15. Bölüm: Gözlerindeki Gökyüzü

1.5K 79 37
                                    

Bullets On Parade/ Noiserv 💔

Görmesen bile denizi, yukarıya çevir gözü: deniz gibidir gökyüzü...

- Sabahattin Ali

- Sabahattin Ali

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15. Bölüm: Gözlerindeki Gökyüzü
Giray Günalp'in ağzından..
Elim teninden ayrılırken çığlık çığlığa bir his koptu hücrelerimden. Elim teninden ayrılmak istemedi. Tüm hücrelerim onu deli gibi istiyordu. Onu bıraktım ayağım yere sertçe bastı bedenim alevlendi. Ona sırt çevirip odadan çıktım, taneciklenen terler alnımda toplanmıştı. Beni bu denli çılgına çeviren kadının yanında durmak ve ona sarılmak istiyordum. Alnımdaki terleri sertçe sildim. Cebimde titreyen telefona çabucak yanıt verdim.

"Söyle Selim abi." Dedim sesim boğuk çıkıyordu. İçimdeki duygu karmaşasını yenmek için kapının önünden ayrıldım. Evin arka bahçesine çıktım.

"Giray'um," dedi Trabzon ağzıyla. "İstanbula geliyoruz."

"Abi bir şey mi oldu?" Dedim tedirgince kaslarım gerginleşti. Duvarların üstüme geldiğini beni baskıladığını hissettim.

"Oğlum burası hiç güvenli değil endişelerim var." Dedi Trabzon ağzıyla konuşurken sıkı dişlerinin arasından öfkeyle dökülüyordu kelimeler. Arkadan Mustafa abim seslendi. "Ciray," dedi Selim abimden biraz daha fazla Trabzon ağzı vardı. "Fadik, annem, Selim abimler hiç rahat değiliz. Yarın oradayuz da."

"Tamam abi başımın üstünde yeriniz var." Dedim telefonu vedalaşıp kapattık. Trabzonda bile rahat yoktu bu şerefsizlerden. Kanlı bir intikama ortak olmak ailem için çok zor bir durumdu fakat Abim Selim ve Mustafa aşktan anlayan, kadınlara değer veren insanlardı.

Selim ve Mustafa abim benden büyük olsalarda babam onlara bırakmamıştı mirasını. Her türlü yetkiyi bana bırakmıştı. Onlar da her şeye ortaktı fakat tek söz sahibi vardı o da bendim. Babam öldürülmeden önce bunu vasiyet etmişti. Her zaman bana, "sen asla kalbinle hareket etmiyorsun duyguların vereceğin kararların önüne geçmiyor aklını, zekanı kullanıyorsun abinlerden tek farkında bu." Diyordu. Vasiyet önümüze geldiğinde Selim abim öfkelenmişti hala onun söyledikleri çınlıyordu kulağımda.

Yaylada yaşamanın tek nedeni de buydu. Benim gözüm mirasta değildi, yetkilerde değildi. Abimin bunu anlaması yedi yılımıza mal olmuştu ama biz yine barışmak ne demek bilirdik, sarılmayı, değer vermeyi çok iyi bilirdik. Selim abimin yanına, Ferah Trabzona gelmeden birkaç gün önce gitmiştim. Ferah için kurduğum plan kanlı bir oyunun başlangıcıydı. Selim abimin gücü, tanıdıkları Layemut cemiyetiyle kapışacak derecede büyüktü. Bu yüzden Selim abimin yanımda olması avantajların en büyüğüydü.

Ferah'ı korumak dünyada verdiğim en kanlı sözdü.

Selim abim her zaman bazı düşüncelerime karşı gelen biriydi. Ferah'ı o konakta ilk gördüğünde öfkesi beni bir hayli korkutmuştu. Ferah'ı odada bıraktığımda Selim abim beni odasına çağırmıştı. Öfkeyle solurken yüzüne baktım. "Hayırdır?" Diye sordu Selim abim.

İntikam ZemareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin