bana Ali? Yoksa tüm sinirimi senden ve adamlardan mı çıkartmamı istersin?"

"Çok yakınız patron. Adam bizim ayağımıza geliyor. Şu an İstanbul'a gelen uçakta. İndiğinde direkt paketleyeceğiz."

Bunu duyduğuma sevinmiştim. Kerem'i öldürmek içimi biraz olsun soğutacaktı.

"Güzel. Ben çıkıyorum başka bir şey var mı?"

"Patron. Gamze sana ulaşmaya çalışıyormuş. Hani şu dergideki kadın. O gece fotoğraflarını çekememiş. Müsait olduğunda gelip çekmek istiyor."

Başta o kadınla uğraşmak istemediğim için başımdan savmaya karar vermiştim. Ama sonra bugün bakıcı ile olan küçük flörtleşmemizden sonra Derin'in kıskançlığı gözümün önüne geldi. İşi biraz daha körüklemeye karar verdim.