25. Bölüm: Feda

601 42 15
                                    

Winter Sunshine/ Evgeny Grinko 🫶🏻

Keyifle okuyacağından eminim oy ve yorum attığında keyifle bölümleri yazmaya devam edeceğim. 🔖

"Şu anda bu koskoca dünya üzerinde kendisini düşünen bir tek kişi bile mevcut olmadığına o kadar emniyeti vardı ki, acı bir kabadayılıkla kendisi de hiç kimseyi düşünülmeye layık bulmuyor; fakat bundan, sebebini anlayamadığı bir üzüntü duyuyordu."
-Sabahattin Ali

"-Sabahattin Ali

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

25. Bölüm: Feda
Giray Günalp'in ağzından..
Birini sevdiğinde onu korumaman ya da onun adına hiçbir şey yapmamış olman olanaksızdı. Seviyorsan yaşaması adına yapardın her şeyi. Sevmek öyleydi ya, solduğunda ölümlerin en zoruydu.

Ölüm aklımın ucundan geçtiğinden beri kalbim saatli bombayla eşdeğer şekilde atmaya koyuldu. Öyleydi ölüm gelince ölenler sadece geride kalanlar oluyordu. Paramparça olmuş tüm hissim şimdi daha anlamlıydı onun yanında. Arkasında durmadığım her darmadağın hissin onun yanında bir değeri oluyordu.

Acı, kalbimin ortasına hançeri taktığından beri oluk oluk kanıyordu tüm duygularım.

Gözlerine baktığımda korkunun her bir adımının atıldığını görüyordum. Yanlış olan neydi ki? Hangi konuda yanılıyorduk? Balkona attığım adımın soğuk serzenişleriyle boğuşurken, Letafet'in aramasıyla telefona yöneldim. "Giray hemen gelmen gerekiyor Semih hakkında."

"Ne olmuş Semih'e gebersin piç."

"Hayır daha önemli Ferah'la ilgili."

"Ne diyorsun Letafet açıkça konuşsana."

"Semih sen gelmeden söylemeyeceğini söylüyor."

Letafet'ten bunları duyduktan sonra hızla arkamı döndüm. Ferah uyumak üzereydi onun alnına sevgiyle öpücük kondurdum. Kapıdan ayrılmadan önce son kez onun yüzünü inceledim. Hala onun kalbine dokunacak kadar yakın değildim ona. Aramızda dağlar kadar yalan vardı.

Arabaya binip konaktan çıktım. Trabzon'da şehir meydanına uzak ormanın ortasında Semih'i tuttuğumuz yere gittim. "Semih'le ilgili konu ne?" Diye sorunca Letafet gözlerini kaçırdı. Söyleyecek bir yalan düşündü. "Dinliyorum Letafet."

"B-bak Giray Semih diyor ki, Ferah o şirkette zehir saçan parfümler yapıyormuş."

"Ne diyorsun amınakoyayım ne zehri sen de inandın mı? Bunun için mi çağırdın beni?"

Semih bağlı olduğu sandalyede debelendi. Ağzı bağlı olduğu için konuşamıyordu ağzını açmam için yalvarırca yüzüme baktı. Letafet hızlıca dizine tekmeyi indirdi. "Kes lan!"

"Bırak aç ağzını konuşsun." Dedim Letafet ne zaman bir şey gizlese onu hemen belli ederdi.

"Boş yapacak gerek yok." Dediğinde Semih'in ağzındaki bantı sökerek çıkarttım.

İntikam ZemareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin