Merhabalar...
Yeni bölümle karşınızdayım.
Keyifli okumalar dilerim..
****
Spor salonundaki o talihsiz olaydan sonra eve gelip biraz yalnız kalmak istedim. Kendime bir kahve yapıp camdan dışarıyı izlemeye koyuldum. Ağaçların yaprakları rüzgarla savaşıyor muydu, yoksa dans mı ediyordu? Belli değildi.
Sonra o zamanları düşündüm. Hayatımın tamamen mahvolduğu o zamanları... Doğum günümü...
Doğum günleri benim için bir yaraydı. Çünkü babam hiçbir zaman hatırlamazdı doğum günlerimi. Annem ise eğer iyi bir günündeyse "Doğum günün kutlu olsun." demekle yetinirdi. İçerlediğim bu durumu, hala her doğum günümde hatırlarım.
18. yaş doğum günümden bir hafta kadar önce Tolga'yla bu konu üzerinde konuşmuştuk. İlk tanıştığımızdan beri doğum günlerinden hoşlanmadığımı bilirdi. Bu nedenle hiçbir zaman bana sürpriz hazırlamasına izin vermemiştim.
18. yaşıma girmeme bir hafta kala, babamın odasında tesadüfen bir kutu bulmuştum. Başta beni heyecanlandıran o kutunun içinde, babamın annemi aldattığı kadına aldığı hediye duruyordu.
Annem, sürekli aldatıldığını bilmesine rağmen bu durumu görmezden geliyordu. Onları anlamıyordum, yaptıklarını anlamlandıramıyordum. Elimden geldiğince umursamamaya çalışıyordum. Ama o gün, o hediyeyle yüzleşmek çok zoruma gitmişti. Kendi kızının doğum günlerini umursamayan bir adamın, sevgilisine hediye alması çok dokunmuştu bana.
Kutuyu öfkeyle yere fırlatıp dışarı çıktığımı hatırlıyorum. Nefes alabileceğimi düşündüğüm tek yere gittim. Deniz kenarına... Huzur veren dalgaları izleyerek saatlerce ağladım.
İçimde tuttuğum ne varsa hepsini düşündüm. Sonra sildim gözyaşlarımı. Telefonumu çıkardım. Anne ve babamın aramalarını görmezden gelip Tolga'nın aramasına geri döndüm.
"Aysu, neredesin sen?" diyerek açtı telefonu. "Okula da gelmedin. Çok merak ettim kızım seni."
İç çektim. "Deniz kenarındayım Tolga. Bizim bankta oturuyorum."
"Sesin çok kötü geliyor. O kadar telaşlandım ki! Aklıma nasıl gelmedi orası, anlamıyorum. Ayrılma bir yere olur mu? Geliyorum, yakınlardayım."
"Tamam Tolga."
Telefonu kapattıktan sonra yanıma gelmesi çok uzun sürmemişti. Bana sıkıca sarılmıştı. Ben de bu sefer sorduğu sorulardan kaçmamıştım. Kendimi ona ilk defa bu kadar açmıştım. Küçükken yaşadıklarımı, babamın yaptıklarını, doğum günlerinden nefret ettiğim konusunda yalan söylediğimi... Hepsini anlatmıştım. Saatlerce konuşmuştuk. Yanımda olduğunu hissetmiştim. Çok öfkelenmişti onlara.
O günü de bir şekilde atlatmıştım. Hep atlatırdım. Başıma ne gelirse gelsin... En azından 18 yaşına girene kadar böyle düşünüyordum.
Tolga bir hafta sonra, doğum günüm için bana sürpriz hazırlamıştı. Hayatımda ilk defa biri bana sürpriz hazırlamıştı. O kadar mutluydum ki. Güzelce hazırlandım, kıyafetime özen gösterdim. Mutluluğum yüzümden okunuyordu resmen. Bütün arkadaşlarım Tolga'nın ayarladığı mekanda beni bekliyordu. Bir tek ben eksiktim. Çünkü tam evden çıkacakken babam beni durdurmuş ve nereye gittiğimi sormuştu. Tolga'yla çıkacağımı, bana doğum günüm için sürpriz hazırladığını söylemiştim. Sesim de ruhum gibi kırıktı. Ailemin yapmadığını bir başkası yapıyor imasıyla kelimeler dudaklarımdan çıkmıştı.
"Gidemezsin," demişti. Normalde benimle ilgilenmeyen o adam, bugün yani doğum günümde babam olduğunu aklına getirmişti. Anlam verememiştim.
Biraz diretmiştim. Neden böyle yaptığını, Tolga ile olacağımı, daha önce bunu hiç sorun etmediğini söylemiştim. Yine de dinlememişti beni. Daha fazla sorun çıkmasın diye kabullenmek zorunda kalmıştım. Çok sinirlenmiştim ve sinirlenince ağlardım. Bu nedenle odama girer girmez ağlayarak Tolga'yı aramıştım. Tolga, çok sinirlenmişti ama her ikimiz de yapabileceğimiz bir şey olmadığını da biliyorduk.
Aradan saatler geçmişti. Yatağıma uzanmıştım, oldukça üzgündüm. Hala umutlu olan yanım, kapının açılacağını, anne ve babamın üzerinde 18 yanan mum olan bir pastayla içeri gireceğini söylüyordu. Mantıklı yanım ise umudumla dalga geçiyordu.
Derin bir nefes aldım, babamın anlam veremediğim çıkışını boş verdim. Yataktan çıkıp kendime çeki düzen verdim. Bugün benim doğum günümdü. Babamın sorun çıkardığı konu oldukça saçmaydı. Üstelik, bana mantıklı bir sebep bile sunmamıştı. Sırf bu yüzden o kutlamaya gidecektim, karar vermiştim.
Tolga'ya geleceğimi belirten bir mesaj attım. Anne babamla tartışıp ayrıldım evden.
Bazen bazı insanları son kez görürüz. Bazılarına veda etme fırsatımız bile olmadan çıkarlar hayatımızdan. Benim için o insanlar, anne ve babam olmuştu.
O gün, o evden son kez çıktım.
O gün anne ve babamın seslerini son kez duydum.
Onları son görüşüm olduğunu, bilmiyordum. Seslerini son kez duyduğumu, bilmiyordum.
O evden çıkmıştım. Geri döndüğümde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, bilmiyordum.
*****
Bölümümüz sona erdi...
Düşüncelerinizi oldukça merak ediyorum.
Sevdiklerinize sıkıca sarılın olur mu? Çok geç olmadan...
Her salı ve her cuma yeni bölüm gelecek.
Öpüyorum..
30.06.2023 23.02
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AN (TAMAMLANDI)
Romance23 Mayıs 2000. Doğumum benim kıyametimdi. Çok sevdiğim o doğum günlerim, şimdi bana cehennemdi. Kendimin en büyük düşmanı yine bendim. Ben, kendimi bir cehenneme hapsetmiştim. Bir mum, iki mum, üç mum... Bir yalan uydurdum. İki ceset buldum. Bir mum...