Merhabalar...
Yeni bölümle karşınızdayım.
Umarım onları anlarsınız. Çünkü bilirsiniz, bazen anlaşılmak pek çok şeyden önemli olabilir.
Oy ve yorumlarınızla satırlarımı renklendirmeyi unutmayın..
Keyifli okumalar dilerim..
****
Billie Eilish-Everything I Wanted
****
Geri Dönüşü Olmayan Gidişler
Hafızam bana ihanet etmişti. O günden bana kalan, koca bir hiç'ti.
Kendimin en büyük düşmanı, yine bendim. Bir bilinmezliğin içine hapsetmiştim kendimi. Yaşamıyordum. İntikam gözümü kör etmişti.
Birbirinin aynıydı günlerim. Yıllar gelip geçmişti. Ben hala o günde takılı kalmıştım. Beni şu anki halime, o ruhsuz insana dönüştüren o günde...
İnsanlar ikiye ayrılırdı bana göre: An'ı yaşayanlar ve an'da kalanlar.
Ben tek bir an'da takılıp kalmıştım.
Zaman zaman bugün olduğu gibi eskiye dair bazı an'ları hatırlardım. Fakat çoğu zaman birkaç saniye sürerdi bu an'lar. İlk defa diğerlerinden uzun ve kayda değer bir an'ı hatırlamıştım.
Gözlerimi açtığımda koca bir boşluk beni kucaklamıştı. Kendime geldiğim andan itibaren ise düşündüklerim sadece bunlardan ibaretti.
Derin bir nefes alıp dolan gözlerimi kırpıştırdım. Doğrulmaya çalıştım. Tolga'nın ceketi üzerime örtülmüştü. Etrafa göz gezdirdiğimde spor salonunun sahibinin odasında olduğumu fark ettim. Koltuğa uzanmıştım. Etrafta Tolga'ya ve bana ait pek çok eşya vardı. Ayağa kalktığım sırada kapı yavaşça açıldı ve Tolga'nın endişeli bakışlarıyla karşılaştım. Oldukça kötü görünüyordu, gözlerinin içi kızarmıştı.
Beni görünce hızlıca içeri girdi. Elindekileri masaya bıraktı ve bana sıkıca sarıldı. "Çok korktum Aysu, iyisin değil mi?"
Kollarımı beline doladım. "İyiyim. Seni endişelendirdiğim için üzgünüm." Başımı dostane bir şekilde omzuna yasladım. Fakat Tolga'nın saçlarım arasına sızan burnu, kesinlikle dostane değildi.
Geri çekildi. Ellerimden tutup beni tekrar koltuğa oturttu. "Ne oldu o an? Çok kötü görünüyordun. O güne dair bir şey mi hatırladın yoksa?"
İçimden bir ses, Tolga'ya hatırladıklarımı anlatmamam gerektiğini söyledi. İçimden geleni yapardım hep. Bu nedenle yine içimden geleni yaptım. "Hayır, hatırlamadım. Sanırım radyodaki haber tetikledi. Çok kötü hissettim Tolga, tarif edemem bu hissi."
Tolga iç çekti. "Hiçbir şey sebepsiz değildir Aysu. Vardır bir nedeni. Bana kızma ama belki de bu olay seni bir şeye hazırlıyordur. Belki de artık yaşadığın kötü günleri geride bırakmalısın."
"Ne demek istiyorsun Tolga?"
"Bilirsin bazen temiz bir sayfa açmak ve her şeyi unutmak gerekir. Sence de bunun zamanı gelmedi mi?"
Yeni bir sayfa mı? Hafızamda hala anne ve babamın ölü bedenleri varken mi?
Hayır, ben tüm temiz sayfaları kana bulayacak kadar büyük bir nefrete sahiptim.
Sinirlenmiştim. "Ne diyorsun sen ya? İçimdeki nefreti görmüyor musun?" Ellerini sertçe ittim.
"Ne bileyim, ben ne dediğimi biliyor muyum sanki? Sadece artık yaşamanı istiyorum Aysu. Yaşayabilmeni... Bahsettiğim nefes almak değil. Onu herkes yapıyor. Günlerini dolu dolu geçirmeni... Mutlu olmanı, eğlenmeni istiyorum. Gerçekten... Bazen bazı şeyleri geride bırakıp yoluna bakabilmelisin."
Sessiz kaldım ve düşündüm. Aslında haklıydı. Bir bataklığa düşmüştüm ve batmaktan zevk alıyordum. Acı içimde o kadar yer edinmişti ki, bir noktadan sonra o acı olmadan yaşayamamayı öğrenmiştim.
Yaşamda en çok zevk aldığım an, rüyalarımda o katilden intikamımı aldığım an'dı. Elinden her şeyi alacaktım. Onu, sonsuz bir acıya mahkum edecektim.
Belki ailem, bana karşı sevgi dolu olamamışlardı. Hiçbir zaman gerçek bir aile gibi olamamıştık. Kavga ve gürültüyle geçmişti çocukluk yıllarım. Anne ve babam tarafından gerçekten sevildiğimi hissetmemiştim. Küçükken ikisinden de şiddet görmüştüm. Ama içimde hep bir umut vardı; ilerleyen zamanlarda beni seveceklerini, bana ilgi göstereceklerini düşünüyordum çaresizce.
Ailemin katili benden umudumu çalmıştı. Galiba bu yüzden, bu kadar zamandır kendimi toparlayamamıştım. Ailem yoktu artık, hiçbir şeyin düzelme umudu da kalmamıştı.
Geriye hastalıklı bir zihne sahip olan ben kalmıştım.
*****
Bölümümüz sona erdi...
Düşüncelerinizi oldukça merak ediyorum.
Her salı ve her cuma yeni bölüm gelecek.
Oy ve yorumlarınızla satırlarımı renklendirmeyi unutmayın.
Öpüyorum..
30.06.2023 23.01
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AN (TAMAMLANDI)
Romance23 Mayıs 2000. Doğumum benim kıyametimdi. Çok sevdiğim o doğum günlerim, şimdi bana cehennemdi. Kendimin en büyük düşmanı yine bendim. Ben, kendimi bir cehenneme hapsetmiştim. Bir mum, iki mum, üç mum... Bir yalan uydurdum. İki ceset buldum. Bir mum...