Resul Dindar/ Sorma 🍃
Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, fakat aslâ ümitsizliği değil...
-Nazım Hikmet17. Bölüm: Savaşın Çağrıları
Giray Günalp'in ağzından..
Hayat; anlamsızlıklar silsilesinin yegâne suçlusuydu. Hayatın içinde cehennemi yaşamak bir kadının en zor sınavıydı. Savaşın içindeki yangının ilk kibriti o çocukken yakılmıştı. Bu yangını ona zarar vermeden öğrenmem müthiş fevkalade bir bahtiyarlıktı. Ben onu koruduğum sürece kimse ona zarar veremeyecekti. Kalbimde akan coşkun deniz karadenizin suları kadar hırçındı. Onun tenine tek bir kötü el dokunamazdı buna asla izin vermemeye and içtim.Onun yüreği bazı şeyleri kabul etmemek için direniyordu. İnatla onun ağzından çıkacak kelimeleri zorluyordum. Onu ilk gördüğüm an bahçelerindeydi ikinci kez gördüğümde yine bahçedeydi. O kedileri, bitkileri, göğü bakabileceği ve kötülüğün gelmeyeceğini düşündüğü şeylere sıkı sıkıya bağlıydı. "Hey napıyorsun orada?" Diye seslendiğimde bahçenin kuytı bir köşesinde merdivene tırmanıyordu.
"Yine mi sen? Hep bizim eve mi geleceksiniz?"
"Ne kadar misafirperversiniz." Derken gözlerimi devirdim. Daha on üç yaşlarındaydık.
"Öyle olmamak için üst bir çaba sarf ediyorum." Dedi öfkeyle soluk alırken gözleri sinirden kavruldu.
"Misafirleri ben de sevmem sıkıntı yapma." Dedim merdivenin dibine doğru yanaştım. "Ne yapıyorsun orada?"
"Bunu sana söyleyeceğimi sanmıyorum."
"Söylemezsen bende peşinden tırmanırım o zaman." Dedim onun öfkesini ölçercesine.
"Hayır lütfen dur! Tamam lütfen dedim. Kedi yuvası var orada."
"Ne kedi mi?" Dediğimde kafasını evet der gibi salladı ufak bir kedi yavrusunu eline alıp bana gösterdi.
"Evet bunlar benim kedilerim." Derken kediyi bağrına bastı. Onu bir süre izlemekle yetindim.
Elim cebime doğru yeltendi. Cebimden her zaman kullandığım mendilimi çıkarttım. "Bu mendili al illaki lazım olur geçen seferki gibi."
Merdivenlerden ağır ağır indi. "Keşke artık buna gerek olmasa." Diyerek elimden mendili aldı.
"Ben bunun olmasını hiç istemezdim çok üzgünüm."
"Üzülme sadece baban için şükret çünkü ben o konuda hiç şanslı değildim." Saçları beline kadar uzanıyordu tek bir örgü halinde. Sırtını dönüp bahçeden ayrıldı. Onun yüreği sevgisizliğin mesken edindiği yerdi. Dünyadaki tüm sevgisizliğin kaynağı sanki onun yüreğinden besleniyordu. Onun isyan dolu soluğu ciğerimi yakıyordu.
💔
Onunla tartışmamız bile bana büyük bir adım attığım izlenimini gösteriyordu. Bedenim onun bedenine birleşmiş haldeyken, "Yakında bir savaş olacak sen buna rağmen bile-" dediğinde sözünü kestim. "Evet buna rağmen bile." Buna rağmen bile onu yüreğimde en güzel yerinde taşıyordum. Fakat o bunu hissetmesine rağmen inkar ediyordu ya da korkuyordu. Bilmiyordum ve belirsizlikten nefret ediyordum. "Neden anlamamak için üst seviyede bir çaba harcıyorsun?" Dediğimde şaşırdı beklemediği bir tepkiydi. "Ben her şeyi anlıyorum sen her şeyi baban için yapıyorsun." Dedi fakat bakışı asla inandırıcı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Zemare
Teen FictionYetişkin okurlar için uygundur.🎟️ Çocukluk aşkı konuludur 🔖 Ya şimdi ya sonra, o gün edildi intikam yemini. Ben en karanlık gecenin ölümcül etkisiyle sabahlara kadar boğuşurken güneş hala orada doğuyordu. Daha ne kadar bu sabırla kalabilirdim bilm...