Onlar Bile Üzülürler/ Redd
11. Bölüm: Kara Melek
Bir fırtına çıkmadan önce durulurdu hava. Durgunluk sebebiyle bir sakinlik dinginlik olurdu havada. Kara bulutlar gelmeye başladığında anlardın fırtına öncesi sessizlik olduğunu. Siyah melek heykeline baktım. Melek siyah olur mu? Diye düşünmeden alıkoyamadım kendimi. Sonra Giray'a döndüm. "Ben evlenmeyeceğim komutan." Dedim inatla yüzüne döndüm. Dudakları aralandı fakat bir şey söylemedi. "Ben çıkıyorum dolapta eşyaların var." Dedi Giray odadan ayrılırken.Giray Günalp'in ağzından..
Onu gördüğüm ilk anı anımsadım yine onun gözlerindeki her bir bakışı ince ince aklıma dokuduğum zamanlara ışınlanıyordum sanki. Onun küçük parmaklarından kanlar akarken, gözünden bir damla yaşın düşmediği zamanlar yüzünden sürekli kriz geçirdiğini biliyordum. Onun kurtarıcı kara meleği olmak istiyordum sadece. Bir kadına duyulması gereken hiçbir saygı yoktu o evde. Ateşin varisi ile yaptıkları her oyun bir kadının yaşamını etkileyecek derecede kanlı bir oyundu. Ferah'ın gözlerindeki acı parlama onların gördükleri son şey olacak belki de.. Babamın ve bir kadının hayatını karartan o piç kurularına hayatı zindan etmek için sözler veriyordum her gün.Bana sorduğu soruya sakinlikle cevap verdim. "Seninle evleneceğiz." Dedim alayla gülümserken. Onun gözlerindeki şaşkın ifade sakin kalmasını zorlaştırdı. Çakmak rengi gözleri ateş gibi parıldadı bir endişe peyda oldu gözlerinde. Cenk Çetiner'in elini uzattığında oradan bir adım geri atmaması bile ne kadar cesaretli olduğunu gösteriyordu bana. "Ben evlenmeyeceğim." Dediğinde bunun ne denli kederli bir şey olduğunu düşündüm sadece. Eğer babasının çeşitli kadınlarla annesini aldattığını bilseydi eminim ki, o evi onların başına yıkardı ve bir daha asla evlenmeyecek derecede, evlilik ve aileden soğuyacaktı. Benimle ya da bensiz mutsuz bir yaşam sürdürmesine gönlüm el vermezdi.
Onun yüzünde duyguları gizlemeye çalışan bir perde oluşuyordu. Odadan çıkarken, "dolapta eşyaların var." Dedim. Bana hızlıca dönerek, "bu siyah melek nedir?" Diye sordu merakla.
"Önemli mi?" Diye sordum inatla. "Önemsiz bir şey güzel diye aldım." Dedim açıklamaya girişerek. "Kitaplıktaki kitaplarımı karıştırmazsan sevinirim kimyager."
"Geçenki kitap?" Dedi sorgularca suratıma baktı. Güçlü bir öfke hissettim yüreğimde nedensizce. "Eski sevgilinle ilgili mi?" Diye direterek soruyordu.
Sorularını yanıtsız bırakmak durumundaydım. "Aşağıdayım bir şeye ihtiyacın olursa seslen." Dedim kapıyı sertçe kapatarak. Ferah tam tahmin ettiğim gibi odadan çıkmadı ve emindim ki birkaç saat boyunca da çıkmayacaktı.
Lale'nin vurulduğu an göğsüme kapanan bedeni minicik bir serçeyi göğsümde tutuyormuş hissi veriyordu. Ferah korkularını birine sığınarak geçiren bir kadın olmamıştı hiç.
Letafet'in üslupsuz tavrı tüm sinirimi alt üst ettiği gibi onun bu intikamı bozmasına da sebep olabilirdi. Toplantı odasına hızla giderken içimden sövmeyi de ihmal etmiyordum. Odaya büyük bir hınçla girdiğimde Letafet büyük bir acıyla gözlerime baktı. Ona acıyacağımı sanarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Zemare
Teen FictionYetişkin okurlar için uygundur.🎟️ Çocukluk aşkı konuludur 🔖 Ya şimdi ya sonra, o gün edildi intikam yemini. Ben en karanlık gecenin ölümcül etkisiyle sabahlara kadar boğuşurken güneş hala orada doğuyordu. Daha ne kadar bu sabırla kalabilirdim bilm...