5. Bölüm: Şafak Sökerken

2.4K 107 18
                                    

Mevsim/ koliva 🍃

"İçimde bir galiba var. Bu galibanın silinmesi senin elinde."
-Nazım Hikmet

"-Nazım Hikmet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5. Bölüm: Şafak Sökerken
O sabah şafak sökerken kalbim titredi. Titrerdi bazen kalp, soğuktan değil kelimeler zelzele yaratırdı tam kalbinin ortasında. Nisanın aksine baharın ortasına ihanet gibi dökülüyordu yağmur. Sabah ihanetle yağan yağmur toprağın kalbindekileri açığa çıkartmak için savaşıyordu. Haindi o kadar haindi ki, açığa çıkmaması gereken her şeyi boğuyordu varlığıyla.

Elleri ceketinin cebine doğru yerleşti. Çitlere yaslanırken yüzümü inceliyordu.

Hain bir kadına bakan gözlerle beni süzerken elini ceketinin iç cebine doğru götürdü. Sigara paketinden sigarasını alıp tekrar tüttürüyordu. "Ateşin varisi?" Dedim sorgulayarak bakarken. Zihnimde korunmaya and içmiş düşüncelerim dökülüyordu birer birer avuçlarıma.

Yağmur; kalbimdeki büyük nefret gibiydi. Bütün güzelliğin üstüne haince düşüyordu. Şafak sökmek istercesine bulutların ardındaydı. Sökmek istiyordu fakat beceremiyordu bunca kötülük karşısında doğmaktan çekiniyordu güneş.

Tırnaklarım avuç içerimde açtığı yaraları kavramış ve kendini oluk oluk akan kanlara siper etmişti. Tırnaklarımı çektiğim yerden sızmıştı acılar, gözyaşlarıma dönüşmeden önce. Giray çitlerden belini kaldırıp elindeki sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi. Umursamazca çıkarttığı peçeteyi yaralarıma siper olarak avcuma doladı. "Acıyor-"

"Acır!" Dedi sesi tehditkar şekilde ton alırken. "Gidiyoruz."

"Nereye?" Derken arkasını dönüp arabaya doğru ilerleyen Giray'a seslendim.

Büyük bir hınçla gözlerini yüzüme tokat gibi çarpıp, "Kimyager sen az önce beni reddettin."

"Nasıl? Hadi ya öyle mi yapmışım." Derken ellerimi göğsümün üstünde birbirine bağladım. Apaçık bir şekilde alayla gözlerine baktım. Sonra alaylı rüyamdan çıkıp kendimi ciddiyetin var olduğu dünyaya tekrar adadım. İçinde bulunduğum ciddiyet barındıran yaşanmışlıklara geri döndüm. Ayağımın dibinde yağan yağmuru izlemeye koyuldum. Gözlerimi tekrar kaldırdım Giray'ın gözlerine doğru bakmaya başladım. "Ben," dedim. "Sana hayır diyemeyecek kadar çaresizim."

Kalbim sızladı. İçimde paramparça olan hislerim kalbime batıyordu tıpkı kıymık parçaları gibi dolmuştu gönlüme. Kanımda dolaşan zehirli korku vücudumu sardı. Dudaklarım aralanacak gibi oldu. "Sen," dedi. "Benim yanımda olduğun için asla çaresiz olmayacaksın." bana doğru adımlar atıp kolumdan tuttuğu gibi arabaya doğru çekiştirdi. Arabanın kapısına geldiğimizde, "Nereye?" Diyerek mırıldandım. Verdiğim kararın ağırlığı buz kütleleri gibi kalbime oturdu.

İntikam ZemareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin