10. Bölüm: Çan Sarmaşığı

1.7K 55 6
                                    

To Build A Home/ The Cinematic Orchestra 🕯️
Oylarınızı eksik etmeyiniz, keyifli okumalar..

"İçini açmaman gereken insanlara, çiçek açmışsın.."
-Nazım Hikmet

"-Nazım Hikmet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10. Bölüm: Çan Sarmaşığı
Korkunun zehirli sarmaşıkları bir günebakan gibi doğarken, zihnimize doluyordu dünyanın çamurları. Zihnimin içerisinde zehrini akıtmak için düşmanca dolanan yılan, sokacak bir yer arıyordu. Kötülükte gireceği bir yer bulmak için zihinlerimizdeydi. Korumaların dışarıdaki koşuşturmalarına büyük bir korkuyla dönüp baktım. "Cama yaklaşma." Dedi Giray beni arkasına alarak belindeki silaha uzandı. Bakışlarım elinin uzandığı silahtaydı.

Cenk Çetiner beni sevmiyordu. Benim bu planın bir parçası oluşumu seviyordu. Peşime takılan tetikçiler, hayatımı bir zindanda gibi yaşamama sebep olurken, o sadece o krallığın en büyük varisi olmak istiyordu. O simgelerin en güçlüsüne sahip olmak istiyordu. Simgeler neydi ve anlamları neydi ki bugüne kadar benim dikkatimden kaçmıştı? Yoksa gerçekten bilerek benden gizlenmiş miydi?

Giray bakışlarıyla etrafa bakarken onun yüzündeki duygu değişimlerini inceliyordum. "O piç kurusu buraya geldiyse eğer bu sefer onu affetmem." Dedi silahı belinden çıkartırken.

Silahı çıkaran eline usulca uzandım koluna dokundum bir kelebeğin dokunuşu gibi narindi. "Ben senin yanındayım senin kötü olmadığınu bildiğim için buradayım."

"Beni durdurmaya kalkma sakın kimyager."

"Seni durdurmaya falan çalışmıyorum.."

"Bana bak kimyager gözlerime bak bu cesaret gösterilerine bir son ver." Gözlerime öyle derin bakıyordu ki okyanusun dibindeki mercan resiflerine bakıyor gibi hissediyordum. Bakışındaki öfke dalga dalga yayılıyordu.

"Cesaret gösterisi yapamayacağım kadar çok açığımı biliyorsun." Dedim o derinlikte boğulmayı seçerek. Aramızdaki mesafe sıfıra sıfırken, yüzüme doğru eğildi yüzünde emin bir ifade vardı. "Evet," dedi fısıldayarak. "En önemlisi dudağının tadını."

"Alçak," dedim arkasından ayrılarak, aramızdaki mesafeyi araladım. Aralandığı gibi evin tüm ışığı bir anda karanlığa gömüldü. Karanlıktam korkmuyordum tabi ki, sadece karanlığın içerisinde daha rahat sinsice dolaşabilen kötülükten korkuyordum. Giray az önce bana söylediği şeylerin farkında olmasına rağmen beni kollarının arasına aldı. Kıpırdandığımı hissedince, "Biraz böyle kalman gerekiyor sayın kimyager."

"Beni bu şekilde tutup mu koruyacaksın?" Dedim kollarının arasında yüzünü inceleyerek.

"Vücudundaki mine çiçeğinin kokusu sakin kalmamı sağlıyor." Dedi başka bir bahane bulamaz mıydı? Bu kadar aptalca bir cevabı nasıl vereceğini düşünürken, "siktir." Dedim kısık bir sesle gülümsedim. Tehlike sinyalleri beynimin içerisindeyken, saçma bir şekilde o sinyalleri bozmayı başarıyordu.

İntikam ZemareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin