-10-

18.7K 882 8
                                    

"Tam istediğim gibi oldu herşey. Kızıyorsun ama tekrardan teşekkür ederim arkadaşım. Hergün gelmese bile iki günde bir gelecek artık ürünler. Nasıl bir anda koordine ettin bütün lojmanı ya. Herkes de tamam dedi. Ama bence çok iyi oldu."

"Ayy bu kaçıncı teşekkür ama ya. Canım arkadaşım hepsi tüketiyor zaten. Birde çoğunun çocuğu var. Lazım yani. Havada kaparlar."

"Çok çabuk hallettik. Vakit var baya ben askeriyeye geçeceğim işin yoksa beraber gidelim varsa ayrılalım. Aslında bir yerde oturalım diyeceğim ama bekliyor onlarda gidip orayı da halletmek istiyorum. İnşallah birşey çıkmaz ama."

"Ay Ayşe yıkılır bizimkiler. Hepsi maske takıyor belli etmemek için anlamıştırsın sende. Umarım bir an önce çözülür. Ben gideyim eve. Annem yalnız Alican ile. Birşey olsa arardı ama yinede gideyim canım. Ama seninle şöyle bir gezelim en yakın zamanda. Bende çok istiyorum iyice sıkıldım. Çevreyi tanıtırım sana."

"Çok sevinirim canım. O zaman ben buradan ayrılıyorum. Görüşürüz."

"Dur şu elindekileri alayım ben birşey olur. Bozulur felan. Akşama alırsın olur mu?"

Ayşe düşünceli kıza baktı sıcacık bir şekilde. "Teşekkür ederim canımcım. Ne güzel olur. İşim bitince Alican'ı görmeye gelirim o zaman da alırım."

"Tamamdır görüşürüz Allah yardımcınız olsun."

"Amin inşallah canım görüşürüz."

Ayşe ve Elif farklı yönlere dönerek ilerlediler. Bu sefer erken gidebilmek için bir taksi çevirmişti. Askeriye önünde indikten sonra geçen seferki gibi bir sorun yaşamamak için önce ağabeyini aramaya karar verdi. Bilgisayar yanında diye çanta almamıştı. Cebine sokuşturduğu telefonu çıkarıp aradı.

"Güzelim?"

"Abicim ben geldim de. Kapıya haber verir misin sana zahmet."

"Yine mi almadılar?" Oturduğu odada ayaklandı. Hamza kulak kesildiği konuşma ile farkında olmadan yumruklarını sıktı. Eğer bir kere daha o tavra maruz kalırsa bu sefer sadece savunma almayacaktı.

"Yok abicim ben daha kapıya geldiğimi bildirmedim. Sen dedin galiba o zaman kapıya yöneliyoum ben."

"Ben tembihledim çitlenbik. Sen adımı ver yeter ama telefonu kapatma olur mu?"

"Tamam abicim."

Ayşe indirdiği telefon ile kapıya yöneldi. Boğazını temizleyerek "Merhaba. Adım Ayşe. Yiğit üsteğmen-"

"Aboo. Sen Yiğit komutanımın bacısı mısın? Maşallah bu saçlar ne gözler ne. Adım Ayşe mi demiştin?"

Ayşe duydukları ile gözlerini şaşkınlıkla açmıştı. Bu iki olmuştu. Sorunsuz bir şekilde geçemeyecek miydi bu kapıdan.

Yiğit ise duyduğu konuşma kaşlarını çattı. Hamza onu izlediği için aynı şekli o da almıştı farkında olmadan.

"Ulan ne diyor o pezevenk. Şimdi yaktım çıranı Veli senin."

"Noluyor Yiğit?"

Sinirle gözlerini yuman Yiğit geri açtı hemen Hamza bir cevap beklediği için. "Komutanım Veli şerefsizi yani Veli kardeşime asılıyor. İki dakika gidip geberteyim Allah için izin verin.

Duydukları ile yumruklarını sıkan Hamza sadece dün gördüğü kızın bir anda bu kadar hayatlarına girmesine şaşırmaya bile fırsat kalmadan sorun üstüne sorun çıkıyordu.

Bir elinde hala telefon olan Yiğit duyduğu konuşmalar ile sırıttı sonrasında. "Aferim güzelim. Hadi bekliyorum."

"Şimdi ne oldu."

ALİCAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin